Özsökmenler: 24 Haziran'da izlediğimiz politikayı yerel seçimlerde de izleyeceğiz 2018-09-14 09:32:18 ANKARA- HDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Yurdusev Özsökmenler, 24 Haziran seçimlerinde kurdukları ittifak ve politikayı yerel seçimlerde de sürdüreceklerini söyledi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP), 2019’un Mart ayında gerçekleşmesi beklenen yerel seçimlere parti olarak giriyor. Çalışmalarını başlatan HDP,  “güçlü toplumsal ittifak” ve “ortak aday” tartışmaları üzerinden seçimlere hazırlanıyor.   HDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Yurdusev Özsökmenler, seçim çalışmalarını ve partisinin belediyecilik modeline dair değerlendirmelerde bulundu.   ‘KADIN EŞİTLİĞİNİ YÖNETİMİN MERKEZİNE TAŞIMIŞTIK’   Özsökmenler, daha önceki yerel seçim programlarında olan “ Özgür belediyecilik” şeklinde özetledikleri ekolojik, toplumsal cinsiyete duyarlı, şeffaf, katılımcı, çok dilli bir belediyeciliği esas aldıklarını belirtti. Kayyumların atandığı bölge belediyelerinde bu ilkeleri hayata geçirdiklerini ifade eden Özsökmenler, önümüzdeki yerel seçimlerde bu ilkeleri uygulamaya koyacak ve hatta üst düzeye taşıyacak bir belediyecilik modeli üzerinde çalıştıklarını söyledi.   Özsökmenler, “Kadın özgürlüğünü temel almak ve bunun kurumlarını oluşturmak. Bu konuda hemen hemen bütün belediyelerimiz çok önemli adımlar atmışlardı. Kadın merkezleri, kadın sığınma evleri, çocuklar için kreşler, kadınlar için spor merkezleri, 7-8 belediyemizde kadın kooperatifi vardı. Belediyelerde kadın kurulları, eşitlik komisyonları ve bunların zirvesi olan eşbaşkanlığın uygulamaya geçilmesi. Bu kadın lehine sistemde köklü bir değişiklik konusunda atılan çok ciddi adımlardı. Türkiye’deki pek çok belediye, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve toplumsal cinsiyete duyarlığı belediyeciliğin ilk örnekleri bölgedeki belediyelerde görmüşlerdi. Eşbaşkanlıkta da dünyada olmayan bir sistemi, yani kadın eşitliğini yönetimin merkezine taşımış bulunmaktaydık” hatırlatmalarında bulundu.    ‘YASAKLI DİLLER KAMUSAL ALANA TAŞINDI’   Kayyum atanan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) yönetimindeki belediyelerin kent konseyleri, mahalle meclisleri, yurttaş meclisleri gibi uygulamalarla katılımcılığı sağladığını dile getiren Özsökmenler, “Hiçbir yolsuzluğa ve rantçılığa belediyelerimizde izin verilmezdi. Belediyelerimiz o kentte hangi dil kullanılıyorsa hizmetlerini bu dilde vermeye başladılar. Yani çok dilli belediyeciliği uygulamaya koydular ve neredeyse yasaklı dilleri kamusal alana taşımayı başardılar” dedi.   ‘KAYYUMLAR SÖMÜRGE VALİSİNE DÖNÜŞTÜ’   Bu uygulamaların Türkiye’de ilk olması merkeziyetçi, rantçı belediyecilik anlayışını rahatsız ettiğini ifade eden Özsökmenler, bu rahatsızlığın kayyumların atanmasının nedenlerinden biri olduğunu vurguladı. Kayyumlar ile belediyelerin “gasp” edildiğinin altını çizen Özsökmenler, şöyle devam etti: “Kayyumların belediyeleri zapt etmesi ile sadece belediyelere değil halkın katılımcılığına, çok dilliliğe, kültürel değerlere de bir saldırı oldu. Kayyum öncesi belediyeler halkın belediyeleriydi. Kayyum sonrası belediyelerin durumu ise hepsinin önünde barikatlar vardır ve halk belediyeye ancak kimlik göstererek, gerekçe göstererek girebilir. Hatta bazı belediyelerde o belediyeye giremeyecek vatandaşların isimleri asılıdır. Bütün bu uygulamalar kayyumları bir sömürge valisi haline getirmiştir. Ve böyle bir politika halkın üzerinde baskı politikasıdır. Belediyenin malını, mülkünü, parasını kendi yandaşlarına dağıtan bir talan politikasıyla karşı karşıyayız.”   ‘ÖNCE KAYYUM İZLEME RAPORU YAYINLAYACAĞIZ’   Özsökmenler, yerel seçimlerde kayyumların “gasp” ettiği belediyeleri almak ve bu belediyelerin sayısını arttırmayı hedeflediklerini belirterek, seçim çalışmalarına dair şunları söyledi: “Birkaç açıdan seçimlere hazırlanıyoruz. Birincisi 24 Haziran sonuçlarını iyice bir analiz ettik ve yerel yönetimlerde durumumuz ne bunu gözden geçirdik. Oldukça iyi durumdayız. Bütün yerellerde yani büyük şehirlerde, illerde, ilçelerde ve beldelerde çalışmalarımızı derinleştirecek komisyonları kurmaya başladık. İkinci çalışmamız elbette ki kayyumların gasp ettiği belediyelerde kayyumların ortaya koydukları