Ankara Gar Katliamı davasında mahkeme avukatların taleplerini kabul etti 2018-11-08 16:52:51   ANKARA – Firari 16 sanığın yargılandığı 10 Ekim 2015 Gar Katliamı davası, 18 Nisan 2019 tarihine ertelendi. Mahkeme heyeti, firari sanıklar hakkında avukatların tüm taleplerini kabul etti. Aileler, "bu daha başlangıç mücadeleye devam" açıklaması yaptı.   Ankara’da 10 Ekim’de düzenlenen Emek ve Barış mitingine yönelik saldırının faili 16 firari sanığın yargılandığı davanın duruşması öğleden sonra da Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edildi.    Mahkeme heyetinin gelmesiyle birlikte söz alan avukat Murat Gündüz, taleplerde bulunacağını söyleyerek, şöyle devam etti: “Antep ile ilgili 2012 yılından itibaren takip edilmişlerdir. Birçok soruşturma açılmış. 30 Haziran 2015 tarihinden Antep Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet’e Yunus Durmaz’dan İlhami Balı’ya kadar IŞİD sanığı birçok kişinin gözaltına alınmasını istemiş. Savcılık tarafından TEM’E verilen yazının akıbeti belli değil. Bu yazıya istinaden Antep Emniyet’inin ne yaptığının sorulmasını istiyoruz. Ağustos 2015’e kadar Antep Emniyetlerinin kayıtları var. Polis verilen yazı üzerine bunları takip etmiş, takip ettiyse bir takım şeylerden haberi olmuş olmalı. Antep Emniyeti’nde bu yazının akıbeti sorulmalı. Antep’te olduğu sürece Yunus Durmaz firari bir sanık ve elini kolunu sallayarak, Antep’te gezmiş.”   ‘BİRİLERİ TARAFINDAN KORUNUYORLAR MI?’   Alya sitesinde bulunan evlerin DAİŞ tarafından kullanıldığını anımsatan Gündüz, “8 Ekim 2015 tarihinde depoya canlı bombalar getiriliyor dosyada mevcut . İki gün boyunca depoda kalıyorlar. 9 Ekim akşamı depodan çıkarılıp, Alya sitesine getiriliyorlar. O gece Alya sitesine yoğun bir giriş, çıkış var. Halil İbrahim Durgun ve Yakup Şahin’in saat 22.00’ye doğru apartmanın tüm elektrik sistemi kapatılıyor ve ışıklar kapanıyor. Durmaz, meydanı gören kamerayı çeviriyor. Bu adam aranan bir şahıs o ana kadar kamerayı hiç kapatma gereği duymuyor ve korkmuyor. İllegal bir iş yapan insanın kamera altında iş yapması insan doğasına aykırı. Adam çarşıdan tüp alıyor, geliyor. Hiçbir zaman kendini saklama gereği duymuyor. Ama canlı bombaları çıkarırken, ışıkları kapatıyor. Aranan bir kişi her yerde kamera olmasına rağmen çok rahat girip, çıkıyor. Bu rahatlık farklı bir yerden kaynaklanıyor, bu açıkça korunduklarını gösteriyor” ifadelerinde bulundu.   ‘POLİSLER X’İN ÖRGÜT EVİNE GELDİĞİNİ NEREDEN BİLİYOR’   “Alya sitesinde birden fazla kamera var” diyen Gündüz, taleplerini şöyle sıraladı: “Bu kameralar soruşturma aşamasında sorulmamış. Kamera kayıtlarına bakıp da eve gelen X şahsın kim olduğunu polisler nereden biliyor? Fotoğrafı çekilmiş apartmana girerken, örgüt evine giren olarak dosyaya giriyor. Bu kayıtların tümünün celbini talep ediyoruz. Apartmanın bahçesindekilerin örgüt evine geldiği söyleniyor. Bunu nereden biliyor, nereden tanıyorlar? Bu kayıtların tümü Antep Emniyet’inden istenmesi ve bilirkişiye gönderilmesi gerekir. İçişleri Bakanlığı’nın ödül listesi var. İçişleri Bakanlığı’nın listesinde kırmızı, mavi ve yeşil listelerde bu sanıkların isimleri var. Bu bültenin önemi şu, kırmızı listede olan İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi için bir sınıflandırma yapmış. 16 firari sanıktan 12’si bu bültende var. Bakanlıkta bizim dosyamızda olmayan deliller var. İçişleri Bakanlığı’na yazı yazılarak, ödül listesinde yer alan IŞİD sanıkları ile ilgili bütün bilgilerin celp edilmesini istiyoruz. Bakanlıktan aranan IŞİD sanıklarının kimler olduğu ve hakkındaki bilgilerin dosyaya gönderilmesini talep ediyoruz.”   ‘X, Y, Z’LERİN BULUNMASI ŞART’   Dosyada X, Y, Z’lerin tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Gündüz, “Antep’ten getirdiğimiz dosyalarda 314 nolu dosyada 156 IŞİD’linin fotoğrafları var. Bu mutlaka dosyaya celp edilmeli. IŞİD şüphelilerinin Antep’teki tüm verilerini, Antep’te yapılan gözaltılarda alınan kişilerin fotoğraflı kimlik bilgilerinin yer aldığı albümünün getirilmesini, halen meçhul olan X, Y’lerin tespit edilmesini, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İnterpol’ün yüz tanıma sistemlerinin kullanılmasıyla bunların tespit edilmesini talep ediyoruz” dedi.   Gündüz, özellikle X-17’nin çok önemli olduğunu ve tespit edilmesi gerektiğini ve bunun da kamera kayıtlarından bulunabileceğini ifade etti.   Avukat İlke Işık da kovuşturmasının genişletilmesi yönünde taleplerinde ısrar edeceklerini söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Firari sanıklar bilerek, isteyerek yakalanmadılar. Antep’te yaşıyor ve o örgütlemenin en önemli ayağıdır. Antep 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava da Yunus Durmaz ve Nusret Yılmaz’ın evinin fotoğraflarından ibaret. Dinleniyorlar, takip ediliyorlar ama Durmaz ile ilgili yakalama yok. İstanbul’da Durmaz hakkında açılan soruşturma ve yakalanma kararını istiyoruz. Yakalama kararı olan ve evini bildikleri halde yakalamayanlar suç işlemiştir ve bunların cezalandırılmasını istiyoruz. Yine firari sanık Ahmet Güneş hakkında açılan 2016/236 esaslı dosyada birçok bilgi var. Dernekler üzerinden yürütülen 10 Ekim 2015 günü Genç Ensar Derneği kendini feshediyor. Ahmet Güneş isimli sanığın 10 Ekim 2015 tarihinde hakkında yakalama olup, olmadığının sorulmasını istiyoruz” dedi.   Antep’te görülen 2016/128 esaslı dosyanın çok önemli olduğunu ifade eden Işık, 2015 Temmuz’da Yunus Durmaz, Nusret Yılmaz ve Ahmet Güneş’in bulunamadığı yönünde tutanaklar tutulduğunu aktararak, “Antep Emniyeti ve Antep Savcılığı’nın ne yaptığını ne yapıyordu? Merak ediyoruz. Bu bilgilerin Antep Cumhuriyet Savcılığı ve Emniyetinden istiyoruz. UYAP kayıtlarının yeniden Yunus Durmaz, Halil İbrahim Durgun ve Yunus Emre Alagöz hakkında davalar olup, olmadığının istenmesi gerekiyor. Hatay 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 2017 esaslı dosyanın getirilmesi gerekiyor, çünkü yakalanmayan sanıklar suç işliyor” dedi.   ‘İSMİ AÇIKLANMAYAN 3 KİŞİ KİMDİR’   Işık, savunmasının devamında ise şu taleplerde bulundu: “Mülkiye Müfettişleri raporundan bahsetmeye devam edeceğiz. Burada emniyet yetkililerin sorumluluğundan bahsediyor. Müfettişler 8 klasörlük bir araştırma yapmışlar. Raporda öğrendiğimiz bir şey var ki bu sanıklarla ilgili önleyici iletişime müdahale olduğunu öğrendik. Yunus Emre Alagöz, Yakup Şahin, Yunus Durmaz, Deniz Büyükçelebi hakkında 2015 Aralık ayında halen devam eden 3 kişi olduğu yer alıyor. Biz hala 3 yıldır bu 3 kişinin kim olduğunu bilmiyoruz. İstihbarat Daire Başkanlığı’nın söylediği bu 3 kişi kimdir, artık bize söylenmesi gerekir. Bunlar kimdir, nasıl bir işlem yapılmış. Alagöz, Şahin, Büyükçelebi, Durmaz hakkında yapılan dinlemeleri Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan istememiz gerekiyor. Gerçek ertelenemez. Bunlar mahkeme ve adaletten saklanmamalıdır.    Antep’te görülen 2017/27 esas sayılı dosyasında içinde Yunus Durmaz’a ait dijital materyaller var. Durmaz ile ilgili bilirkişi dijital raporlarını gönderdi. Raporda bahsedilen dijitaller bizim dosyamızda yok bu dijitallerin tamamını talep ediyoruz. Orada başka burada başka materyaller var. Bilirkişideki incelemeyi Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı yapıyor. Durmaz bu katliamın planlayıcı ve onun üzerinden çıkan her türlü belge İstihbarat Daire Başkanlığı’ndadır. Onlar olmadan bu dosyada bütünüyle bir yargılama yapıldığı söylenemez. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan tüm belge ve kayıtları istiyoruz.   