'Şiddet siyasi kariyerler üzerinde kalıcı zararlar bırakıyor' 2018-11-14 12:41:50   İSTANBUL - BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Dubravka Šimonovic tarafından "Siyasette kadına yönelik şiddet" konulu BM'ye sunulan raporda, "Üzerinde durulmayan siyasette kadına yönelik şiddet konusunda siyasi karar mekanizmalarında görev yapan kadınların maruz kaldığı şiddet, siyasi kariyerleri üzerinde kalıcı zararlar bırakıyor" denildi.   Birleşmiş Milletler (BM) Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Dubravka Šimonovic, 5 Ekim’de Genel Kurulul’a "Siyasette kadına yönelik şiddet" hakkında rapor sundu. Uluslararası Seçim Sistemleri Vakfı tarafından sunulan yorumları, tavsiyeleri ve örnekleri bir araya getiren rapor; kadınların sivil, siyasi ve insan haklarına yönelik tehdidine dikkat çekerek üye devletlerle sivil toplum örgütlerine tavsiyelerde bulunmayı amaçlıyor.    ‘PARLAMENTO ÜYELERİNİN YÜZDE 23.3’Ü KADIN’   Halihazırda milyonlarca kadının siyasette aktif olarak rol aldığı belirtilen raporda, dünyada on binden fazla kadın milletvekili bulunduğu ve buna rağmen, kadınların siyasi karar alma süreçlerinin her kademesinde temsil oranının çok düşük olduğu ifade edildi. Rapora göre; 1 Ocak 2017 itibariyle, cumhurbaşkanlarının sadece yüzde 7.2’si, başbakanların yüzde 5.7’si ve parlamento üyelerinin yüzde 23.3’ü kadın. Kadınların siyasi katılımı açısından bu dengesizliği önlemek için birçok devlet ve siyasi parti kota benzeri geçici özel önlemler alıyor.   Kadınların, siyasi alandaki temsiliyeti, cinsiyet ayrımcılığı, stereotipleştirme ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet nedeniyle bir türlü iyileşme gösteremediği dile getirilen raporda, yakın zamana kadar üzerinde durulmayan siyasette kadına yönelik şiddet konusunda siyasi karar mekanizmalarında görev yapan kadınların maruz kaldığı şiddetin, siyasi kariyerleri üzerinde kalıcı zararlar bıraktığı belirtildi.    'ŞİDDETİN TEMELİNDE CİNSİYET AYRIMCILIĞI YATIYOR'   Siyasette kadına yönelik şiddetin temelinde cinsiyet ayrımcılığının yattığı belirtilen raporda, şunlar kaydedildi: “Şiddet eylemleri, cinsiyetçi tehditler ve cinsel taciz gibi pek çok formda olabiliyor. Şiddetin amacı kadınların siyasette aktif rol almalarını kısıtlamak ya da engellemek, geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini, yapısal ve cinsiyete dayalı eşitsizlikleri korumak. Siyasette kadına yönelik şiddet, ağırlıklı olarak, mensup oldukları partilerin diğer üyeleri, muhalif parti üyeleri, milletvekilleri, seçmenler, medya temsilcileri veya dini liderler tarafından uygulanıyor. Şiddetin failleri siyasi aktörlerle de sınırlı değil. Kadınları siyasette yer almaktan vazgeçirmeye çalışan akranları, aile üyeleri veya arkadaşları da olabiliyor.”   'ŞİDDET YETERİ KADAR İFŞA EDİLMİYOR'   Raporda; ayrıca siyasette kadınlara yönelik şiddetin internet ortamında da ciddi şekilde uygulandığı belirtildi. Kadınların sosyal medya başta olmak üzere online mecralarda cinsiyetçi tehditler aldığının altı çizilen raporda, siyasette kadına yönelik şiddetin damgalama ve cezasızlık kültürü nedeniyle yeteri kadar ifşa edilmediği dile getirildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: "Tehditlere, tacize veya diğer cinsiyete dayalı şiddet biçimlerine ilişkin bildirimler sıklıkla yetkililer tarafından göz ardı ediliyor. Özellikle; fiziksel bir şiddet olmadığında, siyasette kadına yönelik şiddet uygulandığı gerçeğine karşı çıkılıyor. Ara sıra yaşanan taciz ve suiistimaller de siyasette var olmanın doğal bir parçası olarak kabul ediliyor. Bu, şiddeti etkili bir şekilde önlemek için siyasete eşit katılımı garanti altına alan genel yasaların tasarlanması, yürürlüğe konması ve izlenmesi şart. Bunun için devletlerin siyasette kadına yönelik şiddeti suç sayan bir mevzuat geliştirmeleri, mevcut yasalarını da uluslararası insan hakları standartlarıyla uyumlu hale getirmeleri gerekiyor. Aynı zamanda siyasi partilerin, uluslararası örgütlerin ve bağımsız izleme mekanizmalarının da konuya ilişkin acil eylem planı yapması gerekiyor."