faaliyetleri yakından izlemek. Zaten HDP bütün bileşenleri ile ortak çalışıyor. Yerel yönetimlerde özellikle Kürdistan’da en büyük paydaşımız DBP. Ortak bir çalışma yürütüyoruz. Yerel seçimlerden önce bir kayyum izleme raporunu yeniden yayınlayacağız. Türkiye’nin bazı maddelerine muhalefet şerhi koymasına rağmen Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın yeniden uygulanabilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Yine Avrupa Yerel Yönetimler Kadı Erkek Şartını bütün belediyelerimiz imzalamıştı bunların hayata geçirilmesini nasıl sağlayacağız konusunda kadın meclislerimizle bunların çalışmalarını yapıyoruz.”   ‘EKSİKLİKLERİMİZİ TESPİT ETTİK’   Çalışmalar kapsamında eksikliklerinde tespit edildiğini ve bu eksikliklerin giderilmesi konusunda da çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Özsökmenler, bu eksikliklerin katılımda, ekolojik belediyecilikte ve mali özerklik de eksiklikler olduğunu ifade etti. Özsökmenler, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim modelimiz çok ileriydi ama bunun hayata geçirilmesi için hem belediyenin idari yapısı hem de toplumun örgütlenmesinin buna uygun olması gerekiyordu. Belediyenin hizmetlerini toplumsal alana taşınabilmesi için toplumun da örgütlü olması lazım. Bu konuda da önemli eksiklikler vardı. Kent konseyleri, yurttaş meclisleri, mahalle meclisleri oluştu ama bunlarda tam olgunlaşamadı. Bu yüzden hem belediyenin kendini gözden geçirmesi gerekir hem de toplumsal örgütlenmenin yaratılması gerekir. Örneğin; taşeron çalışmaya değil, hizmetlerin toplumsal bir şekilde örgütlenmeyle alınmasını temel alıyoruz ama halkın oluşturduğu kooperatifler yok, hizmet kooperatifleri yok, üretim kooperatifleri yeterli değil. Bu eksikliklerin giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bir başka şey ne yazık ki bu tür dikey yapılanmalar bürokrasiye neden oluyor. Bu nedenle belediyelerimiz de bürokratik yapılar ortaya çıktı. Ve bunlar tespit edildi. Bunların çeşitli konferanslar yoluyla özeleştirileri halka verildi.”   ‘TOPLUMUN POLİTİKLEŞMESİ, POLİTİKANINDA TOPLUMSALLAŞMASI’   Yeni süreçte toplumsal örgütlenmeye ağırlık vereceklerini sözlerine ekleyen Özsökmenler, şunları dile getirdi: “Aslında bizim programımız ve tüzüğümüzde temel aldığımız olgu yerel demokrasi, yerinden yönetim ve yerel özerkliktir. Şimdi pek çok yerde bu nedenle yerel demokrasi, yerel siyaset, yerinden yönetim gibi konuları temel alan hem il ve ilçe örgütlerimize bu eğitimleri veren hem de toplumla bunu tartışan toplantılar düzenlemeye başladık. Yani bir anlamda toplumun politikleşmesi ama bir anlamda da politikanın toplumsallaşması konusunda hangi adımları atacağımızı tartışacağız ve bu doğrultu da çalışmalarımızı derinleştireceğiz.”    '24 HAZİRAN’DA İZLEDİĞİMİZ POLİTİKAYI İZLEYECEĞİZ’   24 Haziran seçimlerini baz alarak HDP’nin batıda çeşitli toplumsal ittifaklarla kazanabileceği yerler olduğunu belirten Özsökmenler, pilot bölge üzerine odaklandıklarını söyledi. Özsökmenler, “Her yerelin özgünlüğüne göre değişen bir ittifak politikası var. Çünkü biz merkezi ittifaklar yerine toplumsal güçlerle ittifaktan yana bir partiyiz. 24 Haziran seçimlerinde de kendi bileşenlerimiz dışında bir ittifaklar politikası izleyip pek çok toplumsal kesimi de siyasi partiyi de soldaki siyasi partiyi de kendi listelerimizden Meclis’e taşıdık. Aynı politikayı yerel seçimlerde de sürdürmek düşüncesindeyiz. Batıda tekçi, despotik iktidara karşı ittifak yapılabilecek bütün güçlerle ittifak yapmaya açık olduğumuzu şimdiden ilan ediyoruz. Bu konuda iddialıyız. 24 Haziran’daki tavrımız bunun örneğidir. Ayrıca seçim güvenliği konusunda da pek çok siyasi partiyle ortak çalışmaya hazırız” diye konuştu.   ‘AKP PEK ÇOK BELEDİYESİNİ KAYBEDECEKTİR’   Yerel seçimlerde olası AKP-MHP ittifakını da değerlendiren Özsökmenler, bu ittifakın Kürt seçmenden oy almasının mümkün olmayacağı söyledi. Özsökmenler, sözlerini şöyle tamamladı: “AKP- MHP ittifakı özellikle bu faşist ittifak, Kürt seçmenden oy alması çok da mümkün olmayacak bir ittifaktır. Kürt halklarını, Kürt sorununu tümünü inkar eden bir parti ile AKP’nin ittifak etmesi AKP’ye oy veren Kürt seçmenleri de rahatsız edecektir. AKP pek çok belediyesini kaybedecektir diye düşünüyorum.”    MA / Diren Yurtsever