Safitürk davasında yalan tanıklık yapan koruma polisine 'takipsizlik' 2019-07-14 09:14:40   MARDİN - Derik Belediyesi'ne kayyum olarak atanan Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ün ölümüne ilişkin açılan davada yalan tanıklık yaptığı HTS kayıtlarıyla ortaya çıkan koruma polisi Mehmet Kahraman hakkında, “delil yetersizliği” iddiasıyla takipsizlik kararı verildi.     Mardin’in Derik Belediyesi'ne kayyum olarak atanan İlçe Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk, 10 Kasım 2016 tarihinde makamına konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetmişti. Safitürk'e dönük saldırıya ilişkin 71 kişi gözaltına alınmış ve bunlardan 15'i tutuklanmıştı. Tutuklulara ilişkin Mardin 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava ise, geçtiğimiz yıl karar bağlanmıştı. Mahkeme, 14 kişi hakkında beraat kararı vererek, dönemin Kaymakamlık Yazı İşleri Şefi Şerif Mesutoğlu hakkında ise, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl hapis cezası vermişti. Karar daha sonra Gaziantep İstinaf Mahkemesi tarafından bozulmuştu.   Bozulan karar üzerine Antep Bölge Adliye Mahkemesi 3’üncü Ceza Dairesi'nde dava tekrar görülmeye başlanırken, davada yalan tanıklıkta bulunduğu ortaya çıkan koruma polisi Mehmet Kahraman hakkında da dikkat çekici bir karar alındı.    POLİS HAKKINDA TAKİPSİZLİK   Davanın 18 Eylül 2018 tarihinde görülen duruşmasında koruma polisi Kahraman, hakkında 22 Ekim 2018'de beraat kararı verilen sanıklardan Vedat Erol’un kendisini olay günü arayıp aramadığı sorusuna “Aramadı” diye cevap verdi. Ancak, HTS kayıtlarında Kahraman ile Erol arasında 30 saniyelik görüşmenin olduğu tespit edildi. Bunun üzerine Erol’un avukatı, Kahraman hakkında “yalan beyanda bulunmak ve delilleri gizlemek” suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaklaşık 10 ay sonra işleme alındı.    HTS KAYITLARINI YETERLİ GÖRMEDİ   Savcılık, Kahraman hakkında "yeterli delil olmadığı" gerekçesiyle "takipsizlik" kararı aldı. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Müştekinin şikayetine konu duruşma tutanakları incelendiğinde; müştekinin tutukluluk halinin devamına karar verilmesinin sadece şüphelinin tanıklığı üzerinden değerlendirilmediği, dosya kapsamında başka delillerin de tutukluluğun devamına kararına gerekçe gösterildiği, bu sebeple şüphelinin tanık olarak verdiği beyanların müştekinin durumunu etkilemediği, ayrıca müştekinin soruşturma dosyasına sunduğu, şüpheli ile aralarında geçen konuşmalarda şüphelinin şikayetine konu olan olaya ilişkin herhangi bir kaydının olmadığı, olay gününe ilişkin HTS kayıtları şüphelinin tanık olarak verdiği beyanın aksini ispata yeterli olmadığı, bu suretle şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, olayla ilgili olarak kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına…”   MA / Ahmet Kanbal