Kayıp yakınları: Askeri operasyonlar durdurulsun 2019-07-13 14:24:17 HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları bu haftaki eylemlerinde, bölgede yaşam hakkına zarar veren askeri operasyonların durdurulmasını talep edilerek, Lice’de çatışma bölgesinden bırakılan HPG’lilerin cenazelerinin ailelerine verilmesi istendi.     İnsana Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği eylemin 544’üncüsünü dernek binasında gerçekleştirdi. Kayıp yakınları, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık, CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın ve İHD yöneticilerinin katıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı.     ŞİDDET VE ÇATIŞMALAR ARTTI   İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun yaptığı konuşmada, 544 haftadır kayıpların bulunması ve faillerin yargılanması için mücadele ettiklerini hatırlatarak, buna rağmen failler aklanmaya çalışıldığını ancak buna karşı mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. Yaklaşık bir haftadır başta Lice ilçesi olmak üzere bölgenin birçok kırsal kesiminde devam eden operasyon ve çatışmalara dikkat çeken Zeytun, operasyon ve çatışmaların insanların yaşam hakkına zarar verdiğini ve bir an önce bu uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini ifade etti. Zeytun, Lice’de çatışma alanında bulunan HPG’lilerin cenazelerinin alınmamasına değinerek, cenazelerin ailelerine verilmesi çağrısında bulundu. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere dikkat çeken Zeytun, barış ortamının gelişmesi açısından görüşmelerin devam etmesinin elzem olduğunu vurguladı. Yargı reformunun konuşulduğu bir dönemde şiddetin ve çatışmanın arttığını dile getiren Zeytun, çatışmanın ve ölümlerin toplumun tüm kesimlerini kapsadığını ve bunun yerine barışın ve insan haklarının konuşulması gerektiğini ifade etti.    ‘CENAZELER ALINAMIYOR’    HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık ise, kayıp yakınlarının mücadelesi yanında yer alacaklarını söyledi. Lice’de yaşanan operasyon ve çatışmalara dair bilgi veren Uyanık, bu konuda partileri tarafından görevlendiren heyetin incelemesinin sürdürdüğünü belirterek, çatışma alanında bırakılan HPG’lilerin cenazelerinin alınmasına izin verilmediğini söyledi. Kimsenin yaşamını yitirmemesi için adalet ve barış çağrısında bulunan Uyanık, kalıcı barışın ve demokratik çözüm zamanı olduğunu söyledi.    EBUBEKİR ARAS’IN HİKAYESİ     İHD yöneticilerinden Hasan Yalçın da 13 Temmuz 1994’te Şırnak’ın Cizre ilçesinde bekçilik yaptığı kamyon garajına düzenlenen baskında gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Ebubekir Aras’ın hikayesini anlattı.    2 ÇOCUK KAYBEDİLDİ   Batman'da ise kayıp yakınları 450’nci hafta eylemi için İHD şubesinde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" yazılı pankartın açıldığı ve kayıpların fotoğraflarının taşındığı açıklamaya, kayıp yakınlarının yanı sıra insan hakları savunucuları, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar katıldı. Açıklama yapan İHD Şube Yöneticisi Ercan Başar, “hakikat ve adalet” arayışlarını sürdürdüklerini belirterek, Şırnak’ın Keldani köyü olan Mehri’deki (Kovankaya)  düzenlenen baskında, 2 Mayıs 1994 yılında askerlerce gözaltına alınan ve bugüne kadar kendilerinden haber alınamayan 16 yaşındaki Zeki Diril ve 12 yaşındaki kuzeni İlyas Diril’in hikayesini anlattı.    Başar’ın konuşmasının ardından oturma eylemi gerçekleştirildi.   İZMİR MİHYAZ'IN FAİLLERİNİ SORDU   İzmir'de de İHD'liler, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla Konak’ta bulunan Eski Sümerbank önünde bir araya geldi. "Kayıplar belli failler nerede?” pankartının açıldığı eyleme dernek üyeleri, HDP yöneticileri, KESK İzmir Şubeler Platformu üyeleri katıldı. Açıklama yapan İHD üyesi Caner Canlı, 25 yıl önce kaçırıldıktan sonra öldürülen sendikacı İkram Mihyaz'ın faillerini sordu.    Canlı, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) İzmir 2 No'lu Şube Onursal Şube Başkanı Mihyaz'ın hikayesini şöyle anlattı: "5 Temmuz 1994’de Balçova Belediyesi’ndeki işine giderken kaçırdılar. O gece eve gidemedi ama onun yerine çok sayıda polis geldi evlerine ve İkram'ı sordular ama sorulduğu adres kasıtlı ve yanlıştı. Evde İkram Mihyaz'ın eşi ,kardeşi ve o tarihte 2 yaşında olan oğlu Heval vardı. Heval şimdi 27 yaşında. İkram, kaçırıldığı gün, beyaz bir Tempra'ya bindirilmiş ve bir yere kadar götürülmüş sonra mavi bir Tempra'ya aktarılmış ve Manisa yolu Çiçekli Köyü'ndeki köylüler İkram'ın öldürülüşünü görmüşler. Öldüren kişiler İkram'ı orada bırakıp gitmişler. İkram Mihyaz, Yaka köyünde ormanlık alanda, yakın mesafeden sıkılan 4 kurşunla öldürülmüş halde bulunmuştu. Mihyaz’ı öldüren faili meçhul kişiler hakkında, 'kasten insan öldürme' suçundan yürütülen soruşturma 2014'de kapatıldı. Eşi Azize Mihyaz takipsizlik kararının kaldırılması için savcılığa dilekçe verdi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, zaman aşımının dolduğunu, yapılan araştırmalara karşın suçu işleyenlerin kimliklerinin tespit edilemediği kararını verdi. Adli emanetteki bir adet deforme mermi çekirdeği, bir adet 9 mm çapında boş kovan, Mihyaz’ın üzerinden çıkan kanlı gömleği ve diğer giysilerinin 'ekonomik değere sahip olmamaları' ve zaman aşımı dolmuş olması nedeniyle, karar kesinleştikten sonra imha edileceği de belirtildi . Ailesinin ve avukatının tüm çabalarına karşın o beyaz gömlek de imha edildi. O dönem yani 2015'de Avukat Metin İriz, takipsizlik kararına itiraz etti. Dosyada yazışmalar dışında hiçbir işlemin yapılmadığını belirtti fakat itiraz olumsuz sonuçlandı. İkram Mihyaz davasında da zaman aşımının dikkate alınmaması gerektiğini ve yeniden davanın açılması gerektiğini düşünüyoruz hatta düşünmekten de öte istiyoruz."