'Sadece babamızı kaybettirmediler geleceğimizi de çaldılar' 2019-05-18 09:06:24 VAN – Babası Mehmet Ertak 27 yıl önce gözaltına alınıp kaybedildiğinde henüz 6 yaşında olan Servet Ertak, kayıp yakınlarının yaşadıklarını, “Onlar sadece babalarımızı ve yakınlarımızı kaybettirmediler, bizim geleceğimizi ve umutlarımızı da çaldılar" dedi.  İnsan Hakları Derneği (İHD), 1995 yılından beri her yıl 17-31 Mayıs arasındaki dönemi “Kayıplar Haftası” olarak anıyor. Sözkonusu dönemin bu şekilde anılmasının nedeni Türkiye'de 1980 yıllarından günümüze resmi rakamlara yansıyan 17 bin 500 faili meçhul cinayet ve kaybetme olayının yaşanması.  Kaybedilenlerin akıbetinin bulunması ve faili meçhul cinayete kurban gidenlerin sorumlularının bulunması için ise başta Cumartesi Anneleri olmak üzere kayıp yakınları yıllardır mücadele yürütüyor.    Bu konuda resmi ağızlarca belli dönemlerde verilen sözlere rağmen, birkaç vaka dışında binlerce kayıp ve ölüme ilişkin dosyalar karanlıkta bırakılmaya devam edildi. Bunlardan biri 27 yıl önce gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Ertak’ın dosyası.    ARKADAŞLARININ YANINDA GÖZALTINA ALINDI, 27 YILDIR HABER YOK   1992 yılı Ağustos ayında, bir kömür ocağında çalıştığı Şırnak’tan ailesinin yaşadığı Van’a dönerken kent girişindeki polis kontrol noktasında bulunduğu araç durudurulan Mehmet Ertak, arkadaşlarının gözleri önünde gözaltına alındı. O günden sonra Ertak’ı bir daha da gören olmadı.  Ailesi ise, cenazesinin bulunup, faillerin ortaya çıkarılarak hesap sorulması için 27 yıldır hukuk mücedelesi veriyor.   ‘27 YILDIR BİR PARÇA KEMİK ARIYORUZ’   Kaybedilen Mehmet Ertak’ın eşi Emine Ertak, bunca yıldır eşinin kemiklerini bulmak için çaba sarf ettiklerini dile getirdi. Eşinin gözaltına alındığını o an yanında bulunan arkadaşlarından öğrendiklerini anlatan Ertak, sonrasında babası ve amcalarının defalarca karakola gitmelerine rağmen eşinin gözaltında olduğu bilgisinin verilmediğini belirtti.  “Üzerinde Fatiha okuyacağımız bir mezarı olsun istiyoruz. 27 yıldır arıyoruz ama bir parça kemiğini dahi bulamadık. Torunları ve çocuklarının gidebileceği bir mezar istiyorum" diyen Ertak,  kayıp yakınlarının tamamının aynı şeyi isteğini ifade etti. Ertak, torunlarının torunlarına da kalsa bu davanın peşini asla bırakmayacaklarını vurguladı.   BABASI KAYBEDİLDİĞİNDE 6 YAŞINDAYDI   Babası kaybedildiğinde henüz 6 yaşında olan oğlu Servet Ertak ise, bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi’nde yöneticilik yapıyor.    Uzun yıllar babasının dönüşünü beklediklerini, bu süreçte dedesi ve amcalarının ise hukuk mücadelesi yürüttüğünü belirten Ertak, Türkiye’de iç hukuk yollarını tüketmesi üzerine başvurulan AİHM’in 2005 yılında Türkiye’yi "Yaşam hakkı ihlali" nedeniyle mahkum ettiğini söyledi. Ertak, ancak AİHM kararının sadece maddi tazminata dönük olduğunu ifade etti.   KAYITLARA GÖRE HALA  SAĞ!    Ertak, 27 yıldır haber alamadıkları babasının nüfus kütüğünde hala sağ göründüğünü de paylaştı. Öyle ki her seçimde babasının da seçmen kâğıdının geldiğini söyleyen Ertak, o kağıt evlerine her geldiğinde yaşadıkları ruh halini şöyle dile getirdi: “İnsan o an çok farklı bir duygu yaşıyor. Bu duyguyu ancak başka bir kayıp yakını anlayabilir. Bunun tarifi gerçekten güçtür.”    ‘DEVLET BİR MEZARI DAHİ ÇOK GÖRÜYOR’   Ertak, sözlerine şöyle devam etti: “Eğer ki bir yakınınız öldüyse, biliyorsunuz ki bir mezarı vardır. Gidersiniz mezarının başına dua edersiniz. Ama kayıp yakınlarının somut bir mezarı bile yok. Bizlerin hayatı somut ve soyut arasında giden hayatlardır. Kayıp yakınlarının aslında çok büyük bir beklentisi yok. Anneler çocuklarının bir mezarının olmasını ister. Çocuklar babalarının bir mezarını ister. Bizim isteğimiz dua edilecek bir mezar. Ancak devlet bile bunu kayıp yakınlarına çok görüyor.”    