WMA Genel Sekreteri Dr. Kloiber: Cezaevlerine bağımsız doktorlar girmeli 2019-05-17 09:14:19 ANKARA - Tecridin kaldırılması gerektiğini söyleyen Dünya Tabipler Birliği (WMA) Genel Sekreteri Dr. Otmar Kloiber, açlık grevcilerinin sağlık durumlarını kontrol etmek için cezaevlerine bağımsız heyetlerin girmesi yönünde çağrı yaptı.    Dünya Tabipler Birliği (WMA) Genel Sekreteri Dr. Otmar Kloiber açlık grevine ve tecrit koşullarına dair Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmelerde bulundu.   Tecridin pek çok fiziksel ve psikolojik soruna neden olabileceğini ifade eden Kloiber, özellikle uzun süren tecridin kişi üzerinde psikolojik etkilerinin ağır olduğunu söyledi. Tecridin, "işkence ve aşağılayıcı muamele" olarak değerlendirildiğini aktaran Kloiber, "Bu nedenle tecridin sınırları Birleşmiş Milletlerin (BM) oluşturduğu Nelson Mandela Kuralları ile net bir şekilde çizilmiştir. Tabipler Birliği olarak bunu öneririz. Tüm hükümetlerden ve hapishane yetkililerinden talebimiz bu prensiplere uyulması ve saygı gösterilmesidir ki verilen ceza aşağılamaya, işkenceye dönüşmesin ve kişinin sağlığını etkilemesin" diye belirtti. "İnsanların başka insanlarla anlamlı bir iletişim içerisinde olması, diğer insanlarla bağlantıda olması gerekir" diyen Kloiber bunun zamanlamasının da Nelson Mandela Kuralları içerisinde belirtildiğini aktardı.   'HAPİSHANE YÖNETİMİNİN MÜDAHALESİ OLMADAN...'   Açlık grevinde olan tutukluların sağlık durumlarını kontrol etmek için TTB ve tabip odalarının cezaevlerine bağımsız heyetler olarak girmelerine izin verilmemesine ilişkin de konuşan Kloiber, Dünya Tabipleri Birliği'nin açlık grevleri konusunda bir prensipler kılavuzunun olduğunu ifade etti. Kloiber, "Açlık grevcileri ile doktorların kurallara uygun bir ilişki içerisinde olmaları doktorun o hastayla ilgilenebilmesi açısından gerekli. Bu sebeple hapishane yetkililerine açık bir talebimiz oluyor, doktorlar açlık grevcilerini doğru tedavi edebilmek ve kişinin iradesi doğrultusunda yapılması gerekenleri yapabilmek için o kişiyle görüşebiliyor, konuşabiliyor ve tedavi yöntemleri önerebiliyor olmak zorunda. Bunu da hapishane yönetiminin dahil ve müdahalesi olmadan yapmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.    'BAĞIMSIZ OLARAK TIBBİ KARARLAR ALABİLMELERİ GEREKİYOR'   "Şunu belirtmek gerekir dünyanın hemen her yerinde hastane doktorları hapishane sistemi içerisindedir ve o sistem için çalışır" diyen Kloiber, genel olarak bu gibi durumlarda dışarıdan bağımsız doktorlar getirilmesine izin verilmesi için mücadele etmek gerektiğini ifade etti.  Kloiber, "Açlık grevcileri ile ilgilenen doktorların tamamen bağımsız olması ve kendi tıbbi kararlarını verebiliyor olması gerekir. Bunu hapishane sistemi için çalışan birinden beklemek güç olur. Bu en önemli noktadır. Kim tarafından işe alındıkları, maaşlarının kim tarafından ödendiğinden ve hapishane yönetiminin müdahalesinden bağımsız olarak tıbbi kararlar alabilmeleri gerekiyor. Zaten Malta Anlaşmasının ve çeşitli başka uluslararası anlaşmalarının dikte ettiği de budur. Doktorun hastasına faydalı olabilmesi için kendi tıbbi kararlarını alabilmesi ve uygulayabilmesi gerekir" aktarımında bulundu.   'KİŞİNİN BEYANI ÖNEMLİDİR'   Açlık grevinde ve ölüm orucunda olan kişilere zorla müdahalenin yapılmasına ilişkin ise Kloiber, "Kişinin beyanı önemlidir. Bilinçlerini yitirmeden önce kendi iradeleri ile ve baskı altında kalmaksızın tedavi istemediklerini deklare etmeleri durumunda bir doktor bu karara saygı duymak zorundadır. Hiç bir doktor hastasını, hastanın kendi rızası olmaksızın tedavi edemez, tedavi olmaya zorlayamaz. Bunun hastanede ya da hapishanede olmasının bir önemi de yoktur” diye konuştu.   'AŞAĞILAYICI MUAMELEYE İZİN VERMEYECEĞİZ'   Devam eden açlık grevlerine ilişkin çağrıda bulunduklarını söyleyen Kloiber, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tutukluların tıbbi haklarını hatırlatma özgürlüğünü kendilerinde bulduklarını dile getirdi. Nelson Mandela kurallarına uymasını söylediklerini aktaran Kloiber, "Dünya Tabipler Birliği Deklarasyonu'na ve Malta Anlaşması'na saygı göstermesini ve takip etmesini söyledik. Bu kurallara uyulması kişilerin tıbbi olmayan dış etkilerden bağımsız olarak tedavi edilmesine önayak olacaktı. Dünya Tabipler Birliği olarak bu insanları koruyacak, tedavilerini yapacak ve insani olmayan ve aşağılayıcı muameleye izin vermeyeceğiz" diye kaydetti.    MA / Zemo Ağgöz