FİRARİ SANIKLAR HAKKINDAKİ BELGELER GETİRTİRİLMELİDİR   Edremit Türe’nin maaş aldığını dosya üzerinden öğrendik. Diğer sanıklarla ilgili bilgi ve belgelere de İstihbarat’tan ulaşacağız. Tüm firari sanıklarla ilgili İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan tüm belgelerin getirilmesine yönelik taleplerimizin yerine getirilmesini istiyoruz. Bu araştırma yapılmadığı sürece yargılama da ileriye gidemez. Getirilmemesi yönünde bir karar verirseniz bizde bu yargılamanın görünürde yapılacağını düşüneceğiz”   ‘AİLELER BAŞVURMUŞ, EMNİYET NE YAPMIŞ’   2016/232 esaslı dosyada Ömer Deniz Dündar, Kasım Dere, Muhammed Zana Alkan, Yunus Emre Alagöz ve Yunus Durmaz’ın gözaltına alındığının bilgisine ulaşıldığını belirten Işık, “Bunların ailelerinin başvuruları var. Canlı bomba olması muhtemel insanlar 2014’te gözaltına alınmışlar. Adıyaman TEM, Hatay TEM ve Adıyaman TEM ve Atatürk Havalimanın da gözaltına alınmışlar bunlar neden gözaltına alınmış istenmesini istiyoruz. Ailelerin yaptığı resmi şikâyetler üzerine Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açmış. Bu soruşturmanın akıbetinin yer aldığı bu dosyayı talep ediyoruz. Gürcistan’dan sınırdışı edilen Nusret Yılmaz nasıl yakalanmamıştır? Bunun sorulması gerekiyor bunun cevabı geldiğinde Yılmaz hakkında işlem yapmayanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz. Edremit Türe’nin SGK’dan emekli maaşı aldığı önemli, emekli maaşını nasıl alıyor. Bu bilgiler bu sanığın yakalanması için bilgi verir. SGK’dan hangi bankaya yatırıldığının bilgisinin verilmesini istiyoruz. Savaş Yıldız hakkında Adana ve Mersin’de açılan soruşturmanın hangi aşamada olduğunun ve saldırıya ilişkin bilgilerin dosyaya getirilmesini talep ediyoruz. Yıldız hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasını ve dosyaya getirilmesini istiyoruz” dedi.   ‘İLHAMİ BALI’NIN EŞİNİN DİNLENMESİNİ İSTİYORUZ’   Suriye ve Irak’ta yaşayan DAİŞ’lilerin iade edilmek istendiğini kaydeden Işık, firari sanıkların Suriye’de olabileceği ihtimali olduğunu ve buna dair Türkiye Cumhuriyeti’nin ilgilenip, ilgilenmediği sanıklar varsa Dışişleri Bakanlığı’ndan sorulmasını istediklerini belirtti. İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı’nın tanık olarak dinlenmesi gerektiğini söyleyen Işık, “Katliamdan sonra eşiyle birlikte kaldığı ifadesinde yer alıyor. Balı’ya sorularımızı yönlendirmek istiyoruz. Önemli firari sanıklardan birinin eşinin tutuklu olması elimizdeki tek şey. Mahkemeye getirilmesini de istiyoruz. Şengül Büyükçelebi’nin de dinlenmesi önemlidir. Suruç’ta tanıklık yapmıştı bu dosyada da maddi gerçeğe ulaşmak için eşlerinden başlayan bir süreçle yol alabiliriz” diye konuştu.   İddia makamı, İzmir Barosu Başkanlığı’nın davaya müdahil olma talebinin kabulünü, firari sanıklar hakkında verilen aramanın beklenilmesi ve yetkili makamlara sorulması, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde DAİŞ sanıklarının fotoğraflarının ve kimliklerine dair bulunan tüm belgelerin istenmesini talep etti.   Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, “İzmir Baro Başkanı’nın davaya katılma talebinin kabulüne, haklarında yakalama ve tutuklama kararı verilen sanıkların infazının beklenmesi ve kolluk birimlerine yazı yazılmasına, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndan akıbetinin sorulması, X, Y, Z’lerin bulunması için Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına, Antep Emniyet Müdürlüğü’ne IŞİD sanıklarına dair albümler için müzakere yazılmasına, İstanbul Ağır Ceza, Hatay Ağır Ceza Mahkemesi’nden sanıklar hakkında açılan davaya ilişkin dosyaların istenmesine, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak sanık Yunus Durmaz hakkında tüm kayıtların istenmesi, İçişleri Bakanlığı’nı listesinde ödülle aranan IŞİD sanıkları hakkında bilgi istenmesi, Edremit Türe için SGK’ya müzekkere, Şengül Büyükçelebi ve Hülya Balı’nın tanık olarak dinlenmesi için müzekkere, Savaş Yıldız hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasına karar olunur” diye kaydetti.   Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 18 Nisan 2019 tarihine erteledi.   Duruşmanın ardından aileler “bu daha başlangıç mücadeleye devam” açıklamasında bulundu.