'BELKİ BİR GÜN GELİR UMUDU TAŞIYORUZ'   Yine bütün kayıp yakınları gibi babasına dair bir gün çıkıp geleceği umudu taşıdıklarını dile getiren Ertak, fakat gün geçtikçe bu umudun da ne yazık ki yitirildiğini ifade etti. Çeyrek asırdan fazla süredir sevdiklerinin peşinden amansızca koştuklarını vurgulayan Ertak, “Bu sadece bizim başımıza gelmiştir sanıyordum. Taki babamın 22’nci yıl dönümünde Cumartesi Anneleri ile tanışana kadar.  Bir gün hayatım onlarla keşişti. 'Ortak hayatlar varmış' dedik. Bir arkadaşımın sayesinde babamın 22’nci yıl dönümünde Maside Ocak ile tanıştım. Maside Abla ve diğerleri, kaybımızı kendi kayıpları olarak gördü. Orada bir sürü insan ile tanıştık. Hepimizin ortak kaderi vardı. Ortak kaderimizde kayıplarımız vardı. Bu bizlerde tarifi olmaz bir duygu bütünlüğü oluşturdu” dedi.   ‘BAŞKA İNSANLAR HAKSIZLIĞA UĞRAMASIN DİYE MÜCADELE EDİYORUM’   Cumartesi Anneleri ile tanışmasının ardından İHD ile tanıştığını anlatan Ertak, 2016 ve 2018 yıllarında derneğin Gözaltında Kayıplar ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu’nda yer alıp, halen yöneticilik yaptığını kaydetti. Ertak, İHD’de yer alma sebebinin kayıplar olduğunu vurgulayarak, şunları belirtti: “Bizler bu ülkede ciddi hak kayıplarına maruz kalan insanlarız. Mücadelemiz sadece kendimiz için bir mücadele değildir. Mücadelemiz tüm insanlar içindir. Bizler bu ülkede haksızlığa uğradık ama başka insanların uğramaması adına bu hak mücadelesinde görev almış durumundayız. Ömrümün yettiği kadar insan hakları savunuculuğunun erdemini yaşamak istiyorum.”    'ÇOCUKLARIN UMUDU VE GELECEĞİ ÇALINDI'   Çözüm sürecinin olduğu 2015 yılındaki 500’üncü hafta etkinliğinde orada bulunan tüm kayıp yakınlarından fotoğrafları havaya kaldırmalarını istediğini belirten Ertak, “Orada tek bir fotoğraf vardı. Bu da kaybın fotoğrafıydı. Kadınların çalınan umudu, o fotoğraflarda umudu ve geleceği çalınan çocukların fotoğrafı vardı. Onlar sadece babalarımızı, yakınlarımızı kaybederek onların hayatlarına son vermediler. Bizim geleceğimizi, umutlarımızı çaldılar. Bu konuda bize hiçbir şekilde olumlu bir dönüş olmadı. Ömrümüzün yettiği sürece bizler ve bizlerden sonra gelecek nesiller de bu mücadeleyi verecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu.   'CUMARTESİ ANNELERİ'YLE DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLUNMALI'   İHD olarak her yıl 17-31 Mayıs tarihlerinde anmalar gerçekleştirdiklerini belirten Ertak, bunun sebebinin kayıpların unutulmaması adına olduğunun altını çizdi.   “Kayıp haftası her yaklaştığında hüzün içindeyiz. Kimse sanmasın ki her günümüz güllük gülistanlıktır. Bayramlarda, kutsal günlerde kayıp yakını her zaman eksiklik yaşar” diyen Ertak, sözlerini şöyle noktaladı:    “Biz bu eksikliği her zaman yaşadık. İnsanların ve ailelerin acılarının hafifletileceği bir şeyler yapılmasını beklerdik. Mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz. Kayıplarımızın akıbetini öğreninceye kadar mücadelemiz sürecektir. Bu ülkede artık kimse zorla kaybedilmesin ve gözaltında insanlar öldürülmesin. Biz bu duyguyu en derinden yaşayan insanlar olarak başka insanların bu duyguları yaşamaması adına herkesin Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları ile dayanışma içerisinde olmasını istiyoruz. Bugün benim başıma gelen yarın sizin başınıza gelmesin.”    MA / Müjdat Can