HDP 40 yıl önce kadınların yönettiği Hilvan'ı istiyor 2019-03-23 09:08:02 URFA – Feodal aile bağlarının güçlü kılındığı Hilvan’da 40 yıl önce Kürt siyasetinden meclis üyeliğine seçilen Emine Hacıyusufoğlu, Durre Kaya ve Sultan Yavuz’un ardılları, belediye yönetimini almaya hazırlanıyor. HDP, 40 yıl önce askeri darbeyle el konulan Hilvan'ı almakta kararlı. Kürt siyasetinin 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar yerelde kazandığı ve 11 ay boyunca yönettiği Hilvan’da kadınların başarısı hafızalarda iz bıraktı. Feodal Aşiretçi yapının egemen kılındığı o günlerde Emine Hacıyusufoğlu, Durre Kaya ve Sultan Yavuz belediye encümeni olarak kent yönetiminde yer alarak, devrim yaptı.    DÖNEMİN KAYYUMU ASKER   Süleymanlar Aşireti'nin sağ muhafazakar, Paydaşlar Aşireti'nin sol liberal siyasetiyle kentte hüküm sürdüğü 1970'li yıllarda, Kürt Siyasi Hareketi Nadir Temel’le aldığı belediye yönetimi askeri darbeyle son buldu. Bugün kayyumlarla el konulan belediyelere, o dönem askeri darbelerle el konuluyordu. Görevden alınan Hilvan Belediye Başkanı Nadir Temel, encümenler Emine Hacıyusufoğlu ve Durre Kaya tutuklanıp görevlerinden uzaklaştırılırken, Sultan Yavuz ise uzun süre sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldı.    İKİ AİLE ARASINDA SIKIŞIP KALMIŞ BİR KENT   40 yılın ardından Kürt siyasi hareketi, Hilvan Belediyesi'ni yeniden almaya hazırlanıyor. 1979 yılında Kürt siyasetinin ilçe belediyesini almasıyla ilçede encümen olan 3 kadından biri olan Emine Hacıyusufoğlu'nun kızı Meral Balter bugün eşbaşkan adayı. O döneme dair tanıklığını anlatan Balter, daha 13 yaşında olmasına rağmen yaşananları dünmüş gibi hatırladığını dile getirdi. 1979 yılına kadar Hilvan’ın Paydaş ve Süleymanlar aşiretleri arasında yönetildiğini, 79 yılına kadar bu geleneğin devam ettiğini, Paydaş ailesinin daha çok Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Süleymanların ise Demokrat Parti (DP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) partilerinin içinde yer aldığını hatırlatan Balter, o yıllarda ilçenin iki aşiret arasında sıkışıp kaldığını ifade etti.   ‘DEMOKRATİK BİR MODEL YARATILDI’   İki ailenin ilçeye ekonomik, kültürel bir katkılarının olmadığını, ellerinde bulundurdukları güçle Hilvan halkını baskı altında tuttuğunu dile getiren Balter, yıllarca Hilvan halkının ağalık zulmü altında ezildiğini, ezilen halkın Kürt hareketine ciddi bir destek verdiğini kaydetti. Balter, Kürt hareketinin demokratik yönetim modelinin 1979 seçimiyle başladığını dile getirdi.    ‘TÜM BASKILARA RAĞMEN’   O dönem Kürt hareketinin belediyeyi kazanmasının ardından aşiretlerin halk üzerindeki baskısının arttığını anımsatan Balter, Hilvan ve Siverek çevresinde bulunan başta Bucak Aşireti olmak üzere tüm büyük ailelerin toplum üzerindeki hegemonyasına dikkat çekti. Süleymanlar ve Bucakların Kürt hareketine yardım eden, onları destekleyen birçok köye baskı kurduğunu, bazı köylerin ateşe verilip boşaltıldığını, o bölgede yaşayan halkın Hilvan merkeze göç etmek zorunda kaldığını ifade eden Balter, tüm baskılara rağmen 11 ay boyunca belediyenin daha demokratik bir şekilde yönetildiğini vurguladı. Belediye yönetiminin kısa bir süre Kürt hareketinin elinde kaldığını, bu kısa süre içinde yol, su, elektrik gibi hizmetlerden ziyade daha çok halkın ağalık sitemine karşı bilinçlendirilmesi noktasında çalışmaların yapıldığını, yoksul halkın ihtiyaçlarının karşılanması için ciddi çabaların ortaya konulduğunu dile getiren Balter, başarıları sırının burada saklı olduğunu ifade etti.    ‘DARBE İLE BASKILAR ARTTI’   11 ayın sonunda Türkiye’de 12 Eylül Askeri Darbesi’yle yönetime el koyduğunu sözlerine ekleyen Balter, darbe olduktan sonra Hilvan’ın ordu tarafından kuşatıldığını, ilçede binlerce kişinin gözaltına alındığını ve eşine az rastlanır bir baskının uygulandığını kaydetti. 1979 yılında ağaların hegemonyasına kısmen son verildiğini, ancak darbeden sonra aşiretlerin devletten aldıkları güçle baskılarını daha da arttırdığını anımsattı.    ‘DARBE AŞİRETLERİ GÜÇLENDİRDİ’   Askeri darbeden sonra belediye başkanından encümen üyelerine kadar herkesin tutuklanıp cezaevine gönderildiğini de belirten Balter, gözaltına alınan herkesin ağır işkencelerden geçirildiğini söyledi. Kendisinin de annesiyle birlikte gözaltına alınıp cezaevine gönderildiğini anlatan Balter, Diyarbakır 5 No'lu cezaeviyle 14 yaşındayken tanıştığını, 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest kaldıklarını belirtti. 12 Eylül askeri darbesinden sonra Hilvan’ın yeniden Süleymanlar aşireti tarafından yönetilmeye başlandığını sözlerine ekleyen Balter, sadece bir dönem Süleymanların belediyeyi kazanamadığını, ancak darbeden sonra bugüne kadar hep Süleymanlar’da kaldığını vurguladı.    ‘KADINLAR HAKEDİYOR’   Şimdi yeniden Hilvan Belediyesi’ni kazanacaklarını, demokrasinin tüm değerlerini yeniden yeşerteceklerini dile getiren Balter, şöyle devam etti: “Belki çok zor bir iş yapacağız, ancak bu kentin gerçek sahipleri bu kenti yönetecek. 40 yıl çok az şeyler yapıldı. Halktan aldığımız güçle bu kenti asıl sahiplerine armağan edeceğiz.” Belediyeyi kazandıktan sonra bunca yıldır devlet ve aşiretlerin yarattığı tahribatları onarmakla işe başlayacaklarını söyleyen Balter, “Bu tahribatı en çok kadınlarla onarabiliriz. Çünkü bu kentin kadınları üç türlü zulüm görüyor. Birincisi koca zulmü, ikincisi aşiret zulmü ve üçüncüsü devlet zulmü. Bu kadar zulüm görmüş kadınlar, herkesten çok özgürlük, eşitlik ve demokrasi isteyecektir. Bu yüzden bu kenti en çok kadınlar hakkediyor” diye belirtti.    MA / Erdoğan Alayumat