Özgezer: Direniş kültürüyle büyüdük 2019-05-17 09:01:58 DİYARBAKIR- Tahliye olduktan sora açlık grevi eylemini evinde sürdüren Bilal Özgezer, savaş ortamında dünyaya geldiklerini ve direniş kültürüyle büyüdüklerini söyledi. Cezaevlerinde binlerce tutuklunun İmralı tecridine karşı başlattığı açlık grevi ile 30 tutuklunun ölüm orucu eylemi devam ederken, HDP üyesi Bilal Özgezer de 3 Mart’ta başladığı eylemi evinde sürdürüyor. Özgezer, HDP il binasında girdiği açlık grevi gerekçe gösterilerek Mart ayının başında yapılan baskında gözaltına alındı, “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutukladı, 5 Nisan’da ise tahliye edildi. Eylemini gözaltında, cezaevinde ve tahliyesinden sonra ara vermeden sürdüren Özgezer, Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.   12 KİLO KAYBETTİ   76 gündür açlık grevinde olan 5 çocuk babası Özgezer, açlık grevinin beraberinde getirdiği ağrı ve rahatsızlıklara alıştığını belirtti. Açlık grevine başladığından buyana 12 kilo kaybeden Özgezer, eklemlerde ağrı, baş ağrısı ve tansiyon yüksekliği sorunlarını yaşadığını söyledi. Bedensel olarak zorlukların olduğuna değinen Özgezer, “Muhakkak zorluğu var ama içinden bulunduğumuz direniş psikolojisi bunların üstesinden geliyor” dedi.   ‘SAVAŞ ORTAMINDA DÜNYAYA GELDİK’    Bölgede savaş ortamında dünyaya geldiklerini ve böyle bir ortamda büyüdüklerini kaydeden Özgezer, bununla birlikte bir direniş kültürüyle tanışarak büyüdüklerini söyledi. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlayan greve dikkat çeken Özgezer, bu direnişin gün be gün büyüdüğünü ifade etti. Bu açlık grevi direnişinin amacının toplumun içerisinde huzurun, refahın ve özgürlüğün olduğunu vurgulayan Özgezer, “Bu da toplumda ses buldu. Çünkü toplumun özünde bu ses ve gerçeklik var. Biz de insani olarak bu sürecin içerisinde yer almak istedik. 3 Mart’tan bu yana açlık grevini devam ettiriyorum” diye belirtti.   ‘ÖCALAN HALKLARIN ÖNDERİDİR’   Açlık grevleri ve daha sonrasında gelişen ölüm orucuna işaret eden Özgezer, “Öcalan’ın her insan gibi özgür hakları vardır” dedi. Özgezer, şöyle devam etti: “Şöyle bir gerçeklik var. Kendisi halkın önderidir. Sadece Kürt halkının değil tüm Ortadoğu’daki halkların önderidir. Hatta bunun evrensel bir boyutu var. Tüm dünyada sıkışan bu kriz sistemini aşabilecek tek felsefeye sahip bir önderliktir.”   ‘GÖRÜŞ TECRİDİN KALKTIĞI ANLAMINA GELMİYOR’   Açlık grevine başlamalarının sebebinin Öcalan üzerindeki tecrit olduğunu hatırlatan Özgezer, “Avukatların İmralı’ya giderek Sayın Abdullah Öcalan’la görüşmesi bizim için mutluluk verici. Ama bu tecridin kırıldığı ve önderliğin üzerindeki baskı politikalarının yok sayılacağı manasını taşımıyor. Çünkü bunun resmi bir açıklaması var. Anayasal hakları var. Bu durumun o düzlemde düzenlenmesi lazım ki, biz buna ikna olalım” diye belirtti.    DEMOKRATİK UYGARLIK   Devletli uygarlık ille demokratik uygarlık arasındaki çelişki ve çatışmaya değinen Özgezer, devletli uygarlığın yaşatmak istediği yaşam modelinin bugün gözler önünde olduğunu ve insanlığa züllümden, acıdan başka bir anlam ifade etmediğini belirtti.  Özgezer, demokratik uygarlığın paradigmasında ise demokratik, eşitlikçi, kadın özgürlükçü ekolojik bir felsefe olduğunu ifade ederek, paradigmanın öncüsü Öcalan’ın bu şartlarda siyaset yapması ve topluma bir şeyler aktarabilmesinin olanaksız olduğunu söyledi.