'Cemevlerine statü tanınması tek başına çözüm değil' 2018-07-22 09:01:30   ANTALYA - Alevi sorununun çözümünün cemevlerine statü tanınmasıyla sınırlandırılamayacağını belirten HDP'li Kemal Bülbül, çözüm için Anayasa'dan eğitime kadar devlette zihniyet değişikliğine ihtiyaç olduğunu ve bunun için Meclis'ten sokaklara kadar her alanda mücadele edeceklerini söyledi.    AKP'nin yürüttüğü politikayla Alevi sorununu sıradanlaştırmaya çalıştığını belirten Halkların Demokratik Partisi Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, "AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan'ın 24 Haziran seçimlerinde 'Cemevlerine yasal statü vereceğiz' diyerek Alevi sorununu sıradanlaştırıyor. Ancak sorunun çözümü cemevlerine statü vermekle sınırlı değil" dedi.     DEVLET ALEVİ İNANCININ VARLIĞINI KABUL ETMİYOR   Tüm bu durumların aksine Alevi sorununun Türkiye'nin ana sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Bülbül, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu zihniyetiyle, Diyanet İşler Başkanlığı ve eğitim kurumları üzerinden bir inanç tanımı yaptığını ve buna "devlet dini" dediklerini söyledi. Bülbül, "Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devlet dini üzerinden diğer dinler ve inançlara tanım veya tanımsızlık; kabul veya inkar söz konusudur. Alevi sorunu da devlet tarafından bu çerçevede algılanmaktadır. Cumhuriyet tüm kurum ve kuruluşlarıyla Alevi inancının varlığını kabul etmiyor. Bu durumda Alevi sorunun çözümünden bahsedilemez" şeklinde konuştu.   'ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR'   Hükümetin Alevi sözcüğünü dile getirmesinin tek başına bir anlam ifade etmediğini dile getiren Bülbül, "Recep Tayyip Erdoğan'ın veya AKP'li yetkililerin Cemevi sorunundan söz etmesi de Alevi kurum ve kuruluşlarının, Alevi toplumluğunun ve siyasi partilerinin ortaya koymuş olduğu mücadelenin dayattığı bir durumdur. Sonuç olarak Cemevlerine yasal güvence verme üzerinden Alevi sorunu çözülemez. Alevi sorunu makro politik bir sorundur. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılmasıyla ilgilidir. Eğitim politikası ve programının tamamen değişmesiyle ilgilidir. Eğitim programının çoğulcu, katılımcı ve tüm inançlara, dillere, dinlere, kültürlere eşit mesafede olan ve kabul eden ve bu programatik olarak uygulama yapısıyla ilgilidir. Zihniyet değişikliğiyle, devletin yürütmesiyle ve Anayasa ile ilgilidir" dedi.   'SEÇİM MALZEMESİ YAPMAK POLİTİK SAHTEKARLIKTIR'   12 Eylül Anayasası değiştirilmeden bir değişim olamayacağını kaydeden Bülbül şöyle devam etti; "Biz Alevi sorununu Cemevine yasal güvence verilmesi üzerinden algılamıyoruz. Alevi sorununu politik bir sorun olarak algılıyoruz.  Çok boyutlu bir sorun olduğunu düşünüyoruz. Çözümünün de bu çok boyutluluk temelinde olması gerektiğini, sadece AKP'nin bir seçim yatırımı olarak Alevi topluma bir mesaj vermeye çalıştığını ve bunun da politik sahtekarlık olduğunu ifade ediyoruz."    Fiili, meşru ve demokratik mücadeleye inandıklarını aktaran Bülbül, "Alevi sorununun çözümü için Meclis'i de elde ettiğimiz tüm olanakları da sonuna kadar değerlendireceğiz" dedi. Tek adam rejiminin daha da güçlenmesini sağlamak amacıyla Meclis'in yetkililerin kısıtlandığını ifade eden Bülbül, Meclis dışında sokakta, alanlarda halklarla birlikte fiili, meşru ve demokratik mücadeleyi yürüteceklerinin altını çizdi.    MA / Hamdullah Kesen