‘Ölüm değil, yaşamın haberini yapmak istiyoruz' 2019-04-25 09:05:23   İSTANBUL – Süren açlık grevi eylemlerine dair konuşan Bulut Doğan isimli tutuklu yakını, eylemcilerin ne kadar acı çekerlerse çeksinler dışarıya umut vermeye devam ettiklerini söyledi. Cumartesi Annesi Hanım Tosun, açlık grevlerine ses verilmesini isterken, Gazeteci Serpil Ünal da, “ölümün değil, yaşamın haberini yapmak istediğini” belirtti.   PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle girilen süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemleri devam ediyor. DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, eyleminin 169’uncu gününe ulaşmış durumda. Yine binlerce tutuklunun cezaevlerinde, 3 HDP milletvekilinin dışarıda ve kimi isimlerin ise ülke dışında sürdürdükleri eylemler konusundaki sessizliğini sürdüren hükümetten henüz bu konuda atılmamış bir adım yok.  Cumartesi Anneleri’nden Hanım Tosun, F tipi cezaevlerine karşı uzun süreler açlık grevinde kalmış bir isim olan Mustafa Yaşar, Bulut Doğan adlı yurttaş ile Mücadele Birliği muhabiri Serpil Ünal, devam eden açlık grevlerine ilişkin konuştu.   ‘HERKES SES VERMELİ’   19 Ekim 1995’te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi olan Hanım Tosun, açlık grevleri konusunda yaşanan sessizliğe anlam veremediğini dile getirdi.   Yıllardır cezaevinde bulunan Öcalan’ın bütün insani haklarının elinden alındığını ifade eden Tosun, binlerce kişinin bu haksızlık karşısında durmak için açlık grevlerine başladığını vurguladı. Herkesin yaşam hakkı olduğunu ve bu hakkın kimsenin elinden alınmasını istemediklerini söyleyen Tosun, “Leyla Güven ve cezaevlerindeki binlerce tutsak, Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde. İnsan hakları savunucuları olarak, herkesin yaşam hakkını savunuyoruz” dedi.   Cezaevindekilerin seslerini duyurmanın temel görevleri olduğunu belirten Tosun, herkese şu çağrıda bulundu: “Başta Leyla Güven olmak üzere açlık grevinde olan tüm insanların yaşaması için herkes ses çıkarmalı. Bu insanlar sadece yasalara uyulması çağrısı yapıyor. Herkesin yaşama hakkı vardır. Bu insanların yaşaması için herkes açlık grevine ses vermelidir.”    ‘TUTUKLULAR EYLEMLERİNDE KARARLI’   2000’li yıllarında başında F Tipi cezaevlerine karşı yapılan açlık grevi eylemlerinde uzun süre kalmış bir isim olan Mustafa Yaşar ise, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden 2 ay önce çıkmış.    Açlık grevi eylemleri başladığında cezaevinde olduğunu ve tutukluların tecrit kalkıncaya kadar eylemlerini sürdürme noktasında kararlı olduklarını anlatan Yaşar, durumu kritik aşamaya gelen Leyla Güven ve cezaevindeki tutukluların talebinin, aynı zamanda kendi talepleri olduğunu dile getirdi.   Tecridin her anlamıyla püskürtülmesi gereken, insanlık onuruna sığmayan bir şey olduğunu vurgulayan Yaşar, “İnsan, sosyal bir varlıktır. Sosyal varlık olmasının gerekleri de yanında konuşabilecek insanlar olabilmesidir. Oysa ki bugün Türkiye cezaevlerinin büyük bir bölümü 1 veya 3 kişilik hücrelerden oluşuyor. Daha da ağırı ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olanların havalandırmaya bir-iki saat süresinde çıkabilmeleri. Kapılar bazen hiç açılmıyor da” diye belirtti.   ‘BİR GÜN DAHA FAZLA AYAKTA KALABİLMEK İÇİN DİRENMELİLER’    Geçmişte girdiği açlık grevleri nedeniyle bugün kimi sağlık problemleri yaşadığını belirten Yaşar, arkadaşlarının bir kısmının yürüyemez duruma geldiğini, bir kısmının hafızasını kaybettiğini ve bir kısmının ise kendi ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz durumda olduklarını kaydetti. Bu nedenle “Uzun süredir açlık grevinde olan arkadaşlar bir an önce ölmek değil, düşmana inat bir gün daha fazla ayakta kalabilmek için direnmeliler” diyen Yaşar, açlık grevindekilerin ihtiyaç duyduğu şeyleri aksatmadan almaları ve günde mutlaka 2-3 litre temiz su içmeleri gerektiğini belirtti.   ‘DIŞARIYA UMUT VERMEYE DEVAM EDİYORLAR’   Bulut Doğan isimli tutuklu yakını ise, açlık grevindekilerin ne kadar acı çekerlerse çeksinler bunu dışarıya yansıtmadıklarını ve umut vermeye devam ettiklerini dile getirdi. Sürdürdükleri eylemden kaynaklı yaşadıkları kilo kayıpları ve diğer sağlık sorunlarına rağmen morallerinin gayet yüksek olduğunu söyleyen Doğan, bu kararlılık karşısında hükümetin adım atması gerektiğini belirti.    ‘ÖLÜM DEĞİL YAŞAM HABERLERİ YAPMAK İSTİYORUZ’   Açlık grevi eylemlerini takip eden Mücadele Birliği muhabiri Serpil Ünal da, cezaevleriyle ilgili yaptıkları haberlerin çoğunlukla açlık grevindekilere yönelik hak ihlallerinden oluşmasına dikkat çekti.   Açlık grevlerinin bugün kritik bir aşamaya geldiğini söyleyen Ünal, "Bir gazeteci olarak insanların ölüm haberlerini değil, yaşamın haberini yapmak istiyorum. Tutsakların taleplerini taleplerimiz olarak görüyor ve bunun başarı ile sonuçlanacağına inanıyoruz. Bunun için elimizden geldiği kadar sesleri olmaya çalışıyoruz” dedi.