Koçyiğit: İmralı tecridi kalkmadan özgürlükten söz etmek imkansızdır 2018-09-23 13:30:36   İSTANBUL - HDK Eş Sözüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, İmralı'da devam eden ağırlaştırılmış fiziki tecride dikkat çekerek, "İmralı tecridi kalkmadan, İmralı’daki hukuk sistemi teşhir edilmeden, İmralı’daki tecride ses çıkarılmadan bu ülkede eşitlik ve özgürlük meselesine söz etmek imkansızdır" dedi.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 8’inci Dönem 5’inci Genel Meclis Toplantısını Beyoğlu’nda bulunan merkez binasında gerçekleştirdi. Toplantıya HDK Eş Sözcüleri Onur Hamzaoğlu ve Gülistan Kılıç Koçyiğit ile HDK bileşenleri katıldı. Toplantı, divanının seçilmesi ve ardından yapılan saygı duruşu ile başladı. Açılış konuşmasını HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu yaptı. Hamzaoğlu, bugün neo-liberalizmin sonuna tanıklık ettiklerini ifade ederek, "Daha önce de kapitalizmin değişik tarihlerindeki bunalımlarına birçok kez tanıklık yapıldı. Bundan önceki olan büyük yapısal önemli buhranlardan bir tanesi olan 70’e hep beraber tanıklık ettik. Ancak bu birçok toplumda üretim ilişkilerinde toplum biçimlerinde herhangi bir dönüşüme neden olmadı. Kendiliğinden olması da mümkün değildi. Ama bu bunalımı ABD hegemonyasında Dünya Bankası, IMF teknokratik faaliyetleriyle bunalımı neo-liberalizmi yapılandırarak aşabildiler. Merkez ülkelerde finans kapitali genel olarak yapılandırırken bizim gibi bağlılığı olan çevre kapitalist ülkelerde insana, doğaya doğrudan zarar veren, doğayı talan eden, insanın ömrünü kendiliğinden sönümlendirecek kadar kötü kirli sanayii üretimlerinden faydalandılar" dedi.    ‘KORKU YARATANLAR DAHA ÇOK KORKUYOR’   Günümüz iktidarlarının tüm dünyada korkuyu yükseltmeye ve korku üzerinden sessizliği, “itaati” sağlamaya çaba gösterdiklerinin altını çizen Hamzaoğlu, esasında değerlendirmeleri gereken şeyin bu korkuyu yaratanların da korkmuş olduğunu görmek olduğunu vurguladı. Hamzaoğlu, "Korku yaratanlar, korku yaratmak istedikleri öznelerden çok daha fazla korku içerisindeler. Bu, muhataplarımızın tarihsel olarak çok zayıfladığı dönemlerden bir tanesine denk geliyor. Bu zayıflık tarihin daha önceki evrelerinde olduğu gibi kendi başına çözümlenebilecek değil. O bakımdan tüm dünyada olduğu gibi bizlerin de morale, motivasyona ve ‘yapabilirim’ muktedirliğinin içselleştirmesine daha fazla gereksinimiz var. Bütün yorgunluklarımıza rağmen değiştirebiliriz. Kendi irademizle kurabiliriz. Tüm dünyada da kendi ülkemizde de bunun olanaklarını görmek ve bunun bir şeklide bu görünürlüğünü yaygınlaştırmak hepimizin ödevi olmalı bu dönemde" ifadelerini kullandı.    ‘İMRALI ADASI’NDA MUTLAK TECRİT VAR’   Ardından söz alan Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, bugün en fazla gözlerini dikmeleri gereken yerin İmralı Adası olduğunu dile getirerek, İmralı'da PKK Lideri Abdullah Öcalan’a ve onunla beraber kalan tutuklulara uygulananın mutlak tecrit olduğunu vurguladı. Öcalan ve yanındakilerle uzun süredir hiçbir şekilde kendileriyle görüşülmediğini aktaran Koçyiğit, "Daha önce OHAL öncesiyle engellenen tüm görüşmeler şu anda 14 Eylül tarihinde kendilerine verilen disiplin cezaları nedeniyle engellendi. İkinci yeni bir uyduruk gerekçeyle görüşmeler engelleniyor. Çok defa ifade ettik. İmralı tecridi kalkmadan, İmralı’daki hukuk sistemi teşhir edilmeden, İmralı’daki tecride ses çıkarılmadan bu ülkede eşitlik ve özgürlük meselesine söz etmek imkansızdır. Çünkü İmralı tecridi şuanda sistemleşmiştir. Ve bütün bir ülkenin üzerinde İmralı tecridinin bir benzeri uygulanmamaktadır" ifadelerini kullandı.    ‘TÜRKİYE’NİN ÇETELER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ NEREDEN GELİYOR?’   İdlib meselesine de değinen Koçyiğit, "Yaşanacak bir savaşın gerçek anlamda insani bir dram ve felakete yol açacağı hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Ama bugün anlaşılan mutabakatın içerisine baktığımız zaman şu gerçeği bir daha görüyoruz: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, eli kanlı çetelerin silahsızlandırılması ve tampon bölgeye alınması noktasında garantör ülke olmuştur. Ve teminat altına alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin çeteler üzerindeki etkisi nereden gelmektedir? Bu eli kanlı çeteler neden TC’nin yapacağı bir silahsızlanma çağrısı ya da ‘silahlarınızı bırakın’ çağrılarına neyin karşılığında cevap olacaklardır? Bunu sormamız gerekiyor" dedi.   HDK toplantısı basına kapalı bir şekilde devam ediyor.