Bağlar Belediye Eşbaşkan Adayı Zümrüt: Kayyum zihniyetini bertaraf edeceğiz 2019-01-21 09:01:29   DİYARBAKIR - 31 Mart seçimlerinde HDP’den Bağlar Belediyesi Eşbaşkanlığına aday gösterilen HDP MYK üyesi Zübeyde Zümrüt, seçimlerin kendileri için bir referandum olduğunu, büyük projelerinin ise kayyumları kentlerden ve ilçelerden bertaraf etmek olduğunu söyledi.    31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) Bağlar Belediyesi Eşbaşkanlığına aday gösterilen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır Eski İl Eş Başkanı ve HDP MYK üyesi Zübeyde Zümrüt, ilçeye dair plan ve projelerini anlattı.    Bingöl Genç doğumlu olan Zümrüt, 10 çocuklu bir ailenin en büyüğü. 12 Eylül 1980 darbesiyle Genç’te gelişen baskılardan dolayı Zümrüt ailesi, Adana’nın Çukurova ilçesine göç etmek zorunda kaldı. Zümrüt, bu zorunlu göçten kaynaklı eğitimini yarıda bıraktı. 3 yıl Çukurova’da kalan Zümrüt, evlendikten sonra 1984’te İstanbul’a yerleşti. 1986 yılında Diyarbakır’a yerleşen Zümrüt, o tarihten bu yana burada yaşıyor. Diyarbakır’ın kendisine ulusal kimlik bilinci kazandırdığını dile getiren Zümrüt, 1990’lı yılardan bu yana bilfiil Kürt siyasi partilerde çalışma yürüttü. Halkın Emek Partisi (HEP) ve Demokrasi Partisi’nin (DEP) ardından Halkın Demokrasi Partisi’nde (HADEP) çalışmalarını sürdürdü.    HADEP Diyarbakır Merkez İlçe Örgütü Kadın Komisyonunda yer alan Zümrüt, ilçede mahalle ve kitle çalışmalarında yer aldı. 1994 yılında Bağlar, merkez ilçe binasında 5 kadınla başlayan mücadelesinin bu güne kadar geldiğini belirten Zümrüt, kadınlar öncülüğünde Diyarbakır’da, kadın ve genel komisyonlar oluşturma noktasında ciddi temel atıldığını, bunun kadına olan inançla gerçekleştiğini kaydetti.   ‘BEŞ KADINLA BAŞLAYAN MÜCADELE YÜZBİNLERİ BULDU’   Faili meçhuller ve Olağanüstü Hal’in (OHAL) sürdüğü, Kürtlere dair ne varsa ret ve inkar edilen bir dönemde kadınların o komisyonları oluşturma bir araya getirme noktasında ciddi bir irade ortaya koyduklarını belirten Zümrüt, “5 kişiyle başladığımız dönem, yüzlerce kadının bir araya gelerek Bağlar ilçesinde büyük halk toplantıları yapacak aşamaya getirdi. Burada seminer ve kermesler düzenledik. Dönemin koşullarına göre biz kadın ve genele dair finansımızı bu kermeslerle sağlıyorduk. Anneler, patiğinden tutun da yazmasına kadar getirip o kermese bağışlıyordu. Bir taraftan sistem bir taraftan toplumun kadın bakış açısı, feodal ailelerin içinde yetişen ve o feodaliteyi henüz atamayan ailelere karşı da ciddi bir mücadele verildi. Bütün bu zorluklara rağmen seni ayakta tutan, güçlendiren o inanç ve halktan aldığın güçtü” diye konuştu.    ‘BİZİM İÇİN BİR REFERANDUM SÜRECİDİR’   Yerel demokrasi ilklerinin güçlü ayakları gelişmediği müddetçe, genel siyasette de çok fazla söz sahibi olunmayacağının altını çizen Zümrüt, özelikle kayyımların atandığı bu zorlu süreçlerde “gasp edilen” belediyeleri tekrar geri almak noktasında aday olduğunu vurguladı. Bu süreçte aday olmanın cesaret istediğini belirten Zümrüt, “Bu dönem başvuran tüm arkadaşlar açısından bir irade beyanıdır ve bu süreci bir referandum olarak her başvuran aday adayı arkadaş hem de hepimiz açısından bir referandum sürecidir. Yeniden halklar açısından bir referandum yapılacak ve bu referandumda demokrasinin temel ilkelerini oluşturma iddiası temelinde Bağlar’a aday oldum” diye konuştu.   ‘YERELİ ESAS ALAN BİR BELEDİYECİLİK HEDEFLİYORUZ’    Plan ve projelerin adını çok iyi koymak gerektiğini ifade eden Zümrüt, "Bizim yerel yönetimlerde 18 yıllık bir deneyimimiz var. Bu deneyimler üzerinden daha fazla nasıl genişleteceğiz ve yerine ne koyabiliriz noktasında orada yaşayan halkı esas alarak projelerimizi geliştireceğiz. Bağlar’a dair bir şey yapılacaksa, diyelim ki bir kültürel ev kurulacaksa o mahallenin dinamiklerini bir araya getirip kuracaksın. Bunu kurarken de bu kültür evinin içeriğini, nasıl işletmek, işlevsellik kazandırmak gerektiğini, mekânsal yapısından oradaki temel dinamiklere kadar halkı katarak yapmak gerekir. Biz bu temelde bir belediyeciliği esas alıyoruz" ifadelerini kullandı.     'BAĞLAR’IN BENİM ÜZERİDE ÇOK EMEĞİ VAR'   Bağlar’a kendini borçlu hissettiğini ve üzerinde çok emeği olduğunu belirten Zümrüt, "Bağlar halkına kendimi borçlu hissediyorum. Halkımızın desteğiyle Bağlar’da bilindiği gibi bir ön seçim ve delegasyon seçimi yapılarak aday seçildim. Bu demokrasinin bir gereği ve geleceğe dair belediyelerde oluşturacağımız modeldir. Belediyelerin yapacağı tüm çalışmalar da mevcut sistemin orada işlevli hale getirme konusunda da delegasyon sistemiyle yürütülecektir ”dedi.     'DEMOKRATİK ŞEFFAF YÖNETİM MODELİ'   Belediyecilik dendiğinde salt beton yığını kurumların akla geldiğine vurgu yapan Zümrüt, “Kurum işin yürütücüsüdür, organize edendir; ama asıl karar vermesi gerekenler demokratik ve şeffaf yönetim modelini halkla birlikte esas alandır. Kadın, gençlik, çocuklar ve yaşlılara dair, toplumsal tüm dinamiklere dair yapılacak çok şeyler var. Bağlar halkının hem sosyal hem kültürel, ekonomik devasa sorunların olduğu bir bölgedir. Yani kentlerin yerinden dönüşümü esas alınması gereken bir bölgedir. Bu yüzden bunu daha çok yerelden ve o bölgede oturan insanlarla oluşturmak gerekir” diye belirtti.      ‘İLK İŞ KADIN KURUMLARININ CANLADIRILMASI’     Katılımcı ve şeffaf belediyeciliğin önemini yineleyen Zümrüt, Bağlar’da kadına dair bir şey yapılacaksa bunun öncelikle kadın kurumlarının yeniden canlandırılması olduğunu söyledi. Zümrüt, “Katılımcı belediyecilik budur, belediyeler dediğin toplumun tüm kesimlerinin temel ihtiyaçlarının orada bulunan kadını, genci, yaşlısı ile birlikte bunun kararının verilmesi gerekir biz de bunun mücadelesini vereceğiz” diye konuştu.    ‘TÜRKİYE’DE HİÇBİR ZAMAN DEMOKRATİK BİR SEÇİM OLMADI’   Yaklaşan seçimlerle birlikte baskı politikalarının arttığını kaydeden Zümrüt, “Türkiye'de hiçbir zaman gerçek bir demokratik seçim süreci yaşanmadı. Kürtler açısında her yaptığımız seçim çalışması anti demokratik uygulamalarla karşı karşıya kaldı. Ama bu ciddi yönelmelere karşı ciddi sonuçlar aldık. 31 Mart 2019 seçimlerinin de diğer seçimlerden bir farkı yok bizim için, yine birçok hukuksuz ve anti demokratik uygulamayla karşı karşıya kalacağımızı biliyoruz. Gasp edilen il ve ilçe belediyelerinin kapılarını yeniden halka açmaya ve belediyeleri alıp halka devretmeye adayız. Kayyum zihniyetini kentlerden bertaraf etmek en büyük projemizdir” dedi.   ‘SİYASETİN KOPUK OLMASI MÜMKÜN DEĞİL’   Belediye hizmetinin siyasetten kopuk olmasının mümkün olmadığını vurgulayan Zümrüt, “Birçok projemiz kayyum atandığı için hayata geçmedi. Yani şuanda toplumda en fazla üzerinde durulması gereken madde bağımlığı ve uyuşturucu, hırsızlık başını alıp gidiyor. Bu aslında bir teşviktir ve göz yummadır toplumu yozlaştırmaya yöneliktir. Belediyenin temel esas alan görevlerinden biridir” dedi.    MA / Esra Solin Dal