BM Raporu: Suriye’de işlenen savaş suçları ve ihlaller ele alındı 2019-09-11 23:22:24   HABER MERKEZİ – BM Suriye Soruşturma Komisyonu, Suriye'de insan hakları ihlallerini içeren rapor hazırladı. Tarafların işlediği savaş suçlarına geniş yer verilen raporda, ayrıca sivil nüfus için en acil koruma boşluklarını ele almayı amaçlayan bir dizi pratik öneri de yapıldı.   Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Soruşturma Komisyonu, savaşın devam ettiği Suriye'de insan hakları ihlallerini içeren "Suriye Arap Cumhuriyeti Bağımsız Uluslararası Araştırma Komisyonu Raporu"nu yayınladı. Raporda tarafların işlediği savaş suçlarına geniş yer verildi.   ÖNERİLER DE YAPILDI   Rapor, sivil nüfus için en acil koruma boşluklarını ele almayı amaçlayan bir dizi pratik öneriyi de sunuyor. Komisyon’un raporunun, 17 Eylül’de İnsan Hakları Konseyi’nin 42. oturumunda interaktif bir diyalog sırasında sunulması planlanıyor.   Yılbaşından Temmuz ayına kadar olan zamanda yaklaşık 300 görüşme, uydu görüntüleri, fotoğraf ve video analizlerine dayandırılarak hazırlanan raporda, ABD öncülüğündeki koalisyon, Rusya ve Suriye ordusunun eylemlerinin savaş suçları kapsamına girebileceği vurgulandı. ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin sürdürdüğü hava saldırılarında siviller ve askeri hedefleri ayırmak için gerekli önlemleri almadığının altı çizilen raporda,  Komisyon’un koalisyon güçlerinin saldırılarını doğrudan askeri bir hedefe yöneltmediğine dair makul gerekçeleri olduğu ifade edildi.   ‘HAVA SALDIRILARI DA SAVAŞ SUÇU DAHİLİNDE’   Raporda, Suriye’deki ABD öncülüğündeki koalisyonun hava saldırılarının pek çok sivilin ölümüne veya yaralanmasına neden olduğuna işaret edilerek, bu saldırıların savaş suçları dahilinde olabileceği belirtildi.   RAPORDA İDLİB SALDIRILARI DA YER ALDI   Suriye ordusu ve Rus uçaklarının özellikle son dönemde İdlib bölgesine yönelik yaptığı hava saldırılarında sağlık kuruluşlarını, okulları, pazar yerlerini ve tarım alanlarını hedef aldığına dikkat çekilen raporda, bu saldırıların da savaş suçu teşkil edebileceğinin altı çizildi. Komisyon raporunda ayrıca, ordu ve destekçilerinin sağlık kuruluşlarını sistematik olarak hedef aldığı vurgulanarak, sağlık kuruluşları ve sağlık çalışanlarına yönelik kasıtlı saldırıların da savaş suçu anlamına gelebileceği kaydedildi.   Raporda ayrıca işlenen savaş suçlarının yanı sıra bölgede yaşanan ve yaşanması muhtemel hak ihlallerine de ayrıntılı değinildi.   ‘ÇOK SAYIDA SİVİL KAÇIRILDI’   Büyük çoğunluğu 12 yaşın altındaki çocuk ve kadınların kamplarda yaşam mücadelesi vererek insanlık dışı koşullarda yaşamaya devam ettiği ifade edilen raporda,  yetersiz beslenme veya tedavi edilemeyen yaralar nedeniyle en az 390 çocuğun yaşamını yitirdiği belirtildi. Raporda, ayrıca savaşın devam ettiği Suriye’de çok sayıda sivilin devlet tarafından keyfi olarak tutuklandığı veya hükümet yanlısı milisler tarafından kaçırıldığı ifade edildi.   ‘MAĞDURLAR GENELDE KÜRT’   “Efrin ve komşu ilçelerdeki genel güvenlik koşulları, eyaleti coğrafi etki bölgelerine dönüştüren silahlı gruplarla birlikte korkunç bir hal aldı” belirlemesinin yapıldığı raporda, şunlar kaydedildi: “Sonuç olarak, genel bir hukuk devleti yokluğu ve kaçırma, işkence, haraç ve suikast olayları tekrarlanıyor. Mağdurlar genellikle Kürt kökenli olduğu gibi, doktorlar, işadamları ve tüccarlar da dahil olmak üzere müreffeh olarak algılanan sivillerdir. Düşmanlıkların yoğunlaştırılmasının Suriye halkına getirdiği büyük acıya paralel olarak, nüfusun daha az olduğu yerlerde insan hakları ihlalleri de silahlı çatışmalar sonucunda sürüyor. Cinsiyet rolleri ve onların temelini oluşturan eşitsizlikler, tüm bu ihlallerin etkisini artırdı. Çatışma sonucu önceden var olan cinsiyet eşitsizlikleri daha şiddetli bir şekilde artmakta, kadınlar ve kız çocukları görev süresinin, sivil belgelerin veya istikrarlı bir gelirin korunmasında sayısız zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Engelli kadınlar olumsuz etkilenir ve özel hizmetlere erişimden mahrum kalırlar. Tecavüz ve diğer cinsel şiddet biçimleri oluşmaya devam etti. Genel olarak, devam etmekte olan ihlaller, sivillerin güvenlik ve saygınlıkta gönüllü geri dönüş yapma haklarını engellemektedir.”