Van'da 1000 günlük OHAL 2019-08-17 09:04:35 VAN - Van Valiliği'nin kentte ilan ettiği eylem ve etkinlik yasağı bininci güne girdi. Çevre etkinliklerinden bisiklet turlarına, kültür sanat etkinliklerinden bildiri dağıtımına, yüzlerce etkinliğin yasakladığı kentte, yasaklara yapılan tüm itirazlar ise mahkeme tarafından reddediliyor.  Van Valiliği, 15 Temmuz askeri kalkışmanın ardından ilan edilen Olağanüstü Hal'i (OHAL) gerekçe göstererek 21 Kasım 2016 tarihinden bugüne kadar her 15 günde bir kentte eylem ve etkinlikleri yasaklama kararı alıyor. Kent merkezinde valilik, ilçe merkezlerinde ise kaymakamlıkların izinlerine tabii tutulan etkinlikler için yapılan tüm başvurular reddediliyor. Valiliğin aldığı yasak kararı bugün tam bin gününü doldururken, söz konusu yasak kararları AKP'ye yakın çevreleri kapsamıyor. Kentin neredeyse her köşesinde polis araçları bekletilirken, özellikle Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van il binasının önünde yasak boyunca polis araçları bekletiliyor.    YÜZLERCE ETKİNLİK YASAKLANDI   Özellikle açlık grevleri döneminde parkta oturmak isteyen annelere bile müdahale edilirken, yasaklama kararları özellikle hükümete muhalif çevrelere karşı alınıyor. Kentte yapılması planlanan birçok konser, yürüyüş, stant açma, bildiri dağıtımı gibi yüzlerce etkinlik yasaklanırken, kent özellikle kültür sanat etkinlikleri açısından en kötü dönemlerini yaşadı. Temel hak ve özgürlükler ile toplantı ve örgütlenme önündeki engelin kaldırılması talebiyle İdare Mahkemesine 6’sı Van Barosu, biri ise bireysel olmak üzere 7 kez yürütmeyi durdurma davası açılsa da mahkeme tüm talepleri reddetti.    GAZETECİLER BASKI ALTINDA   Bin gündür süren yasaklar kapsamında yapılmak istenilen tüm açıklamalara müdahale edilirken, bu açıklamalarda çok sayıda kişi ise yaralandı. Özellikle eylem ve etkinlikleri takip etmek isteyen gazeteciler ise büyük baskılara maruz kalıyor. Hiçbir etkinliği çekmelerine izin verilmeyen gazeteciler, gittikleri her yerde ise Genel Bilgi Taramaya (GBT) tabi tutulur, kimi etkinlikte ise çektikleri görüntülere el konuluyor. İlan edilen yasaklara tepki gösteren HDP, İHD, KESK, TJA ve ÇEV-DER yasağın derhal kaldırılmasını istedi.    İHD: KARAR VAN'DA ALINMIYOR   Valilik tarafından uzatılan eylem ve etkinlik yasağını OHAL’in devamı olarak değerlendiren İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, “Resmiyette OHAL sona ermiş fakat fiili bir şekilde bölgede devam ettiriliyor. Hatta OHAL uygulamalarını geçen uygulamalar bu yönetim şekli tarafından uygulanılıyor. Aslında siyasal iktidarın bu ülkeyi yönetemediği bu yasaklarla gözler önüne seriliyor. Bu yasakların devam etmesi kentlerde görev alanların yani valilerin, kaymakamların da bu kentleri yönetme yetisini kendilerinde görmemesinde kaynaklıdır. Vali, siyasal iktidarın buradaki yürütücüsüdür ama yasaklama kararlarının Valilik oluru olarak gerçekleşmediğini, kararların tamamen Ankara'dan alındığını net bir şekilde söyleyebiliriz” dedi.   'BÜYÜK BİR BASKI ALTINDAYIZ'   Eylem ve etkinliklerin yasaklanmasının kararlarının yaşanan hak ihlallerine ve mağduriyetlere karşı çıkacak sesi susturmak, kamuoyuna ulaşılmasına engel olmak için alındığını aktaran Melet, “Hak ihlallerinde yaşanan suçların örtbas edilmek için bu kararlar alınıyor. İhlal suçlarının kamuoyunda teşhir edilmesine engel olabilmek için bu yasaklar devam ettiriliyor. Bu durumu suçların yargıya taşınıp gereken cezanın verilmesi önünde engel olarak da değerlendirebiliriz. Biz hak savunucuların temel görevi yaşanan hak ihlallerini kamuoyuna paylaşmak ve bu hak ihlallerini halk içine girip açık teşhir etmektir ve engel olmaktır. Fakat görevimiz olan hak ihlallerini teşhir etme ve engel olma görevimiz bin gündür yasaklanıyor. Büyük bir baskı altında olduğumuzu söyleyebiliriz. Türkiye yasaklar ülkesi oldu. Başta Van olmak üzere bölgede süren tüm yasaklamaların kaldırılıp herkesin hakkı olan düşünce ve ifade özgürlüğü için ortam sağlanmalıdır” diye konuştu.    