Antep Barosu da işkenceyi raporladı: Halfeti soruşturma savcısı dosyadan alınmalı 2019-05-27 16:12:01 ANTEP – Halfeti’de gözaltına alınanlara işkence uygulandığına dair iddiaları araştıran Antep Barosu İnsan Hakları Merkezi, işkenceyi raporlayarak Soruşturma Savcısının dosyadan alınması, hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması yönünde HSK ve Adalet Bakanlığı'na başvuru yapılması gerektiğini kaydetti. Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Dergili (Derto) mahallesinde 18 Mayıs günü HPG’li oldukları iddia edilen 2 kişi ile Özel Harekat Polisleri arasında yaşanan çatışmanın ardından gözaltına alınan 51 kişiye işkence ve kötü muamele uyguladıkları iddiasını araştıran Antep Barosu İnsan Hakları Merkezi (İHM), gözaltına alınan şüpheliler, avukatlar ve Urfa Barosu yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerden elde ettikleri bilgilerle hazırladıkları raporu açıkladı. Antep Barosu konferans salonunda düzenlenen basın toplantısına merkeze üye Avukat Bülent Duran, Yakup Koca, Alaattin Aslan’ın yanı sıra baroya kayıtlı çok sayıda avukat katıldı. Raporu kamuoyuna duyuran merkez, raporda tespitlerini ve yapılması gerekenleri sıraladı.   Gözaltındaki şüphelilere soruşturma savcısının bilgisi dâhilinde TEM Şubede ağır işkence yapıldığını belirten Avukat Bülent Duran, soruşturma savcısının dosyadan alınması ve hakkında idari ve adli soruşturmanın başlatılması için Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) ile Adalet Bakanlığı’na başvuru yapılması gerektiğini ifade etti.    ‘İŞKENCE VE ŞİDDETE DAİR İZLER VARDI’   Urfa Barosu tarafından işkencenin ve avukat kısıtlamasının basın açıklamasıyla teyit edilmesinin ardından baro olarak bölgeye bir heyetle gidilip tespit ve raporlama yapılması kararı alındığını söyleyen Avukat Duran, Urfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel ve gözaltındaki 4 şüpheli ile TEM Şube’de görüşüldüğünü belirtti. Görüşülen kişilerin tamamında şiddet gördüklerine dair öyküleriyle uyumlu iz ve emare görüldüğünü aktaran Duran, şöyle devam etti: “Kişilerin özel avukatları olmasına rağmen bir kısım avukatlar oyalanarak barodan avukat görevlendirmesi yapılmak suretiyle OCAS sisteminden atanan avukatla ifade alınmaya çalışılmıştır. CMK gereği OCAS tarafından görevlendirilen avukat şahsın ‘işkenceye maruz kaldığını, ancak işkencenin devamından ve tehditlerden çekindiği için bu yönde beyanını zapta geçirmek istemediğini’ bildirmiştir. Görüşülen şahıslardan biri gözaltına alınırken işkenceye maruz kaldığını ve ayrıca gözaltı sırasında da işkence yapıldığını beyan etmiştir. Gözaltı süresince elektrik verilmek suretiyle ve hayalarının sıkılması suretiyle işkenceye maruz kaldığını beyan etmiştir. Şahsın kaşlarının yarılmış olduğu ve kafasında yaklaşık 8 adet zımba (tel) dikiş olduğu, yine vücudunun muhtelif yerlerinde morluklar olduğu tespit edilmiştir. Şahıs son iki gündür kendisine yönelik işkencenin durduğunu ifade etmiştir.”   ANLATILAMAYACAK DÜZEYDE İŞKENCE   Gözaltına alınanlardan görüştükleri 50 yaşındaki kadının, polislerin gece saat 02.00’de eve geldiklerini ve sabah 07.00’ye kadar eşi ve oğluna sürekli şiddet uyguladığını belirttiğini, eşinin ve oğlunun gözaltında daha ağır işkence gördüğünü kaydettiği paylaşıldı. Görüşmeci avukatların erkek olmasından dolayı kendisine uygulanan işkence tarzını utandığı için anlatamayacağını belirten kadın, “Elektrik verildi. Ciddi şekilde dövüldüm ve ağır hakaretlere maruz kaldım. Gördüğüm işkenceye dair daha ağır ve detaylı boyutlarını kadın avukata anlattım. Ondan bilgi alabilirsiniz. Size sadece kolumu gösterebilirim” dedi.    