Ayaklarını serin tutmak isteyenlerin tercihi yemeni 2019-07-12 09:12:01 ANTEP – Antep’te yaşayıp, havaların aşırı derece ısınmasıyla birlikte ayaklarını serin tutmak isteyenlerin tercihi doğal deriden el emeğiyle üretilen yemeni. Ayakta nasır ve mantar oluşmasının önüne geçip,  yine koku ve terleme yapmayan yemeninin üretimi ise, kentteki az sayıdaki usta tarafından yapılıyor.    Yaz aylarında güneşin kavurucu etkisini gösterdiği kentlerden biri olan Antep’de, aşırı sıcaklarda ayaklarını serin tutmak isteyenlerin yöneldiği şey, kentin yöresel ayakkabısı olan yemeni.  Tamemen doğal deriden el emeğiyle üretilen yemeni, nasır ve mantar oluşmasının önüne geçtiği gibi çorapsız giyildiği takdirde ayakta ter ve koku da yapmıyor. Ayaklarını serin tutmak için yemeniyi tercih edenlerin dışında yerli halkın eskisi kadar pek de ilgi göstermediği yemeni, özellikle şehri ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı.   Fabrikasyon ve pahalı marka ayakkabılara nazaran yemeninin hem daha ucuz hem de ayak sağlığına faydalı olduğunu ifade eden yemeni ustası Fırat Dikilitaş (21), yine ayak sağlığını düşünen herkese aylarında yemeni giymeleri önerisinde bulunuyor.   TAMAMEN DOĞAL   13 yaşından beridir bu işle meşgul olduğunu söyleyen Dikilitaş, yemeninin özellikle yaz aylarında rağbet gören bir ayakkabı olduğunu ifade etti.   Yemeninin tamamının deriden yapıldığını belirten Dikilitaş, “Yaz aylarında çorapsız giyildiği zaman ayağı çok rahat tutar. Ayakta hiçbir şekilde ter ve koku yapmaz. Ayakta mantar hastalığı ve nasır varsa çıplak ayakla giyildiğinde mantar ile nasırı bitirir. Ayak için en sağlıklı ayakkabıdır. Artık daha çok turistler ilgi gösteriyor. Şuan için kentte çok fazla yabancı turist olmasa da yerli turist ilgi gösteriyor. Yemeninin çifti 100 liradan başlıyor. 170 liraya kadar çıkıyor. İşçiliği ve kullanılan deriye göre fiyat değişiyor. Yemeni doğal bir ayakkabıdır. Hiçbir şekilde kimyasal madde kullanılmaz. Yemenin sadece sayası dikiş makinesiyle dikilir. Onun haricinde diğer her şey el emeğiyle yapılır. Yapımı da çok zahmetlidir. Bu iş yorucu bir iştir” dedi.    ‘YEMENİN DERİSİ TEK PARÇA OLMALI’   Yemeni yapımının saya, kalıp, dikiş ve kesim olmak üzere dört kısma ayrıldığını belirten Dikilitaş, en zor bölümünün dikiş kısmı olduğunu kaydetti.   Kendisi de dikiş ustası olan Dikilitaş, kötü yemeni ile iyi yemenin nasıl ayırt edileceğini ise şöyle anlattı: “Yemenin derisi tek parça olmalıdır. Bazı işgüzarlar atık deri parçalarını birleştirerek de yemeni yapıyorlar. Ancak onlar kötü yemenidir. İyi yemeninin köselesi, yani tabanı 8 milimetre yaklaşık 1 cm olmalıdır. İç astarı da yemeninin dışıyla aynı renkte olmalıdır. Farklı renk olursa o kötü deridir. Bazıları yan dikişleri makine ile atarak maliyeti düşürüyor. Ama yemeninin aslını bozuyorlar.”   Verdikleri emeğin karşılığını tam alamamaktan yakınan Dikilitaş, “Bizim üretimimizin yüzde 80’ni yurtdışına gidiyor. Amerika, Çin ve Japonya gibi ülkelere gönderiyoruz. Ben de yaz aylarında sürekli yemeni giyerim. Tabi biz burada 100 liraya satarken, dış ülkelerde 190 dolara satılıyor. Biz de toptan dış ülkelere 30 dolara satıyoruz. Bizden daha çok kar ediyorlar” diye belirtti.   YEMENİ   Anadolu’nun unutulmaya yüz tutmuş önemli el sanatlarından biri olan yemeniciliğin kökeni, Yemen’e dayanıyor. Yemen-i Ekber isimli bir kişinin icat edip, kendi ismini verdiği bir ayakkabı olan yemeni yapımında 5 farklı hayvan derisi kullanılıyor. Yemen’den Anadolu’ya, özellikle Antep, Maraş, Diyarbakır, Antakya, Adana’ya kadar yayılan yemeni yapımını günümüzde Antep ve Maraş’ta kalan az sayıda usta devam ettiriyor.