'ÇEVRE ETKİNLİĞİ BİLE YASAKLANDI'   Bin gündür süren yasaklamanın insanların yaşamına müdahale olduğunu belirten Van Çevre Derneği (ÇEV-DER) Başkanı Ali Kalçık da, “Herkesin kendisini her alanda ifade etmesi ve kendi rengi ile var olması gerekiyor. İktidarın ideolojisine yakın grupların tüm etkinlikleri serbest ve üstelik tüm destekler veriliyorken, diğer taraftan muhalif kesimlerin etkinlik yapılmasına izin verilmiyor. Aslında bu çifte standardı apaçık gözler önüne seriyor. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yok. Bu da bürokratik oligarşinin somut örneğidir. Bir çevreci olarak suyumuzu, doğamızı ve canlıların yaşam hakkını savunmaya kalkıştığımızda engel olunuyor. Geleceğimizi yani çocuklarımızın yaşam hakkını savunuyoruz. Bu yasakları koyanların çocuklarının da geleceğini korumaya çalışıyoruz. Bu eylem ve etkinliklerimizde nasıl bir tehdit var? Çevrenin ve havanın kirlenmesine karşı çıktığımız da baskıyla sesimiz kıstırılmaya çalışılıyor. Bu yasakların derhal kalması gerekiyor" diye belirtti.    'KADINLAR SOKAĞI TERK ETMEYECEK'   Tevgera Jinên Azad (TJA) üyesi Mesude Demir ise, eylem ve etkinlik yasağının hukuksuz bir karar olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: "Van Valisi, aldığı bu kararlarla halkın, kadınların sesini kısmaya, kadınların mücadele toplumsal olaylara karşı vermek istedikleri tepkiyi kısıtlamak istiyor. Bu kararlar gerçekten bütün demokratik alanları işlevsizleştirme kararıdır. Bu yasağın anlaşılabilir ve yasal dayanağı yoktur. Çocuk istismarı, kadına yönelik şiddete tepki göstermek hatta Van'daki doğa katliamlarına karşı bile sokağa çıkmamıza izin verilmiyor. Bu yasakların anlamına açıklayabilecek, anlatabilecek herhangi bir zihniyet yok. Bu yasaklama; kadınların sokağa çıkmasını, örgütlenmesini, yaşadığı şiddet, katliam ve baskılara karşı mücadele etmesini kısıtlıyor. Bu karar yine çocuk istismarına karşı mücadele etmenin önünü de tıkayan bir tutumdur. Biz kadınlar, baskılara ve hukuksuz yaklaşımlara rağmen sokağı terk etmiyoruz, etmeyeceğiz de. Bu sürecin zorluğunun farkındayız. Kadın ve çocuk konusundaki hassasiyetimiz bellidir. Bu konuyla ilgili Valiliğin kendi geliştirdiği hukuka rağmen sokakları terk etmeme, bu mücadeleyi büyütme, örgütlenme ve gerçekten o oluşturdukları anti demokratik yasaklarla mücadele etmeye devam edeceğiz."    HDP ABLUKA ALTINDA   HDP Van İl Eşbaşkan Yardımcısı Nuri Erol ise, bin günü bulan eylem etkinlik yasaklarını 12 Eylül'de dahi yaşamadıklarını ifade etti. Erol, "Her toplumsal eylem kentte yasaklanıyor. HDP İl binamız önünde bin gündür polisler duruyor ve bahçemiz dahi abluka altında. Valiliğin 3 yıldır kentte uyguladığı bu yasaklar hukuk dışıdır. Bin gündür devam ettirilen bu yasaklarla toplum her kesimi baskı altında tutuluyor. En barışçıl eyleme bile müsaade etmiyorlar çünkü ses çıkarmayan bir toplum istiyorlar. Devleti ve hükümeti kendi yasa ve hukukuna uymaya çağırıyoruz. Bu hukuksuzluk son bulsun" diye konuştu.    