HALA YOĞUN KORKU İÇERİSİNDE   Şüphelilerden 60 yaşındaki bir yaşlı erkeğin ise yürümek ve oturmakta zorluk çekerek görüşmeye geldiğinin belirtildiği raporda, sol şakağından kaşlarına ve alnının yukarısına doğru devam eden yeni dikişlerin mevcut olduğunu, her iki gözünde ve altlarında yoğun geniş halka şeklinde morlukların görüldüğüne yer verildi. Vücudunun çeşitli yerlerinde de morlukların görüldüğü aktarılan raporda, “Atleti ve gömleği yırtılmış halde üzerinde kan lekeleri mevcut. Şahıs gözaltına alınırken bu hale getirildiğini tarafımıza beyan etmiştir. Kişinin, hala yoğun korku içinde olduğu, konuştuğu kişilere güvenmekte problem yaşadığı gözlemlenmiştir. Bir diğer şahıs da beyanında gece 02.00’den sabah tahmini saat 6-7’ye kadar darp edildiğini, ambulansın içinde ve hastane içerisinde de darp edildiğini beyan etmiştir. Kişi yine beyanında gözaltı sırasında karanlık bir odada hayalarının sıkıldığını, cinsel organından elektrik verildiğini belirtmiştir” denildi.    ‘KANUN VE YÖNETMELİK YERİNE GETİRİLMEDİ’   Gözaltındaki şüphelilere yapılan işkencenin soruşturma savcısının bilgisi dahilinde yapıldığına dair emarelere rastlandığını vurgulayan Duran, şahıslardan birisinin savcılık ifadesi sırasında işkenceye maruz kaldığını beyan etmesi üzerine kolluk tarafından tehdit edilerek işkence gördüğüne dair beyanından vazgeçmesi üzerine ifadesinin alındığını söyledi. Şahısların bir kısmının savcılık ifadesinin ardından yersiz gerekçelerle gözaltı sürelerinin uzatıldığını ve tekrar işkence gördüğünü belirten Duran, “Şüphelilerin müdafilerince işkence izleri tutanağa geçirtilmiş ve şahısların en azından başka bir birimde tutulması talep edilmiştir. Sulh Ceza Hakimliği'nce bu hususun savcılığın takdirinde olduğu bu sebeple reddine karar verilmiştir. Cumhuriyet savcısı tarafından işkence iddiasına ve şahıslarda açık görülen ağır şiddet izlerine rağmen kanun ve yönetmelikte savcılığa verilen sorumluluk yerine getirilmemiştir. Soruşturma savcısı işkence beyanlarını tutanağa geçirmekte isteksiz davranmıştır. Durum tespiti yapılması için girişimde bulunmamış, olası bir işkence vakasının önüne geçilmesi yönünde Cumhuriyet Başsavcılığı ile durumu paylaşmadığı gibi talepleri de değerlendirmemiştir” diye ekledi.    ‘İŞKENCEYE KARŞI ACİL EYLEMLER GEREKİYOR’   İşkence suçuna karşı mücadele etme hususunda Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin idareye yükümlülükler bindirdiğini sözlerine ekleyen Duran, Urfa’da işkence suçuna karşı mücadele için acil eylemlikler gerektiğini belirterek, “TEM Şubesinde işkence ile gözaltına alınmış ve gözaltındayken işkence yapılmaya devam eden kadın ve erkek şahısların derhal adli tıpa sevki sağlanmalıdır. Gözaltındaki şahıslar derhal başka birimlere aktarılmalı ve bu kişilerin durumları ile ilgili gerekli denetimlerin yapılması sağlanmalıdır. Soruşturma savcısının dosyadan alınması, hakkında adli ve idari soruşturma başlatılması yönünde HSK ve Adalet Bakanlığı'na başvuru yapılması gerekmektedir. Baromuz ve TBB’nin Şanlıurfa ilinde olağanüstü toplantı çağrısı yaparak Şanlıurfa valiliği ve başsavcılığı ile işkence konusunun önlenmesi hususunda kesin kararlılık ve fikri takip yapılması gerekmektedir. Türk Tabipler Birliği'ne çağrı yapılarak bu şahısların işlemlerinde görev alan sağlık çalışanlarının varsa kusurları veya ihmallerinin tespiti, ayrıca uzun vadede Şanlıurfa ilinde sağlık çalışanlarına yönelik bilinçlendirme çalışması yapılması gerekmektedir” diye konuştu.