'19 Aralık'a dair adil yargılamanın önündeki engeller kaldırılsın' 2018-12-19 14:21:39   HABER MERKEZİ - "Hayata dönüş" adıyla 19 Aralık 2000 tarihinde 20 cezaevine yönelik düzenlenen operasyonun yıldönümünde katliamda yaşamını yitirenler anıldı. Yapılan eylemlerde, 19 Aralık cezaevi katliamına ilişkin adil yargılamanın önündeki engellerin kaldırılması istendi.    19 Aralık 2000’de düzenlenen "Hayata Dönüş Operasyonu"nun 18’inci yıl dönümüne ilişkin birçok kentte eylemler düzenlendi.    ANKARA    İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, 19 Aralık 2000’de düzenlenen "Hayata Dönüş Operasyonu"nun 18’inci yıl dönümüne ilişkin, basın toplantısı gerçekleştirdi. İHD Ankara Şubesi'nde yapılan açıklamayı, İHD MYK ve Cezaevleri Komisyonu Üyesi Nuray Çevirmen okudu.  Türkiye’nin 21’inci yüzyılın ilk senesini ağır bir insan hakları ihlali ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç ile karşıladığını belirten Çevirmen, “Hayata Dönüş” adıyla 19 Aralık 2000 yılında 20 cezaevinde yürütülen kanlı operasyonda hiçbir norma uyulmadan yürütülen operasyon neticesinde 29 kişinin yaşamını yitirdiğini ifade etti.    Ölümle sonuçlanan, öldürmeyi hedefleyen bir eyleme “Hayata Dönüş” adının verildiğini hatırlatan Çevirmen, sorumluların meseleyi bir teknik meseleymiş gibi gösterdiğini ve operasyonu “Bir devlet kararıydı” şeklinde tanımladıklarını aktardı.   SORUMLU AKP TARAFINDAN ‘ÜSTÜN HİZMET MADALYASI’ ALDI   Operasyonun yapıldığı dönemde, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yapan ve F Tipi hapishanelerin açılmasına ön ayak olan Ali Suat Ertosun’a AKP iktidarı tarafından “Üstün Hizmet Madalyası” verildiğini sözlerine ekleyen Çevirmen, “Oysa aynı devletin mahkemeleri, bütün politik baskılara rağmen, yapılanın hukuksuzluğunu kararlarında dile getirmek zorunda kalmıştı. Örneğin Hacer Arıkan’ın açtığı davada Danıştay 10’uncu Dairesi, 23 Ocak 2014’te devletin tazminat ödemesi gerektiğine hükmederken, olan bitenin hukuki özünü açıkça ortaya koymuştu” dedi.  Çevirmen ayrıca, Danıştay 10’uncu Dairesi tarafından konuya ilişkin verilen "Pasif direnişteki mahkûm ve tutukluların can güvenliğinin sağlanması yönünde gerekli önlemler almayan idarenin ağır hizmet kusuru bulunmaktadır” şeklindeki kararını da paylaştı.   ‘YETKİLİLERİN BEYANLARI DOĞRU ÇIKMADI’   Türkiye AİHM’in birden fazla kere mahkûm olduysa da "cezasızlık" prosedürünün bu insanlığa karşı suçta da hep yürürlükte olduğunu, sorumluların yargılanmasından hep kaçınıldığını söyleyen Çevirmen şunları ifade etti: "Devlette sadırı olan ve yargı önünde hesabı sorulmamış her fiil, ilerde işlenecek daha büyük insan hakları ihlallerinin, suçlarının kapısını açar. Türkiye, insanlığa karşı suçlarda zaman aşımının işlemeyeceğini kabul etmiş ülkelerden biridir. Şu an Türkiye’yi yönetenler her ne kadar devletin kabul ve ilan etmiş olduğu hukuka, başta Anayasa normları olmak üzere, uymuyorsa da biz insan hakları mücadelesini yürütenler olarak çağrımızı yapmakta yarar görüyoruz: 19 Aralık operasyonunda adil yargılamanın önündeki engelleri kaldırın."   İHD'nin 19 Aralık gününü “Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak ilan ettiğini belirten Çevirmen, insan hakları savunucuları olarak cezaevinde yaşanan hak ihlallerine karşı sorumluluğu bulunanların cezalandırılması için mücadele edeceklerini söyledi.    DİYARBAKIR   İHD Diyarbakır Şubesi, 19 Aralık'ta cezaevlerine düzenlenen operasyonun yıl dönümüne ilişkin dernek binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı okuyan İHD Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Hapishaneler Komisyonu Üyesi Hediye Saltan, dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ve Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman’ın yaptıklarının bilincinde oldukları için operasyonun doğrudan sorumluluğunu hiçbir zaman almadıklarını ve bunun yerine “Bu bir devlet kararıydı, MGK’da kararlaştırıldı” gibi sözlerle bir katliamı basit bir teknik meseleymiş gibi göstermeye çalıştıklarını söyledi.    