Mersin'de 'Nükleer Enerji Haberciliği' semineri 2018-10-20 22:32:48   MERSİN -  “Nükleer Enerji Haberciliği” konulu seminerde konuşan gazeteci Pelin Cengiz, “Temel tespitleri yapabilirsek ancak bu durumla nasıl mücadele edilebileceğini kolaylaştırmış oluruz” dedi.   P24 Bağımsız Gazeteciler Platformu, tarafından “Nükleer Enerji Haberciliği” konulu semineri Mersin Üniversitesi’nden barış imzacısı oldukları gerekçe gösterilerek görevlerinden uzaklaştırılan akademisyenler tarafından Yenişehir ilçesinde kurulan Kültürhane Kafe’de düzenlendi.    İlk olarak konuşan Artı Gerçek yazarı Pelin Cengiz, “'Nükleer enerji haberi nasıl yapılıyor? Özellikle nükleer endüstri medyayı kullanırken hangi argümanları ağırlıklı olarak kullanıyor hangi argümanları hiç kullanmıyor?' Çünkü bu temel tespitleri yapabilirsek ancak bu durumla nasıl mücadele edilebileceğini kolaylaştırmış oluruz” diye belirtti. Nükleer santral yaptırmak istenilen ülkelerin az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler olduğuna dikkat çeken Cengiz, “Özellikle kalkınma ve büyüme hırsının çok yoğun olduğu ülkelerde işte bu ileri teknoloji, güvenilir teknoloji argümanının kullanıldığı görülüyor” diye konuştu.   İSTİHDAM ARGÜMANI   Nükleer haberciliğinde iktidarın argümanlardan bir tanesi istihdama katkı olduğunu aktaran Cengiz, “İşsizliğin ve genç işsizliğin yüksek olduğu bir ülkede bunu kullanmak çok kolay ve konforlu bir argüman. İnşaat yönünden baktığımızda olabilir ama inşaat bittikten sonra santralde kaç kişi istihdam edebilecek? Bir santralde aşağı yukarı bin kişi çalışıyor. Buraya gelecek olanların büyük kısmının Rusya’dan geleceğini düşündüğümüz çok iş sahası varmış gibi bir algı yaratmaya çalışılıyor. Aşağı yukarı bir santralin sağlayacağı istihdam 400 ile 700 kişi en fazla ulaştığı rakam 1000 kişidir. Yani istihdam sağlıyor mu bu santral faaliyete girdikten sonra kaç kişi burada çalışabilecek gibi sorularla bu argümanlarının altının boş olduğunu gösterebiliriz” dedi.   DEPREM RİSKİ   Daha sonra konuşan İstanbul Nükleer Karşıtı Platformu (NKP) Üyesi, yazar ve araştırmacı Pınar Demircan, Türkiye’nin deprem ülkesi olduğuna dikkat çekti.  Deprem argümanın kullanılmasının önemine değinen Demircan, “Türkiye gibi bir deprem ülkesine nükleer santral kurulması büyük bir risk demektir.” dedi. Bunun için Fukuşima'yı iyi anlamalıyız. Fukuşima Nükleer felaketi başladıktan sonra Japonya'daki tüm nükleer santraller kapatıldı ve alt yapı şartları araştırılmaya başlandı. Japonya'nın batısındaki tüm nükkleer santrallerin fay hattı üzerinde olduğu anlaşıldı ve güvenlik standartları yükseltilmeye çalışıldı . Çalışabilir durumda toplam 43 reaktörü olan Japonya'da bugün yeniden devreye alınmış reaktör sayısı yalnızca 5 tir. Nükleer santrallerin azalmasına rağmen elektrik enerjisinde darboğaz  yaşanmamıştır"dedi.   NÜKLEER SİLAH   Nükleer santrallerle ilgili sorunalrın nereye varabileceğini Fukuşima'ya bakarak görebiliriz.  Örneğin Fukuşima'da  nükleer santralin soğutma suyu olarak kullanılagelen ve biriktirilmiş olan 1 milyon ton radyoaktif atık suyun denize boşaltılması  gündemde“ Demircan "Ayrıca nükleer santral büyük bir halkanın ki biz ona nükleer zincir diyoruz parçasıdır. Nükleer enerji bu halkanın yan ürünüdür. Zira ham maddesi olan uranyumla ve  atıklarından  elde edilen plutonyumla nükleer silah yapılabilir. Zaten nükleer santral kurma fikri Barış için Atom projesi ortaya atılmıştır.1954 yılında barış için atom imzalanmıştır. Dolayısıyla en temeline baktığımız zaman  nükleer santraller  nükleer silahlarla ilişkilidir.  Şüphesiz nükleer silah yapmak için nükleer santral şart değildir ama nükleer santraliniz var ise nükleer silah yapabilirsiniz. Bu bağlamda siyasi iktidarların elini nükleer haberi girerek güçlendirmek istemesi ve dünya genelinde nükleer santral ve silah  sahibi olarak barışın sağlanması büyük aymazlıktır ” ifadesinde bulundu.    ‘NASIL ZAPT EDEBİLECEĞİZ’   Son olarak konuşan Gülşen İşler ise şunları söyledi: “Santrallerde çalışan işçiler var. Sağlıksız ve güvencesiz çünkü oradaki güvenliği bilmiyorlar. Nükleer santral nasıl kurulur nasıl inşa edilir. Bunu ne kadar biliyoruz bunun eğitimini ne kadar aldık. Türkiye’de sağlıksız ve eğitimsiz işçi ortamının var oluşu nükleer santral gibi ciddi ve tehlike bir enerjiyi nasıl zapt edebileceğiz.”