'KÜRT MUHALEFETİNDEN KORKUYORLAR'   Hükümet ile kamu sendikaları arasında 1 Ağustos’ta yapılan TİS görüşmeleri öncesi 4 koldan Ankara’ya yapılan yürüyüşün bir kolu olan Van ayağına izin verilmediğini hatırlatan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu Sözcüsü Bedri Yamaç ise, şunları söyledi: “KESK Eş Genel Başkanımız Aysun Gezen, MYK üyelerimiz ve konfederasyon üyelerimizle yapmak istediğimiz yürüyüşe izin verilmedi. Polislere defalarca bu yasal olmadığını, düşünce ve ifade özgürlüğünün bir anayasal hak olduğunu söyledik fakat arkadaşlarımızı zorla araca bindirip gönderdiler. Van Valisinin uygulamaları OHAL koşullarını katbekat aşan uygulamalardır. Artık hiçbir şeye tahammülleri yok ve hiçbir şeye müsaade etmiyorlar. Tabi bunu yaparken de çifte standart uyguluyorlar. Bizim etkinliğe izin verilmez iken 15 Temmuz darbe girişimi günü her yerde insanların etkinlik yapmasına izin verdiler. Bize getirilen engellemeleri anlıyoruz. Çünkü onlar gerçekten sol-sosyalistlerden ve Kürt muhalefetinden çok korkuyorlar. Van Valiliğine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gerçekten korkunun ecele faydası yoktur. Bu ülkenin gerçekten müreffeh bir seviyeye ulaşması özgür, demokratik ve güçlü bir ülke olmasını istiyorsanız bunun yolunun demokrasiden geçtiğini bilmeniz gerekiyor. Onun için halkın düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki tüm engeller derhal kaldırılmalıdır.”    İşte Van Valiliği'nin yasakladığı etkinliklerden bazıları:   * HDP Van İl Örgütü’nün tek tip kıyafet uygulamasına ilişkin düzenlediği panel, “İçeriği sakıncalı” denilerek yasaklandı.    * Van Valiliği, yayınladığı genelge ile kentte bulunan cezaevlerinin yakınında her türlü eylem etkinlikleri yasakladı.   * Valilik kentte basın açıklamalarının yapıldığı merkezler olan Feqiyê Teyran Parkı, Cumhuriyet Caddesi, Sanat Sokağı'nda yapılacak olan basın açıklamalarını süresiz olarak yasakladı.    * HDP’nin açlık grevindeki Leyla Güven’e destek için birçok merkezden Diyarbakır’a planladığı yürüyüş Van'da yasaklandı. Milletvekillerinin yürümesine izin verilmedi.    * Dil Kültür ve Sanat Araştırmaları Derneği (DİSA-DER) tarafından 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü nedeniyle Dabbağoğlu Parkı’nda yapmak istediği basın açıklamasına valilik yasak gerekçesiyle izin vermedi.   * Van Valiliği, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’ı gerekçe göstererek, kentte gün boyunca eylem ve etkinlik yasağı getirdi.   * Van Valiliği, YSK’nin KHK’li isimlere mazbata verilmeyeceği yönündeki kararı sonrasında 3 KHK’li ismin HDP'den belediye eşbaşkanı seçildiği kentte, 7 gün süreyle her türlü eylem ve etkinliği yasakladı.    * Van Valiliği kayyum döneminde belediyelerin etrafına yerleştirilen beton blokların kaldırılmasını yasakladı.    * Van Valiliği, "Savaşa, sömürüye, saraylara karşı alandayız" ve "Tecride hayır, barışa evet" pankartların asılmaması şartıyla 1 Mayıs İşçi Bayramı mitingine izin verdi.    * Kürt Dil Bayramı nedeniyle yapılmak istenen açıklamaya izin verilmedi.    * Her ay bir baronun ev sahipliğinde toplanan Adalet Nöbeti 23 baronun katılımıyla Van'da yapıldı. Valilik, yasak gerekçesiyle açıklamaya izin vermedi.    * Kürt sanatçı Mem Ararat'ın Van'da vereceği konser valilik tarafından yasaklandı. Valilik gerekçesinde, kentte her 15 günde bir ilan ettiği yasakları gösterdi.    * Yazar Şahabettin Demir'in Van'ın Erciş ilçesinde düzenlemek istediği "Mavi Sevgi" kitabının söyleşi ve imza günü kaymakamlık tarafından yasaklandı.    * Van Barosu'nun Vangölü'nün temiz tutulması için yapmak istediği bisiklet etkinliğine izin verilmedi.    * Kentteki sivil toplum örgütlerinin Çatak'ta bulunan Kanîspi'de kurulacak HES ile ilgili yapmak istedikleri açıklama yasaklandı.