‘Kim teklik üzerinde evreni anlamaya çalışırsa sonunda inkârcı olur’ 2019-02-22 17:52:10   URFA – Demokratik İslam Kongresi'nin Urfa'da düzenlediği panelde konuşan 21'inci dönem ANAP Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, "Kim teklik üzerinde evreni anlamaya çalışırsa sonunda inkârcı olur. Müminlere düşen tekliği Allaha, çokluğu topluma mal etmektir.” diye konuştu. Demokratik İslam Kongresi (DİK) Urfa’da "Dinin yaşamasında dilin önemi ile dinde bireysel mi toplumsal sorumluluk mu önemli" konulu panel düzenledi. Urfa Barosu'nun Konferans Salonu'nda gerçekleşen panele HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, 21'inci dönem Anavatan Partisi (ANAP) Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Muammer Bilgiç ve Muhammed Salar panelist olarak katıldı. HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü ile çok sayıda kişinin katıldığı panelde  “Yerin göğün yaratılmasında dillerinizin ve renklerinizin farklı olmasında bilenler için ibret vardır” ayetiyle konuşmasına başlayan Abdulbaki Erdoğmuş, bu ayetin işaret ettiği çeşitliliğin baharın yaklaşmasıyla doğada yakinen görüldüğü söyledi.  Evrende her şeyin birbirinden farklı yaratıldığını aktaran Erdoğmuş, şöyle devam etti: “Allah yarattığı her şeyi farklılık temelinde yaratmıştır. Allah’ın iradesi farklılıkta tecelli etmiştir. Bu teklik nereden çıktı? Tekliğin inşa edilmesinin nedeni yeryüzünde egemenlik inşa etmektir. Yeryüzünün tanrılığına soyunmak demektir. Tekil yapı Allah’ın iradesine karşı koymaktır. Tekçi zihniyetler, savaşlara, çatışmalara, katliamlara neden olmuştur. Tekliğin olduğu yerde mutlaka çatışma, ayrışma ve savaş vardır. Her şeyin aynı olması nasıl bir duygudur?  Tekçiliğin egemenliğin dayatıldığı bir toplumda yine bir ahenk ve uyum mümkün değildir. Eğer teklik iddiası varsa, dayatma varsa, bunun Kürt veya Türk olmasının farkı yoktur.” ‘MÜMİNLERE DÜŞEN TEKLİĞİ ALLAHA ÇOKLUĞU TOPLUMA MAL ETMEKTİR' Bugün ülkemizde karşı karşıya kaldığımız temel sorunların nedenin tekçilik olduğunu anlatan Erdoğmuş, çeşitliliği, farklılığı inkâr eden bir kimsenin Allah’ın ayetini de inkâr ettiğini söyledi. Tek bir dil dahi kalsa onun korunması ve muhafazasının insanlığın sorumluluğu olduğunu aktaran Erdoğmuş, “Tek din, tek dil, tek ırk, tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak gibi söylemler egemenlik hâkimiyet kurmak için söyleniyor. Bu evrenin çeşitliliğini katletmektir. Kim teklik üzerinde evreni anlamaya çalışırsa sonunda inkârcı olur. Sonunda zulmeder. Çünkü kendisinin dışında başkasının farklılığına tahammül edemez hale gelir. Bu ayrışmalar, bu inkâr, bu dışlama egemenler dışında kime yarıyor? Biz niye ayrışıyoruz? Arap, Kürt kimliğimizle ayrışmamızın nedeni nedir? Ya ırkçılıktır ya din ya da bayrak dayatmasıdır. Müminlere düşen tekliği Allaha çokluğu topluma mal etmektir. Dayatmalar, inkârlar, sadece gözyaşı kan ve savaş üretir” diye konuştu. ‘KÜRT NEDEN DİLİNİ KURSTA ÖGRENSİN?’ Erdoğmuş’un ardından söz alan Muhammed Salar, farklılık olması adına konuşmasına Kürtçe başlayacağını belirtti. Said-i Nursi’nin "İnsanın kaderi dilidir" dediğini aktaran Salar, dilin insanın insan olduğu anlamına geldiğini dile getirdi. Dilin Allah’ın rahmeti olduğunu ifade eden Salar, “Baskı altında olan halk en çok da dilini korumalıdır. Bu hem ulusal hem de dini bir vazifedir. Bugün Türkiye’de 20 milyon Kürt var ama dili yasaktır. Firavunların, nemrutların yaptığı zulümlerde dahi dil yasağı yoktur. Bugün İsrail Filistin halkına ne kadar zulmetse de Filistinlilerin diline karışmıyorlar. Devlet diyor ki ‘Kurslar var orada öğrenin.’ Kürt anadilini niye parayla kursta öğreniyor? Kürtçe anadili devlet olarak bedava öğretmek zorundasınız. Biz iki sebepten dolayı dilimize sahip çıkamadık. Birincisi devletsiz olmamız, ikincisi dilimize gereken hassasiyeti göstermemizdir. Kürtler zengin bir kavim, ancak bu iki sebepten dolayı medeniyetin dili olan edebiyatta yeteri başarı sergileyemedi. Ancak şimdilerde önemli bir ilerleme var. Kürtlere adeta ödül yağıyor. Dilimize sahip çıkarak birlikteliğimizi de sağlayacağız. Dile sahip çıkmadığımız gibi dinimizi de sahip çıkmıyoruz. İslam ülkeleri sınıfta kalmıştır. Ülkemizde hukuk, özgürlük, adalet yok. İslam’ın olduğu yerde bunların olmaması gerekiyor”  ifadelerini kullandı. ‘DİLLER GİTTİKÇE AZALIYOR’ Dünyanın yarısından fazlasının sadece 15 dili konuştuğunu anlatan Muammer Bilgiç ise, dünyanın her alanda tek tipleştirmeye doğru gittiğini aktardı. Tek tipleştirmenin bir siyonizm projesi olduğunun altını çizen Bilgiç, “Yeryüzündeki her varlık bir kelimedir. Müslüman olsun ya da olmasın tüm dilleri korumak Müslümanlığımızın gereğidir.  Müslüman; Müslüman ya da değil her insanın yaşam hakkını, mülkiyet hakkını ve nesil hakkını korumakla mükelleftir. Nesli korumak demek bir nesli nesil yapan unsurları da korumaktır. Bir kavmi kavim yapan iki unsur vardır biri renktir diğeri dildir. Nesil emniyetini sağlamada dilleri ve inançları da korumalıyız. Diller gittikçe azalıyor. 24’üncü yüzyılda ne kadar dilin kalacağını hep birlikte düşünelim” dedi. ‘İNGİLİZCEYİ, İTALYANCAYI KABUL EDEN NİYE KÜRTÇEYİ KABUL ETMİYOR?’ Panelde son olarak konuşan Hüda Kaya, Dünya Ana Dil Günü dolayısı ile TBMM’de konuşmalar yapıldığını, Garo Paylan, Mehmet Bekaroğlu, Fatma Kurtalan’ın yaptığı Ermenice, Lazca ve Kürtçe konuşmaların meclis tutanaklarına "X" olarak geçtiğini hatırlattı. Bugün İngilizceyi, İtalyancayı kabul edenlerin Kürtçe, Ermenice ve Lazcayı kabullenmemesine anlam veremediğini aktaran Kaya, şöyle konuştu: “Anadilin nesinden korkuyorsunuz? Diller insani ihtiyaçlardan bir tanesidir. Ancak ırkçı iktidarlar asrımızda da tekçi zalim zihniyetleriyle insana dair tekleştirme politikaları yürütüyorlar. Ülkemiz bu cehennem politikalarını yaşayan bir yere dönüşmüştür. İnsanlar renk renk, dil dil farklı şekilde yaratıldılar ki birbiriyle muhabbet kursunlar.  Dinle insanları tek tipleştirmeye çalıştıran zihniyet, düşünmeyi sorgulayan din anlayışını haram gibi gösterme çalışıyor. Ancak Kuran-ı Kerim de tam aksine aklını kullanması konusunda toplumlara uyarılarda bulunuyor. Düşünemeyen insan 5 yüz vakit namaz kılsa da Allah kesinlikle böyle bir din istemiyor. Zaten Böyle bir dinde yok.” Panel soru cevap bölümü ile son buldu.