Sular yükseldi sürü ve çoban mahsur kaldı 2019-06-12 09:04:13 HAKKARİ - Hakkari’de yaylaya çıkarılan koyun sürüsü ve çobanı, aşırı yağıştan kaynaklı Erziki Deresi’nin yükselmesi sonucu derenin karşı tarafında mahsur kaldılar.    Hakkari merkeze bağlı Ördekli (Kotranis) köyünün Doğanca (Orîte) mezrasında ikamet eden köylülere ait koyun sürüsü ve onları güden çobanlar, köprü olarak kullandıkları beton künkler (büz) Erziki Deresi’nin yükselmesi sonucu sular altında kalınca derenin öteki kıyısında mahsur kaldı. Köylüler, yılın 7 ayı ahır ve ağıllarda besledikleri koyunlarını baharın gelişiyle birlikte yaşadıkları köyün yanı başındaki Erziki Deresi'nin öteki tarafı olan Kemalan bölgesindeki yayla ve meralara çıkardı.   KÖYLÜLER BİR TARAFTA KOYUNLAR VE ÇOBANLAR DİĞER TARAFTA   Çobanlar koyunları Hakkari İl Özel İdaresi tarafından derenin içerisine yerleştirilip, köprü olarak kullanılan beton künklerin (büz) üzerinden karşı kıyıya geçirdi. Ancak dere sularının yükselip künklerin sular altında kalması üzerine çobanlar ve koyunlar, karşı kıyıda mahsur kalıp, köye geri dönemez oldu.   ‘MASRAFTAN KAÇINMAK İÇİN BİZİ DİNLEMEDİLER’    Derenin karşı kıyısında günlerdir mahsur kalan koyunlarına ve çobanlara ulaşamayan köylülerlen Şakir Emre, dereye künklerin yerleştirildiği dönemde bunun ihtiyaçlarına cevap olamayacağını söylemelerine rağmen yetkililerin masraftan kaçınmak için kendilerini dinlemediğini belirtti.   Emre, “Bizler koruculuk yapmadığımız için bize hizmet yapılmıyor. Dereye büz değil, köprü yapılması gerekiyordu. Köprü olmadığı için konulan bu büzler her seferinde sular altında kalıyor ve hayvanlarımızla birlikte çobanlar mahsur kalıyor” dedi.   ‘KÖPRÜ İSTİYORUZ’   Önceki yıl, uygulanan yayla yasakları yüzünden Haziran ayının sonuna kadar koyunlarını sağamadıklarını söyleyen Emre, yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle dile getirdi: “Bu yıl da çok çetin ve uzun geçen kışın ardından bölge biraz daha sakin ve rahat iken, bizler koyunlarımız karşı meraya götürdük. Bu sefer de taşan dereden dolayı köprü sorunu yüzünden yine koyunlarımıza ulaşamıyoruz ve sağamıyoruz.  Bu bölgede koyunun en verimli olduğu dönemler Mayıs ve Haziran aylarıdır. Ondan sonra koyunun sütü azalır ve sütten kesilir. Bir aya yakındır bu durumdan dolayı mağduriyetimiz var. Bu mağduriyetimizin giderilmesini ve buraya bir an önce bir köprü yapılmasını istiyoruz. Şuan yaklaşık 10 ailenin koyunu karşıda mahsur bulunuyor.”   İL ÖZEL İDARESİ YANIT VERMEDİ   Köylülerden Aziz Kaya ise, bahar geldiği ve koyunlarını dışarıya çıkaracakları için sevinirken dereye konulan büzlerin sular altında kalıp, koyunlarının mahsur kalmasıyla bu yıl da perişan olduklarından yakındı. Bu konuda Hakkari İl Özel İdaresi’ne başvurda bulunduklarını da belirten Kaya, ancak kendilerine henüz bir dönüş yapılmamasından şikayet etti.   ‘KÖLELİK SİSTEMİ GİBİ BİR ŞEY’   Kaya, yıllardır yasaklı uygulanan yayla ve meralarının Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'ne bağlı İl Mera Komisyonu'nun tarafından alınan kararla bu yılda yasaklandığı gibi çobanlarından özel kimlik istendiğini, koyunları sağmaya gidecek berivanların ise geliş-gidiş saatlerinin bildirilmesinin istendiğini kaydetti. Kaya, bu duruma “Bu eski dönemlerdeki kölelik sistemi gibi bir şey. O dönemde yetkililer istediğinde kölesini azat ediyordu. İstediği zaman cezalandırıyordu. Bugün yaşadığımız da budur” sözleriyle tepki gösterdi.   ‘YAŞAMIMIZ YAYLA VE MERALARA BAĞLI’   Yaşadıkları Berwar bölgesinde 9 köyün olduğunu ve bu köylerde yaşayanlara ait 10-15 sürü olduğunu belirten Kaya, “Hepsi de benim gibi perişan durumdalar. Bu köylerde yaşamımız yayla ve meralara bağlı. Oralar yasaklandığında bu bölgede yaşam biter. Özellikle bu yıl çok çetin geçen kışın ardından koyunlarımızdan istifade edeceğimiz gün geldi diye sevinirken maalesef halen perişanlığımız bitmedi. Bu dönem bölgede hayvansal gıdanın en ucuz olması gereken dönem iken, kent merkezinde 3 kilo yoğurt 35 TL'ye satılıyor. Koyunlarımız var ama ben koyun sahibi olarak daha bu yıl kendi hayvanlarımın yoğurdunu yemiş değilim. Bu haksızlık değil mi?” diye sordu.   'BİZ ORTAK VE EŞİT BİR YAŞAM İSTİYORUZ'   Derenin karşı kıyısına geçemedikleri her gün binlerce liralık kayıpları olduğunu vurgulayan Kaya, son olarak şunları söyledi: “Kendi sürümden günde 2 ton süt alırdık. Bir kilogram süt ne kadar? Bir kilo peynir ne kadar? Bir kilo yoğurt ne kadar? Bunu bile düşündüğünüz de ne kadar büyük bir kaybın olduğunu anlarsınız. Bizler kazanmak istemiyor muyuz? Bizler kendi köylerimizde onurlu bir yaşam istiyoruz. Bizler bu devletin vatandaşıyız, bu devlete askerlik yaptık, vergi ödüyoruz. Bizler devletin düşmanı değiliz. Bizler ortak ve eşit bir yaşam istiyoruz. Başka da istediğimiz bir şey yok.”    MA / Hamza Gündüz