Emniyet itirafları görmezden geldi! 2018-11-16 09:07:17 ADANA – Gazete dağıtımcısı Kadri Bağdu cinayetini video kaydı ile itiraf eden DAİŞ'li Servet Koç'a dair savcılığın talebi üzerine Adana Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada, Koç ile öldürülen Bağdu'nun oğlu Ferhat Bağdu arasında internet ortamında yapılan yazışmalar görmezden gelindi. Adana’da 14 Ekim 2014 tarihinde bisikletiyle gazete dağıtımı yaptığı sırada yapılan silahlı saldırı ile vurularak öldürülen KHK ile kapatılan Azadiya Welat Gazetesi dağıtımcısı Kadri Bağdu’nun failleri hala bulunmuş değil. Cinayetle ilgili Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma devam ederken, DAİŞ’li Servet Koç bir video kaydı ile cinayeti nasıl işlediklerini itiraf etmişti. Bu itiraflar üzerine Bağdu ailesinin avukatı Tugay Bek, 2016 ve 2017 yılları arasında Başsavcılığa üç kez başvuru yaparak, kayıtta adı geçen DAİŞ'lilerin bulunup yargılanmasını istemişti.    Ancak emniyetin, DAİŞ'lilerle ilgili bilgiyi savcılıkla paylaşmadığı, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adana Emniyet Müdürlüğü arasında gerçekleşen yazışmalarda ortaya çıkmıştı.   GÖRÜŞME KAYITLARI GÖRMEZDEN GELİNDİ   Avukatın ısrarları üzerine savcılığın araştırma talebinde bulunduğu Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şubesi, hazırladığı 14 Eylül 2017 tarihli araştırma tutanağında DAİŞ'li Koç'un itiraflarında adı geçen kişilerle ilgili sadece kimlik bilgilerine yer verdi. DAİŞ'li Koç ile Bağdu'nun oğlu Ferhat Bağdu arasında internet ortamında geçen konuşmalar ise adeta yok sayıldı.   HAKLARINDAKİ BİLGİLER PAYLAŞILDI   Hazırlanan araştırma tutanağında, Bitlis Güroymak nüfusuna kayıtlı olduğu belirtilen DAİŞ'li Koç hakkında Adana 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2015/100 sayılı kararı ile "kasten adam öldürme" suçundan ve Kadirli 2'nci Asliye Ceza Hakimliği'nin 2017/210 sayılı karar numarasıyla "şantaj" suçundan olmak üzere iki ayrı aranma kaydığının olduğu bilgisi yer aldı. Tutanakta, Koç'un yasadışı yollarla gittiği Suriye'de yaşanan çatışmada yaşamını yitirdiği de belirtildi.    Antep’in Nizip ilçesi nüfusuna kayıtlı olduğu belirtilen Murat Bulanık hakkında da Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 2015/45403 sayılı dosya kapsamında "El Kaide terör örgütü üyesi olmak" suçundan işlem yapıldığı bilgisi yer aldı.   Taner Güler hakkında ise, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 2014/18577 sayılı dosya kapsamında "El Kaide terör örgütü üyesi olmak" suçundan işlem yapıldığı, ‘Berber Mesut’ olarak belirtilen kişinin Mesut Çetintaş olduğu ve Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2011/746 sayılı dosyası kapsamında "El Kaide terör örgütü üyesi olmak" suçundan işlem yapıldığı kaydedeildi.    ‘Şekerci Murat’ olarak belirtilen kişinin ise, Murat Erciyes olduğunu bilgisinin paylaşıldığı Emniyet tutanağında, yine Ercan Güler hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2011/746-2014/18577 ve 2014/59197 sayılı dosyaları kapsamında "El Kaide terör örgütü üyesi olmak" suçundan işlem yapıldığı aktarıldı.    Söz konusu videoda kaydında ‘Selahattin'in babası’ olarak tanımlanan kişinin ise, Selahattin Çetinkaya’nın babası Lütfi Serin olduğu değerlendirildi. Bu kişi hakkında da Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 2014/59197 sayılı dosya kapsamında "El Kaide terör örgütü üyesi olmak" suçundan işlem yapıldığı aktarılıp, "Şahsın babası Lütfi Serin’in 1993 tarihinde ilimiz Kuruköprü Mahallesi Çetinkaya Mağazası önünde güvenlik görevlisi olarak görev yaptığı dönemde birden fazla kişiyi öldürme olayına karıştığı, Lütfi Serin’in daha sonra 2008 yılında 'sözde El Kaide terör örgütü' adına cihat yapmak amacıyla gittiği Afganistan ülkesinde yaşanan çatışmalarda hayatını kaybettiği" kaydedildi.   Yine “Cumali” olarak geçen kişinin ise Cumali Yürek olduğuna yer verilen tutanakta, hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 2014/18577 ve 2015/69653 sayılı dosyalar kapsamında "El Kaide terör örgütü üyesi olmak" suçundan işlem yapıldığı belirtildi.   Emniyet, açık kimlik bilgilerine ulaşılmadığını belirttiği Coşkun ve Barış adlı kişilerin de "El Kaide terör örgütü üyesi olduğu" değerlendirmesinde bulundu.   Araştırma tutanağında 6-8 Ekim’de gerçekleşen Kobane ile dayanışma eylemlerine de değinen Emniyet, PKK tarafından organize edildiği ileri sürülen bu eylemlerde 50 kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti. İşlenen Bağdu, Güldiren ve Albay cinayetlerine dair ise, “Asayiş Şube Müdürlüğünce gerekli tahkikatın yürütüldüğü, Kadri Bağdu ve Yusuf Güldiren cinayetlerinde, her ne kadar 'İslami radikal terör örgütleri'nin gerçekleştirdiği bildirilse de, Ahmet Albay cinayetinin faillerinin 'PKK/KCK terör örgütü yandaşları' olduğu maktulün yakınlarının alınan ilk ifadelerinden bildirildiği görülmüştür" denildi.   YAZIŞMALAR TALEP EDİLMEDEN RAPOR HAZIRLANDI   DAİŞ'li Koç ve oğul Ferhat Bağdu arasında gerçekleşen yazışmalara dair Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün raporu ise, tutanakta "Facebook üzerinden yapılan görüşmelerin Facebook messenger sohbet kanalı üzerinden yapıldığı, herkese açık sayfa veya görülür üzerinden olmadığı, hesap sahiplerinin onaylayıp eklediği arkadaşların sohbet sayfası açarak birbirleri ile yazıştığı, herkese açık paylaşım olmadığından üçüncü şahısların bu görüşme ve paylaşımları göremediği” şeklinde rapor tanzim edildi.   AV BEK: 'TERÖR EYLEMİ' OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ   DAİŞ'li Koç'un itiraflarının Adana'da yaşanan 3 cinayetin DAİŞ tarafından gerçekleştirildiğinin kanıtı olduğunu söyleyen Bağdu ailesinin avukatı Tugay Bek, ısrarları doğrultusunda emniyetin savcılığa gönderdiği bilgi notuna baktıklarında Koç’un itirafları çerçevesinde bir araştırma yapılmadığını gördüklerini ifade etti.   Soruşturmanın derinleştirilmesini isteyen Bek, savcılığın "terör eylemi" olarak değerlendirmesiyle ancak bu cinayetlerin çözüleceğini vurguladı. Bek, Bağdu cinayetinin aydınlatılması için Meclis Araştırması yapılmasını da talep etti.   MA / Cemil Uğur - Hamdullah Kesen