Kriz ilaç sektörünü de vurdu: 800 ilaç ya üretilmiyor ya da az üretiliyor 2018-08-10 09:06:53   İSTANBUL - Döviz kurunun sürekli yükselişinden kaynaklı özellikle kanser gibi zor hastalıklarda kullanılan yaklaşık 800 ilacın firmalar tarafından piyasalardan çekildiğini belirten SES Anadolu Yakası Eşbaşkanı Erdal Güzel, “Bu durum çözüme ulaşmazsa çok daha ciddi sonuçlara neden olacaktır” dedi.    Ekonomik kriz giderek hayatın her alana yayılıyor. İlaç firmaları, biyoteknoloji ürünleri olarak adlandırılan kanser ilaçlarını teknik altyapılarının olmaması nedeniyle üretemiyor. Yurt dışından ithal edilerek Türkiye’ye gelen ilaçlar için Sağlık Bakanlığı ile ilaç firmaları arasında en son 14 Şubat 2018 tarihinde kur anlaşması yapıldı. Bu anlaşma sonrası o dönem tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılan 1 Euro’nun değeri 2.34 TL’den 2.69 TL’ye çıktı. Son günlerde 6 TL’nin üzerinde seyreden Euro, ilaç sektöründe de krize yol açtı. Uluslararası ilaç firmalarında şimdiden küçülmeler başlarken, önümüzdeki günlerde hastaların özellikle kanser ilaçlarına ulaşımında sıkıntılar yaşaması bekleniyor.    İlaç sektöründe oluşacak olan krizin tehlikeli boyutlara çıkacağını belirten Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (SES) İstanbul Anadolu Yakası Eşbaşkanı Erdal Güzel, iktidarın ticari yaklaşımlarını bırakarak önleyici sağlık politikaları üretmesini istedi.    ‘İLAÇLARDA DIŞA BAĞIMLI’   Sağlık politikasının ticarethane mantığı ile yapıldığına dikkat çeken Güzel, “Çok uzun zamandır, süren politikalar ekonomik krizin derinleşmesi ile gün yüzüne çıkmaya başladı. Sendikalar olarak sürekli uyarmamıza rağmen çok dikkate alınmadık fakat ayları bulan randevu sistemleri, ilaca erişememe ile tedavi haklarının kısıtlanması yurttaşlarda da tepkilere neden olmaya başladı. Türkiye’nin ilaç politikası görünürde iyi gibi algılansa da tamamen dışa bağımlı ve dış politika ile doğru orantılı olarak hastalara yansıyor. AKP’nin temel yaklaşımı para dengeleri üzerine kurulmuş durumda ve alternatif hiçbir yapı söz konusu değil” diye konuştu.   ‘İLAÇ ÜRETİMLERİ DURDURULDU’   Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son kriz ile birlikte ekonomiye dayanan sağlık politikaları çöküşe uğramıştır. Yaklaşık 800 ilaç, bağımlı olan firmalar tarafından piyasalardan ya çekilmiş ya da belirli sayı ile üretilmeye başlanmıştır. Bu hastalarda endişeye neden olmuştur. Türkiye’de üretim olmadığından kaynaklı dışa bağımlı bir yapı ortaya çıkmış ve sağlığa erişim bir baskı içine girmiştir. Şimdilik kısa vaade de yetecek kadar ilaç bulunurken uzun vade için ciddi anlamda ilaç krizi kapıda. Yani paran kadar sağlık dönemi iyice kendini hissettirmeye başlayacak.”    ‘İLAÇLARI İNCELEYECEK BİR LABORATUVAR BİLE YOK’   Piyasalardaki dalgalanmanın sağlık ürünlerini çok yakında ilgilendirdiğini sözlerine ekleyen Güzel, Euro’nun değer kazanması ile yurtdışından ithal edilen ilaçların erişiminin zorlaşacağını ve yeni fiyat artışlarının olacağını vurguladı. Güzel, şöyle devam etti: “Piyasa dalgalanmaları ekonomi ile birlikte sağlık alanını daha çok etkilemekte. Kendi üretemeyen, fabrikaları olmayan, eş değer ilaçlara erişimi sağlayamayan bir ülke de dışa bağımlıdır. Her hareketlilik hastaların sağlığını tehdit eden bir adım anlamına geliyor. Eşdeğer ilaçlar ile açık kapatılmak isteniyor fakat eşdeğer ilaç olup olmadığını kontrol edecek bir laboratuvara bile sahip olmayan bir sağlık kuruluşu var karşımızda. İlaçların mg’ları(milligram) üzerinden eşdeğer olduğu iddia ediliyor, fakat bileşenleri ve yan etkilerini oluşturacak etmenleri inceleyecek ve denetleyecek bir yapı söz konusu değil. İlaç sektörü ticari ilişkiler, ikili bağlantılar ile piyasa üzerinden şekilleniyor.”    ‘ÇOK DAHA CİDDİ SORUNLAR DOĞABİLİR’   Piyasadan çekilen ilaçların zaten pahalı ve ulaşımı zor olan ilaçlar olduğuna işaret eden Güzel, uyarılarını şöyle sürdürdü: “Bahsi geçen ilaçlar zaten kısmi olarak SGK ile anlaşması olan, kritik hastaların tedavisinde kullanılan ilaçlardı. Kanser ve böbrek hastalarının ilaçları ile bazı ortopedik malzemeler kısmi olarak piyasan azaltılmıştır. İlaç firmaları lisansları iptal olmasın diye tamamen piyasadan çekilmiyor fakat üretimi azaltarak hastaların üzerinden baskı uygulamaya çalışıyor. Bu durum ilerleyen süreçte çözüme ulaşmazsa çok daha ciddi sonuçlara neden olacaktır.”    ‘ÖNLEYİCİ SAĞLIK POLİTİKLARI GEREKİYOR’   Şartların olağan hale gelmesi için hasta ve hasta yakınlarının yaşananlara müdahil olması gerektiğini dile getiren Güzel, yaşanan sorunların sadece sağlık çalışanlarının çabaları ile çözülemeyeceğini hatırlattı. Güzel, sözlerini şöyle tamamladı: “Sadece itiraz etmek yeterli değil aynı zamanda hasta ve hasta yakınlarının dayatılan bu politikalar karşısında tavır alınması gerekir. Yaşanan sorunların sadece sağlık çalışanlarını ilgilendirdiği düşüncesinden kurtulmak ve harekete geçmek gerekiyor. Diğer bir çözüm noktası ise hastalık yaratan anlayıştan uzaklaşarak önleyici sağlık politikaları üretmek ve hastalara ticari gözle bakmaktan vazgeçmektir. İlaç tüketimi Avrupa ülkelerinin 4 katı olan bir ülkede ilaç alanı firmalar için rant alanı haline getirilmiştir. Son olarak kamu adına sözleşme yapan kurumların yaşanacak krizlere karşı önlemini alması ve gerektiğinde harekete geçmesi gerekir. Dış firmaların üretime bağlı olarak tedavi biçimi uygulamak doğru değil. Kendi üretimini, ilaç incelemesi yapan laboratuvarların kurulması da alınması gereken önlemlerin başında geliyor.”    MA / Elif Çetiner