Saltan, “Dönemin yetkilileri, ‘tutuklu ve mahkûmların ateş açtığı’ ve ‘koğuşları ateşe verdiği’ türünden beyanlarının tamamının zaman içinde doğru olmadığı ortaya çıktı. ‘Sahte oruç kanlı iftar’ türü başlıklarla dönemin ana akım medyası da bu suçun ortaklığını yaptı" ifadesinde bulundu. Saltan, 19 Aralık operasyonunda adil yargılanmanın önündeki engellerin kaldırılmasını istedi.      DERSİM    İHD Dersim Şubesi de aynı amaçla dernek binasında basın açıklaması düzenledi. Toplantıda konuşan İHD Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, 19 Aralık cezaevi operasyonlarıyla 12 Eylül darbecilerinin suçlarına denk bir suçun işlendiğine dikkat çekerek, "Ölümlerin olduğu operasyona hayata dönüş operasyonu dediler. AKP iktidarından önce işlenen bu insanlığa karşı suça olumlu baktığını, 2004 yılında dönemin ceza ve tevkif evleri genel müdürüne madalya takarak göstermiştir. Türkiye insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımının işlemeyeceğini kabul etmiş ülkelerden biridir. Biz bir kez daha çağrımızı yineliyoruz 19 Aralık operasyonunda adil yargılama önündeki engelleri kaldırın. Hukukun üstünlüğü ve temel insan haklarına saygı olmadan ülkenin ve toplumun geleceği karanlık olacaktır" diye konuştu.   İZMİR   Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), İzmir Tabipler Odası (İTO), İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER) yaptıkları ortak toplantı ile 19 Aralık katliamını protesto etti.     O tarihte yaşamını yitirenleri anan İHD İzmir Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek, yaşanan katliamın ardından F Tipi cezaevlerine yani tecrit uygulanmasına geçildiğini söyledi. Katliamda rol alan kişilerle ilgili olarak etkin bir soruşturma yürütülmediğini söyleyen Çiçek, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, yardımcıları da Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'ın olaylara kayıtsız kaldığını dile getirdi.    '19 ARALIK TARİHE KARA LEKE OLARAK GEÇTİ'   Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Gençlik Meclisi de, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. 19 Aralık'ın tarihe kara leke olarak geçtiğinin vurgulandığı açıklamada,"Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan tecrit için 42 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven yoldaşımızı ve açlık grevlerinde olan tüm siyasi tutsakları devrimci duygularımızla selamlıyoruz. AKP-MHP faşizminin bugün cezaevlerine uygulanan insanlık dışı uygulamaları tutukluların direnişi ile boşa çıkarılıyor."    ADANA    İHD Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu ile Wernicke Korsakofflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi Üyeleri, katliamda yaşamını yitirenleri andı. İHD'de düzenlene toplantıda konuşan komisyon sözcüsü Nejat Okay, "Bizler, insan hakları savunucuları olarak, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini kamuoyunda paylaşmaya devam edeceğimizi, ihlallerde sorumluluğu bulunanların cezalandırılması için mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha belirtmek isteriz" dedi.    MERSİN    İHD Mersin Şubesi de, aynı amaçla düzenledikleri açıklama ile yaşamını yitirenleri andı. Toplantıda, 12 Eylül darbesi döneminde henüz 19 yaşındayken girdiği cezaevinde hayatının 35 yılını cezaevinde geçiren ve geçtiğimiz Hasan Gülbahar konuştu. Tutukluların PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine girdiğine dikkat çeken Gülbahar, tutukluların her türlü bedel vermeye hazır olduğunu ve devrimci bir ruhla direniş gösterdiğini aktardı. Gülbahar, tüm kesimlerin açlık grevini sahiplenmesi gerektiğini ve bu direnişin sahiplenmeyle kazanım elde edeceğini vurguladı.  İHD Mersin Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Avukat Battal Demir de, insan haklarında sorumluluklarının olanların cezalandırılması için mücadele edeceklerini kaydetti.