Çiçek'ten İstanbul Newroz’una çağrı: Faşizmi geriletelim tecridi parçalayalım 2019-03-23 09:06:33 İSTANBUL - Bakırköy Pazar alanında yapılacak olan Newroz kutlamasına çağrı yapan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek, “Yarın İstanbul’da AKP-MHP iktidarını geriletmeye söz vermişlerin kararlaşma günü olacak. Faşizmi geriletelim, tecridi parçalayalım, mutlaka kazanalım" dedi.  İstanbul Newroz Tertip Koordinasyonu tarafından "Mutlaka Kazanacağız Tecridi Kıracağız" şiarıyla yarın Bakırköy Pazar alanında kutlanacak Newroz Bayramı’nın hazırlıkları tamamlandı. Herkesi alana davet eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek,  “Yarın bir milyon yürek, İmralı’dan başlayıp bütün topluma dayatılan tecrit politikalarını kabul etmediğini haykıracak” dedi.    “Newroz içerik olarak bir emekçi ve halkının uğradığı zulme seyirci kalamayan Demirci Kawa’nın, toplumu gençlerin-çocukların ölümü üzerinden geleceksiz bırakmaya çalışan zalim Dehak’a yönelik bir direniş ve özgürlük hamlesi olarak tüm direnen insanlığın mirası oldu” diyen Çiçek, bu geleneği bütün toplumların tarihinde görmenin mümkün olduğunu dile getirdi.   ‘HALKLARIN KADERİ ORTAKTIR’   Kürt sorunundaki çözümsüzlüğü sadece Kürt halkının değil tüm halkların geleceğini kararttığını ifade eden Çiçek, “Bir Ortadoğu ve Dünya sorunu haline gelmiş böylesi derin bir sorunun çözümünü dayatmak, Ortadoğu ve Türkiye halklarının eşitlik, adalet ve onurlu birlikteliğini hedeflemek anlamını gelir. Aynı zamanda bu sorunun çözümsüzlüğü üzerinden iktidarlarını ayakta tutan despotik ve anti-demokratik iktidarların da çözülmesini zorlamak demektir” diye belirtti.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın halklara gönderdiği Newroz mesajlarında bu diyalektiği görmenin mümkün olduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti: “2000’li yıllarda gönderdiği Newroz mesajlarında Kürt halkının Türkiye ve Ortadoğu halklarıyla ‘Gönüllü birliktelik’ vurgusu yaptı. Diriliş ve Özgürlük bayramı olarak kutlanan Newroz’un yüzyıllardır kader ortaklığı yapmış halkların onurlu barışı ve birlikteliği temelinde bir demokrasi mücadelesi olarak ele alınması gerektiğini sıkça vurguladı. Demokrasinin ve özgürlüklerin bütün bu kaos dayatmalarına rağmen gelişeceğinin umudunu Newroz vesilesiyle sürekli vurgulayan Öcalan, Kürt halkının kendi içindeki çelişkilerinin de bu temelde çözülmesi gerektiğini, ulusal bilinç ve birliğin geliştirilmesi gerektiğini sürekli dile getirdi. Kürt ulusal birliği ve halkların gönüllü birliği olarak ön plana çıkan bu iki vurgu, aynı zamanda Ortadoğu halkları için bir aydınlanma sürecine işaret eder. Çünkü geliştirmeye çalıştığı bu iki birlik anlayışı, yüzyılı aşkındır Ortadoğu’yu sömürgeleştiren kapitalist hegemonyanın ve onun bölgesel temsiliyetleri olan ulus-devletçi statükoların geriletilmesi demek oluyor. Halkların lehine olan her türlü gelişme de gerici iktidarların geriletilmesi sonucunu doğuruyor.”   ÖCALAN ‘HALKLARIN BAHARLAŞMASI’ DEDİ   Öcalan’ın halkların lehine olan gelişmeleri “Halkların Baharlaşması” olarak adlandırdığının altını çizen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milliyetçilik ve dincilik politikalarının panzehiri olarak da Ortadoğu halklarının derinliklerinden gelen birlik ve kardeşlik ruhunu görüyor. Güncel ifadesi olarak da Newrozları Kürt halkı ve Ortadoğu halklarının barış, demokrasi ve özgürlük günü olarak ele alıyor. O nedenle Demirci Kawa’nın ruhu, bütün direnen halkların ruhu olarak görülmeli ve güncellenmelidir. Aynı şekilde günümüz zalimlerinin de bilinmesi açığa çıkması gerekmektedir. Bu yönüyle Öcalan AKP ve MHP hükümetini bir özel savaş hükümeti olarak değerlendirir. Kürt halkına ve diğer halklara ortak geleceğimizi karartmaya çalışan bu özel savaş iktidarına ‘oy vermeme’ çağrısı yapar. Çünkü bu iktidara verilen her oy, uluslararası hegemonyanın ve özelde NATO’nun Türkiye üzerinde oynadığı oyunlara da alet olmak demektir.”    Bu güçlerin Kürt sorununun çözümsüzlüğü üzerinden oluşan çatışma, kaos ve krizlerle Türkiye’yi kendisine mahkum bıraktığını vurgulayan Çiçek, “O nedenle kim Kürt sorununun demokratik çözümüne gelmiyorsa, kim bu sorunu baskı ve çatışma yöntemleriyle ele alıyorsa ülkemizdeki ekonomik krizin, yoksullaşmanın, yolsuzluğun ve ahlaki çürümenin baş sorumlusudur. Krizlerle, yoksullaşmayla ve çürümeyle güçten düşen Türkiye’yi de en fazla küresel sermaye, finans kapital ister. Sonuç olarak son yıllarda Türkiye’nin içine düştüğü bu açmazın sorumlusu AKP-MHP ittifakıdır. Ve bu ittifak istediği kadar milli ve yerli olarak göstersin kendini şu anda finans kapitalin ve kapitalist hegemonyanın uygulayıcıları olarak Türkiye halkları için en tehlikeli ve en yabancı yapılardır” diye konuştu.    ‘TECRİDİ PARÇALAYALIM MUTLAKA KAZANALIM’   Bu yıl ki İstanbul Newroz’unun çok daha fazla önem taşıdığına dikkat çeken Çiçek, her türden tekçiliğe karşı çoğulculuğu, savaşa karşı barışı, düşmanlaştırma politikalarına karşı gönüllü birlikteliği, faşizme karşı demokrasi ve özgürlük mücadelesini yükseltme çağrısı yaptı. Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı: “8 Mart’ta Leyla Güven öncülüğünde yükselen özgür kadın direnişi, İstanbul Newroz’unda ezilen halkların, inançların ve kimliklerin demokrasi ve özgürlük mücadelesiyle en güçlü buluşmasını sağlayacak. O gün bir milyon yürek, İmralı’dan başlayıp bütün topluma dayatılan tecrit politikalarını kabul etmediğini, geleceğimizi ve özgür yaşam umudumuzu elimizden almaya çalışan faşizme karşı demokratik güç birliğini haykıracak. Ve o gün şehri İstanbul’da AKP-MHP iktidarını geriletmeye söz vermişlerin kararlaşma günü olacak. Dahası yarın, Bakırköy Pazar yeri alanında İstanbul halklarının üstüne doğan güneş bütün Türkiye’yi sarıp sarmalayacak, ısıtacak. Bu davet bizim! Faşizmi geriletelim, tecridi parçalayalım ve mutlaka kazanalım.”    MA / Sadiye Eser