Başaran: 70 gündür kendi üyesine duyarsız kalan Meclis yok hükmündedir 2019-01-16 14:45:46 ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam ettirilen tecride karşı açlık grevinin 70’inci  gününde olan Leyla Güven için Meclis’te açıklama yapan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, “70 gündür kendi üyesinin sesine duyarsız kalan bu Meclis yok hükmündedir” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 70 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in durumuna ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.   ‘TECRİT TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİNE YÖNELİKTİR’   HDP milletvekilleri Serpil Kemalbay ve Ebru Günay’ın da bulunduğu toplantıda konuşan Başaran, Öcalan’ın 20 yıldır mutlak tecritte olduğunu ve bu durumun AKP-MHP ittifakıyla derinleştiğini kaydetti. Başaran, “Sayın Öcalan 2011 yılından beri avukat, 2015 yılında beri heyet görüşü, bu son görüşme sayılmazsa aile görüşü de yaptırılmamaktadır. Bu tecrit, sadece İmralı’da Sayın Öcalan şahsında değil, onun şahsında bütün topluma, bütün gençlere, Türkiye’nin ortak geleceğine yönelik konulmuş bir tecrittir. Sayın Leyla Güven, dört duvar arasında, rehin tutulduğu Diyarbakır Cezaevi’nde bu hukuksuzluğa karşı ses yükseltmeye çalışıyor ve buna müdahale edilmesini bekliyor. 70 gündür dünyanın birçok yerinden, Filistin’den, dünyanın başka yerlerine kadar Leyla Güven’in bu sesine destek gelirken, üyesi olduğu bu Parlamento’dan hiçbir tepki yok. Ne iktidar blokundan ne de yasamadan bununla ilgili bir cümle kuruldu. Leyla Güven 70 gündür açlık grevi yapmıyormuş gibi, onlarca cezaevinde aralarında Sebahat Tuncel ve Selma Irmak’ın da aralarında bulunduğu yüzlerce tutsak açlık grevinde değilmiş gibi günlük çözümlerle bu meclis yürütülmeye çalışılıyor. Bu Meclis’in varlık gerekçesi toplumun geleceğini, Türkiye halkının taleplerini gerçekleştirmektedir. Kendi üyesinin talebine karşı bu kadar duyarsız, sorumsuz yaklaşan bu Meclis yok hükmündedir. Kapısına kilit vurulmuş demektir” diye konuştu.    ‘GÜVEN’İN DURUMU KRİTİK’   Güven’in durumunun kritik olduğunu dile getiren Başaran, şöyle devam etti: “Bir kez daha herkese sesleniyoruz. Leyla Güven 70 gündür açlık grevinde ve artık kritik aşamaya gelmiştir. Leyla dünden beri mide krampları, tansiyon düşüklüğü, ışığa ve kokuya aşırı hassasiyet, bulantı hissi, uyumama durumu ile karşı karşıyadır. Bununla birlikte sıvı alımında zorluk yaşamaktadır. Kritik aşama sıvı alımının yapılmamasıyla başlar. Bu kritik noktada herkesin kendi cephesinde bir müdahale etme yükümlülüğü ve sorumluluğu vardır. Aksine kendi üyesinin talebine bu kadar sessiz kalan Parlamento bunun altında kalacak demektir. Bu kritik evrede Leyla Güven’in bu kritik aşamasında herkesi sorumluluğa ve bu talebi karşılamaya davet ediyoruz. Leyla Güven hukuksuz ya da olmayacak bir şey talep etmiyor. Leyla Güven, haklı-meşru ve Türkiye toplumunun geleceğine katkı sunacak bir talebi dillendirmektedir” dedi.   'HERKES SESİNİ YÜKSELTMELİ'    Güven’inin durumundan iktidar ve parlamentonun sorumlu olduğunu ekleyen Başaran devamla şunları kaydetti: “Artık gözünüzü kapatmaktan, duymuyor numarası yapmaktan vazgeçmenin zamanı gelmiştir. Aksine Leyla Güven’in başına geleceklerden, bu talebi yok kabul eden iktidar, Parlamento ve hepimiz sorumluluk altında kalacağız. Leyla Güven’in tek bir talebi vardır, son açıklamasıyla bunu ifade etmiştir. Sadece bir kez aile ferdinin Sayın Öcalan ile görüşmesi tecridin kırıldığı anlamına gelmemektedir. Tecrit bir sistem olarak toplum üzerinde yürütülmektedir. Bir sistem, bir yönetme biçimi olarak iktidar tarafından kabul edilmiş ve gün be gün hepimiz üzerinde derinleştirilmektedir. Bu mutlak tecridin derhal kaldırılması için bir kez daha çağrı yapıyoruz. Bunu sadece Leyla Güven’in talebi gibi değil, milyonların talebi olarak, milyonların sözcüsü olan bizlerin, bu ülkenin 3’üncü büyük partisinin meclisin ikinci büyük muhalefet partisinin talebi olarak söylüyoruz. Bizler milyonların talebini burada ifade ediyoruz. Bu talebe ses vermek, karşılık vermek, iktidarın sorumluluğundadır. Leyla Güven’in durumu an be an, saat be saat, saniye saniye kritikliğini koruyor. Onu korumak Türkiye toplumunu korumak demektedir, onu ölümün sınırından almak, Türkiye’yi ölüm sınırından almak demektir. Herkesi bu konuda sorumlu ve duyarlı olmaya sesini yükseltmeye davet ediyoruz.”