Demokratikleşmeden vazgeçilince 'Öğrenci Andı' geri döndü 2018-10-19 13:34:44   HABER MERKEZİ - Danıştay 8. Dairesi, ilköğretim okullarında uygulanan "Öğrenci Andı"nı kaldıran yönetmelik hükmünü bu kez oy çokluğu ile iptal etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce bu ant için “Her sabah Türküm demekle Türk olunmaz” demişti.   Danıştay 8. Dairesi, 1933 yılından itibaren ilköğretim okullarında her sabah okunan "Öğrenci Andı"nı kaldıran 8 Ekim 2013 tarihli yönetmelik hükmünü 5 yıl sonra iptal etti. Karar, Türk Eğitim-Sen’in başvurusu üzerine alındı.    Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptali istemiyle dava açan Türk Eğitim-Sen’in başvurusunu değerlendiren Danıştay 8. Dairesi, oy çokluğuyla aldığı kararla söz konusu 12. maddeyi yürürlükten kaldırdı.    Irkçı ifadeler barındıran Öğrenci Andı, Cumhuriyetin ilanı sonrası tek tip toplum yaratma hedefiyle belirlenen eğitim politikası doğrultusunda  23 Nisan 1933 günü Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından hazırlanmıştı.    Çeşitli tarihlerde içeriğinde yapılan kimi değişikliklerin ardından 1997'de yapılan revizyonla son halini alan Öğrenci Andı, Başbakan olduğu dönemde Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Eylül 2013 tarihinde açıklanan Demokratikleşme Paketi sonrası 28789 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği'nde yapılan değişikliğin 8 Ekim 2013’te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle kaldırılmıştı.   ERDOĞAN’IN O GÜNKÜ SÖZLERİ   Öğrenci Andı’nın neden kaldırılması gerektiğini Erdoğan, yönetmelik değişikliği öncesinde partisinin grup toplantısında o dönem şu sözlerle savunmuştu:    "Andımız olarak bilinen metnin yazarı son derece tartışmalı isim olan Reşit Galip'ti. Reşit Galip Türkçe ezan zulmünün mimarlarındandır. Ayrı Reşit Galip insanları kafataslarına göre sınıflandıran sözüm ona bir bilim insanıydı. Ant uygulamasının cumhuriyetimizle uzaktan yakından ilgisi yoktur. CHP ve MHP bu uygulamanın tarihini bilmedikleri için kestirmeden bir istismar kampanyası başlatıp milleti yanıltma yoluna gidiyorlar.”    ‘HİTLER VE STALİN GİBİ TOPLUMU FORMATLAMAK İÇİN YAPILIYOR’   Bu sözlerle de sınırlı kalmayan Erdoğan, “30'larda Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu” deyip, yine devamında şunları söylemişti: “Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocuklar içtimaya dizildiği, ırkçı sloganlar okunan metinler göremezsiniz. Bal bal demekle ağız tatlanmaz. Balı yersen ağız tatlanır, Türküm demekle Türk olunmaz. Doğruyum demekle çalışkan olunmaz. İnsan ailesinden öğretmenlerinden çevresinden aldığı eğitimle bir takım değerlere sahip olur. Çalışkanlığı bir kenara bırakıp borca, işsizliğe mahkum ettiler. Andımız lafın ötesine geçseydi en başta CHP ve MHP Türkiye'ye bu kadar ağır bedeller ödetmezdi. Kim çalışıyor biz kim doğru biz doğru. Geri kalmış ülke manzarasını değiştirdik. Gitsinler okusunlar anlattıklarımın daha detayını görecekler. Uygulamanın cumhuriyetin kuruluş felsefesiyle ilişkisi olmadığını görecekler, istismar siyasetini görecekler. Bizim gibisi var mı? Yok."   DANIŞTAY’TAN DÖNEME GÖRE KARARLAR   Erdoğan’ı bu sözleri sonrası kaldırılan Öğrenci Andı’na dair yapılan yönetmelik değişikliğinin iptali için Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası tarafından yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açmıştı. Ancak yapılan bu başvuru, Danıştay 8. Dairesi tarafından 10 Mayıs 2014 tarihinde verilen kararla oy çokluğu ile reddedildi.   Yapılan başvuruyu o gün “oy birliği” reddeden Danıştay 8. Dairesi, aynı yönde yapılan ikinci başvuruyu 5 yıl sonra yine “oy çokluğu” ile kabul etti.   Danıştay 8. Dairesi, 2009'da okullarda öğrenci andının okutulması uygulamasının "ırkçı söylemler içerdiği" gerekçesiyle kaldırılması istemiyle açılan davayı oy birliğiyle reddetmişti. Kararda, “Öğrenci andında geçen ‘Türk’ kelimesinin bir ırkın değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan dili, ırkı, rengi, cinsiyeti, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi ne olursa olsun tüm vatandaşların bir araya gelerek oluşturdukları, herkesi kapsayan ve kucaklayan milletin ortak adı olduğu” belirtilmişti. Ancak, bu karardan 4 yıl sonra Öğrenci Andı kaldırıldı.    Kararı alan Danıştay’ın başındaki isim ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte çay toplaması ve onun önünde düğmesi olmayan cüppeyi iliklemeye çalışması ile gündeme gelen Zerrin Güngör.    Yapılan eleştirilere "Yargı, hiç bu kadar tarafsız ve bağımsız olmamıştı" diyerek yanıt veren Güngör’ün yargıç olan kızı Gonca Hatinoğlu da Elazığ’a atandıktan 1 gün sonra Yargıtay’a, 3 gün sonra da Cumhurbaşkanlığı Hukuk Hizmetleri Başkanlığı’nda daire başkanlığına getirilmesiyle gündeme gelmişti.   AKP'Lİ BOZDAĞ YORUM YAPTI   Danıştay 8. Dairesi’nin 'Öğrenci Andı' ile ilgili kararına dair AKP'den doğru ilk yorum, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı ve Adalet eski Bakanı Bekir Bozdağ'dan geldi.    Bozdağ, Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Danıştay, Anayasa ve yasayı alenen çiğnemiştir" yorumunda bulundu. Bozdağ, "yargının bağımsız olduğu" izlenimi verilen mesajında şu ifadeleri kullandı:   “Türkiye, hukuk devletidir. ‘İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez. Öğrenci andı kararı ile Danıştay 8. Dairesi; hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aşmış, kendisini yürütmenin yerine koymuş, yürütmenin takdir hakkını yok saymış dahası yürütmenin takdir yetkisini bizzat kullanmıştır. Kısaca; anayasa ve yasayı alenen çiğnemiştir.”