Güven'in eylemini 'sahiplenme ve tecridi kırma' çağrısı 2018-11-15 09:07:37 İSTANBUL – PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto amacıyla 9 gündür açlık grevinde olan DTK Eş Başkanı Leyla Güven’e destekler dalga dalga yayılıyor. Kadın kurum temsilcileri eylemi sahiplendiklerini dile getirirken, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, tecridi kırma çağrısında bulundu.  Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in PKK lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridi protesto etmek amacıyla başlattığı açlık grevi dokuzuncu gününe girdi. Türkiye’nin Efrin'e girişine yönelik gösterdiği tepki, yaptığı açıklamalar ve başında olduğu kurumun çalışmaları nedeniyle 31 Ocak'tan bu yana tutuklu yargılanan Güven’in eylemine kadınlardan destek açıklaması gelmeye devam ediyor.    Eylemi sahiplendiklerini belirten Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP İstanbul İl Eş Başkanı Esengül Demir ve Kırkyama Kadın Dayanışması Üyesi Tülay Korkutan, Güven’in derhal serbest bırakılmasını istedi.   ‘HEPİMİZİN TALEBİDİR’   Aynı zamanda HDP Muş milletvekili olan Kılıç Koçyiğit,  Güven’in başlattığı eylemin çok insani, vicdani ve ahlaki bir tutumun ifadesi olduğunu dile getirerek, “5 Nisan 2015 tarihinden beri mutlak tecrit altında tutulan Sayın Öcalan’a dönük tecridin kırılması, derhal bir görüşmenin gerçekleştirilmesi ve bütün haklarından yararlanabilmesi için adım atılması hepimizin talebidir. Bugün için bu talebin siyasi gerekçeler ile engellendiğini ve bunun Kürt sorununun barışçı çözümünden dümeni savaşa kıran AKP politikalarının sonucu olduğunu biliyoruz. Bu tecrit sadece Sayın Öcalan’a değil bir bütün ülkenin demokrasisine ve barışına uygulanmaktadır. Kürt halkı başta olmak üzere bütün demokratik kurumları Sayın Leyla Güven’in bu anlamlı eylemini sahiplenmeye ve bu vesile ile tecridi kırmaya davet ediyorum” dedi.   ‘GÜVEN İLK ADIMI ATMIŞTIR’   “Bu ülkede bir kişi eğer mutlak tecrit altındaysa orda her birimizin başta yaşam hakkı olmak üzere her hakkı askıdadır, hatta yoktur” diyen Koçyiğit, şöyle devam etti: “Bunun için tecride itiraz özünde açık hava cezaevine dönen bütün hukuksuzlukların kaynağına itirazdır. Bu kaynak ortadan kalkmadıkça Türkiye’de eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde milim ilerleme şansımız yoktur. Bugünün Türkiye’sinde faşizme itiraz buradan geçiyor. En haklı, hukuki, insani talep için eylem yapmak zorunda olmamız bu faşizmin çıplak resmini bizlere göstermektedir. Tecrit işkencedir, insanlık suçudur, zamana yayılmış bir cinayettir. Bu cinayet tıpkı ‘Kırmızı Pazartesi ‘kitabında olduğu gibi hepimizin gözünün önünde işleniyor. Buna sessiz kalamayacağımız ortadadır. Leyla Güven bu eylemi ile ilk adımı atmıştır. Şimdi hepimize düşen bu eylemin sesini büyütmek, yaymak ve sonuç alıncaya kadar ısrar edip tecritti kırmaktır. Ancak o zaman bu tecrit ile yaşanan savaş ve siyasi soykırım yaklaşımına yanıt oluşturmuş olacağız. Demokrasi, barış ve özgürlüğe kapı aralamış olabileceğiz.”   ‘BARIŞ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL TECRİT’   HDP İstanbul İl Eş başkanı Esengül Demir de, “Güven'in açlık grevi başlatma gerekçesi olan Kürt siyasetçileri ve sayın Öcalan üzerindeki yasadışı, vicdan ve ahlaktan yoksun tecridin Türkiye’de barış sürecinin yeniden inşa edilmesi önündeki en büyük engel olduğu gerçeğini bizler de destekliyoruz” diye konuştu.    ‘HUKUK GÜVEN’E DE UYGULANMALI’   24 Haziran baskın seçimlerinde halkın iradesi ile Hakkari Milletvekili seçilen Güven'in tutukluluğunun sona erip Meclis’e gelmesi gerekirken yasalara aykırı bir şekilde rehin tutulduğunu ifade eden Demir, benzer durumda olan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'na uygulanan hukuk Güven'e de uygulanması gerektiğini vurguladı. Demir, devamla şunları belirtti: “Leyla Güven ve tüm seçilmişlerimize uygulanan rehin politikası siyasi kararın hukuk sosuyla biçimlendirilmiş halidir. Bu haksızlık ve hukuksuzluk karşısında zindanlardan mücadele sesini yükselten yoldaşımıza bizler de bu hukuksuzluk giderilinceye kadar dışarıdaki zindanlardan seslerine ses katacağız. Zulmün baki olmadığı binlerce gerçekliğiyle doludur dünya tarihi. Direnen mazlum halklar mutlaka kazanacaklar.”   ‘GÜVEN SERBEST BIRAKILSIN’   İktidarın var olan politikasının kadın düşmanı eksende ilerlediğini ve buna karşı mücadele eden, irade gösteren, sesini yükselten tüm kadınları susturmaya yönelik olduğunu belirten Kırkyama Kadın Dayanışması Üyesi Tülay Korkutan ise,  “Güven ve onun gibi birçok kadın bir şekilde seçilmiş kadınlar, siyasetin içerisinde aktif olanlar ses çıkartanlar. O yüzden de cezaevindeler. O yüzden de hiçbir delil ortada yokken bu kadar belediyeye kayyum atandı. Kadınlar siyasi olarak esir tutuluyor. Bu iktidarın elinde bundan başka bir şey yok. Kadınların ve Leyla Güven’in tüm bunlara karşı ses çıkartarak direnmesi bundan bağımsız değil. Leyla Güven şuan bir başlangıç olarak kendi bedenini açlığa yatırdı. Bu da tamamen var olan haksızlığa karşı sesini çıkarmasıdır. Başta Leyla Güven ve tüm siyasi tutsak kadınların bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz” diye belirtti.    ‘HAKLI DİRENİŞİNİ SAHİPLENİYORUZ’   Kırkyama Kadın Dayanışması olarak Güven’e sevgilerini ilettiklerini ve haklı direnişini sahiplendiklerini dile getiren Korkutan, şunları söyledi: “Leyla Güven’in bu haklı direnişinde yanındayız. Biz biliyoruz ki Leyla Güven ve diğer tutsak kadınlar haksız bir şekilde cezaevlerinde rehin tutuluyor. Biz kadınlar olarak kadın dayanışmasını içeride ve dışarıda yaşatmaya ve mücadeleyi büyütmeye devam ediyoruz.”    MA / Necla Demir