Ölüm orucundaki Ceyhan: Babamın seslendiği gibi berxwedan jiyan e 2019-05-15 09:02:19 VAN-  Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle ölüm orucuna giren Özhan Ceyhan, “Son tutuklandığım gün zırhlı araca alındığımda babam ardımdan seslenerek 'Kurê min berxwedan jiyan e' demişti. Babamın içi rahat olsun. Tüm toplumun, anaların huzuru için direniyoruz" dedi.     PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle tutuklu bulunduğu Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 30 Nisan’da ölüm orucuna giren Özhan Ceyhan, gönderdiği mektubunda cesurca adımlar atılması gerektiğini söyledi.   'BU YÜRÜYÜŞ ONUR VERİCİ'   Ceyhan’ın kamuoyuna gönderdiği mektubunda, “Van Ercişliyim. 33 yaşındayım. 5 Ekim 2018 tarihinden beri tutuklu bulunuyorum. Kendimi bildim bileli bütün devrimci hareketler ve devrimci önderler arasında en fazla sempati duyduğum zindanları mevzilere çevirip toplumun geleceği için direnenler olmuştur. Şimdi bu devrimci öncü ve yoldaşlara, mutlak inançla yürüyerek layık olma fırsatı doğmuştur. Mazlum, Kemal ve Semaların izinde, daha nicelerinin büyük fedakarlıklarla aydınlattığı yolda minnetle yürüyorum. Bu yürüyüş; yaşamı savunma, topluma barış fırsatı verme yürüyüşüdür. Bu yürüyüşte olmak onure edici olduğu kadar heyecan da vericidir” dedi.    'BABAMIN İÇİ RAHAT OLSUN'   Daha önce de cezaevi tecrübesi olduğunu ifade eden Ceyhan, son tutuklanmasında başından geçen bir anıyı ise söyle anlattı: “Bu son tutuklanma gününde, zırhlı araca alındığımda babam ardımdan seslenerek 'Özhan kurê min berxwedan jiyan e' demişti. Babamın içi rahat olsun, tüm toplumun, anaların huzuru için direniyoruz. 1 Mart’ta açlık grevine başladım, binlerce arkadaşla birlikte. Tecridi kırmadan da geri adım atmayacağız.”   ‘KİLİT AÇICI ROLÜ ENGELLEMEK İÇİN TECRİT UYGULUYORLAR’     “Devrimcinin duygusu güzel günleri yaşamaktan ziyade güzel günleri yaşatmaktır” diyerek mektubuna devam eden Ceyhan, ölüm orucu eylemine başlama gerekçelerini ise şöyle anlattı: “Binlerce insanın açlık grevinde olması sebebiyle her an kayıpların yaşanabileceği bir evredeyiz. Bu kaygı bize yeni bir adım atmayı emretmiştir. Bu adım ölüm orucuydu. Elbette ki her eylem tarzının hedefi tecridin kırılması ve kalıcı bir şekilde son bulmasıdır. Birbirlerini sevmeyen, birlik kuramayan, birbirlerine katlanamayıp parçalanan, Kürt imajını yok eden, Kürdü kimlik sahibi yapan tek güç, Kürt ve ezilen halkların Önderi Sayın Öcalan’dır. Onun toplumsal sorunlar üzerindeki kilit açıcı rolünü engellemek için tecridi uyguluyorlar. Bu yüzden hepimiz için tecridin kırılması bir ilke olmalıdır. Benim temel prensibim budur; Bu tecrit kırılacak.”    ‘CESURCA ADIMLAR ATILMALIDIR’     Ceyhan, mektubunu şöyle sonlandırdı: “Halkımızın emeği sayesinde bugünlere geldik, bugün eylemlere de tüm baskı ve ambargoya rağmen müthiş bir sahiplenme var. Henüz tecridi kıracak noktaya ulaşamasa da, uzak değildir. Bu sessizlik ve kayıtsızlık tam anlamıyla geride bırakıldığında, başarı kaçınılmaz olacaktır. Bu halkın çelikten bir iradesi var. İşte bugün bize güç veren bu keskin iradedir. Kürdün aşkı da böyledir. Kürdün aşkı büyüktür. Gün aşka sahip çıkma günüdür. Nihayetim tecridi parçalamak, tüm halklara, tüm topluma nefes aldırmaktır. Hep birlikte büyük kazanmak için siyasetin ve aydınların üzerine sorumluluk düşüyor. Cesurca adımların atılması gerekiyor. Bu eylemler zindanların eylemi değildir. Bu insanlar toplumun geleceği için bedel ödüyor. Bu eylem Türkiye halklarına bahar, Ortadoğu’ya gelecek inşa etme eylemidir. Bu yüzden ortak bir sahiplenme olmalıdır. Ortak bir gelecek hayali kuruyorsak, bu hayali gerçek kılmak için ortak mücadele etrafında kenetlenmeliyiz. Benim çağrım budur.”