Cizre'ye sağlık hizmeti götürmek isteyenlere dava: Yaptıklarımızın arkasındayız 2018-09-22 09:16:21 ANKARA - Cizre’de sokağa çıkma yasakları sırasında bodrumlarda mahsur kalanlara sağlık hizmeti götürmek isteyen emekçilere dava açıldı. Hakkında dava açılanlardan SES Genel Kadın Sekreteri Selma Atabey, “Söylediklerimizin ve yaptıklarımızın arkasındayız” dedi.  Şırnak’ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında bodrumlarda mahsur kalan sivil yurttaşlara sağlık hizmeti götürmek isteyen sağlık emekçileri hakkında Diyarbakır Savcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.    Türk Tabipler Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yönetici ve üyelerinin bulunduğu 14 kişinin yargılanacağı ilk duruşma 28 Eylül 2018 tarihinde Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Haklarında dava açılan sağlık emekçilerinden SES Genel Kadın Sekreteri Selma Atabey, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.    DAVA İKİ YIL SONRA AÇILDI   İki yılın ardından haklarında dava açıldığını belirten Atabey, “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı iddialar üzerinden iddianame hazırlıyor. İddianameyi, Şırnak’a gönderiyor ve oradaki mahkeme, olayın Midyat’ta gerçekleştiği ve bu nedenle görev ve yetki alanında olmadığını gerekçe göstererek dosyanın Mardin’e gönderilmesi gerektiğini belirtiyor. Bir buçuk yıldan sonra bu iddianame, kabul ediliyor. Çünkü içinde suç barındıracak hiç bir şey yok. Talimat üzerine gerçekleşen bir hukuk sistemi var. Biz de buna maruz kalanlardayız” diye konuştu.   SAĞLIK BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI   Kürt illerinde sokağa çıkma yasaklarının ilen edilmesi nedeniyle yaşam ve sağlık haklarının ihlal edildiği yönünde basında haberlerin yer aldığı ve bu konuda kamuoyuna açıklamalar yapıldığını hatırlatan Atabey, “Bizler SES ve TTB olarak meslek etiğimiz ve bu noktada aldığımız sorumluluk nedeniyle sorunlara çözüm olma için tartışmalar yürüttük. İlk başta Sağlık Bakanlığı’na dönük çağrılarımız olmuştu. Sivil insanların korunması ve sağlık hizmetine ulaştırılması gerektiği yönünde çağrılardı” dedi.   ‘MAHSUR KALANLARI HASTANELERE GÖTÜRMEK İSTEDİK’   Türkiye’nin birçok uluslararası sözleşme ve bildirgelere imza attığını dile getiren Atabey, şöyle devam etti: “Doğal olarak insani, vicdani ve etik olarak Cizre’de bulunmamız gerektiğine inandık. Batman Belediyesi’nden resmi olarak talep ettiğimiz tam donanımlı bir ambulansla Cizre’de bodrumlarda mahsur kalan insanları çıkarmak ve hastanelere transferlerini sağlamak amacıyla yola çıktık. CHP’li ve HDP’li milletvekillerini aradık. Onlar aracılığıyla Sağlık ve İçişleri bakanlıklarına bu durumu bildirdik. Bir ilçe vardı, o ilçede insanlar sağlık hizmetine ulaşamıyor ve gıda sorunu yaşıyordu. Bizim durup izleme gibi bir lüksümüz olamazdı.”    ‘İNSANLIK VE SAĞLIK YARGILANACAK’   Atabey,  haklarında açılan davanın, insanlık değerlerini ve sağlık hakkını yargıladığını belirterek, şunları söyledi: “Biz halka ne koşulda olursa olsun sağlık hizmeti sunmak zorunda olan insanlarız. Sağlık hizmeti sadece hastanelerde verilmez. Geçmişte Gezi direnişinde yanındaki yaralıya yardım ettiği için doktorlara, sağlık çalışanlarına davalar açılmıştı. Sonra o davalar düşürüldü. İnsanın vicdanının sorgulandığı bir dava, insanların sorumluluğunun elinden alınmak istendiği bir dava. Biz söylediklerimizin ve yaptıklarımızın arkasındayız. Mardin’de insanlık yargılanacak, vicdan ve sağlık yargılanacak.”  Atabey, tüm sivil toplum kuruluşlarını duruşmaya katılmaya çağırdı.    NE OLMUŞTU?   Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, yasak sırasında çatışmalardan kaçan insanlar binaların bodrum katlarına sığınmıştı. Bodrumlarda aralarında yaralıların da olduğu yurttaşlar, günlerce yardım beklediği sırada, 31 Ocak 2016 tarihinde SES ve TTB üyelerinden oluşan 13 kişilik gönüllü sağlık emekçileri, tesis ettikleri bir ambulansla bodrumlarda mahsur kalan yurttaşlara sağlık hizmeti sunmak için “Cizre’ye sağlık koridoru aç” sloganıyla Cizre’ye doğru yola çıkmıştı. Sağlıkçılar, Midyat-İdil yolunda polis ve asker tarafından durdurularak Cizre’ye girişleri engellenmişti.    Cizre’de 2 Mart 2016 tarihinde kaldırılan 79 günlük yasak sırasında sadece bodrumlarda 140’ın üzerinde olmak üzere toplamda 300’e yakın insan yaşamını yitirdi. Birleşmiş Milletler’in (BM) “Türk güvenlik güçlerinin Cizre’de etrafı sarıp 100’den fazla insanı canlı canlı yaktığına dair tanık ve akrabalarının raporları var” şeklinde 10 Mayıs 2016 tarihinde açıklaması oldu.    MA / Diren Yurtsever