'Savaşı başlatan' dava faili meçhule yol alıyor 2018-07-20 09:09:08   URFA - Çözüm sürecinin savaşa evirilmesine gerekçe yapılan Ceylanpınar'da 2 polisin öldürülmesi davasına dair konuşan dosya avukatlarından Hüseyin Akay, failleri belli olan dosyanın faili meçhule sürüklendiğinin altını çizdi.   "Çözüm süreci”nin bozulmasına gerekçe yapılan Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinde 22 Temmuz 2015 tarihinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar'ın öldürülmesi olayına dair gözaltına alınıp tutuklanan şahısların beraat etmesiyle cinayet faili meçhul kaldı. Dava avukatlarından Hüseyin Akay, polis cinayetinin 3'üncü yılında Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu.    FAİLİ MEÇHULE DOĞRU   Akay, dosyanın faillerinin belli olmasına rağmen faili meçhul bir dosyaya doğru sürüklendiğini belirtti. Dosyanın hala aydınlatılmadığını, cinayeti işleyenlerin yargı önüne çıkarılmadığını kaydeden Akay, polislerin yakınlarının davayı takip etmeleri için çağrıda bulundu. 4 müvekkili hakkında 13'üncü duruşmada beraat kararı aldıklarını hatırlatan Akay, ilk günden beri cinayeti işleyenlerin müvekkilleri olmadığının belli olduğunu söyledi.    'DELİLLER ARAŞTIRILMADI'   13 celse boyunca dosyaya tüm delilleri koyduklarını kaydeden Akay, "Var olan delilleri birçok yönden değerlendirdik. En azından müvekkillerimizin suçsuz olduklarına ilişkin bir neticeye varabildik. Fakat işin esası, bizi tatmin eden şey bu değil. Vicdan sahibi bir insan olarak biz bu sonucu tatmin edici bulmadık. Özellikle müvekkillerimizin suçsuz olduğunu kanıtlamaya çalışırken, başkalarını fail olarak işaret eden delilleri ön plana koyduk. Bu ön plana koyduğumuz deliller, hala dosyada mevcut. Ancak bu deliller hiçbir şekilde araştırılmamış, hiçbir şekilde soruşturulması yapılmamış" dedi.    'AİLELER TAKİP ETSİN'    9 sanık hakkında beraat kararından sonra savcının ve polis ailelerinin dosyayı temyize gönderdiğini belirten Akay, "Mahkemenin verdiği en son kararda faillerin bulunması için yeniden soruşturulma açılmasına ilişkin bir hüküm kararı var. Fakat bizi asıl kaygılandıran polis ailelerinin dosyayı takip etmemeleri. Onların dosyaya müdahil olmalarını önemli görmekteyiz. Bu aileler acı çekiyor ve bu acıyı dindirecek tek şey, faillerin bulunmasıdır. Bunda da motor güç bizden ziyade ailelerdir. Aileden beklentimiz kendileri katılmasa dahi avukatları aracılığıyla takip etmeleri. Şu an savcılığın ve polis ailelerinin temyiz aşaması söz konusu. Dosya yakın zamanda istinaf mahkemesine giderek yeniden değerlendirilecek" diye konuştu.    İSTİNAFTAN FARKLI KARAR BEKLEMİYORLAR   Yerel mahkemenin verdiği kararın aynısını istinaf mahkemesinden de beklediklerini söyleyen Akay, şöyle devam etti: "Düşünün ki faillerin söz konusu apartmana 100 metre yaklaştığını bile ispat edemeyen bir dosya, nasıl olurda faillerin bu suçu işlediğini ispat edebilir. Biz mahkemeden, ‘Olay günü müvekkillerimizin 100 metre olay yerine yaklaştığını ispat edin, onların bu suçu işlediğini düşüneceğiz’ dedik. Nitekim ispat edemediler. Bu dosyada ne istinaf ne yerel mahkeme ceza kuramazdı. En ilkel hukuk rejimi olan bir ülkeye dahi gidilse ceza verilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla da istinaftan farklı bir karar beklemiyoruz."     'FAİLLER BULUNABİLİR'   Etkili ve samimi bir soruşturma sonucunda dosyadaki faillerinin ortaya çıkarılabileceğini söyleyen Akay, “Kanaatimizce bu dosya faili meçhul değildir. Dosyanın failleri belidir. Kısa, etkili ve samimi bir soruşturmayla ortaya çıkarılabilir. O sebeple biz faillerin bulunması için yargıya ciddi görevler düştüğünü düşünüyoruz. Yargı samimi bir şekilde bir ayını verir ise bu dava çözülür” şeklinde konuştu.    DOSYA TEMYİZDEN DÖNER    Savcılık makamının dosyayı istinaf ederken ki gerekçelerine değinen Akay, "Dosyayı temyiz eden maktullerin aileleri ve savcılık makamıdır. Fakat ilginç olan savcılık makamı dosyayı istinaf ederken, gerekçe olarak sadece şunu belirtmiş: 'Dosyada mevcut olan deliller ve istihbarat raporlarından anlaşıldığı üzere sanıkların bu suçu işlediği kanaati ortaya konulmuş.' Bu kadar ciddi ve kapsamlı bir dosyada savcılık makamının istinaf gerekçesi sadece bir paragraf. Onda da somut olmayan ve bir cümleden oluşan, içi doldurulmayan deliller. Daha ilginç olan istihbarat raporları gibi hukukla alakası olmayan, adli makamlar tarafından delil olarak kabul edilmeyen belgelerin, sanıkların bu suçu işlediklerine dair delil olarak sunulmuş olması. Bu durum savcının elinde somut bir şey olmadığını göstergesidir” dedi.    OLAY VE DAVA   Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde 33 gencin DAİŞ bombacısı tarafından katledilmesinden 2 gün sonra Ceylanpınar'da polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar evlerinde ölü bulunmuştu. Yumuşak ve Acar’ın kafalarına sıkılan kurşunla öldürüldüğü tespit edilmişti. Bu olayı gerekçe yapan siyasi iktidar "çözüm sürecini” bitirmiş, ardından Kürt illerinde kapsamlı operasyonlar başlatmıştı.    Olaydan sonra gözaltına alınıp tutuklanan 9 kişiden 5 kişi serbest bırakılmış, Hasan, Hüseyin ve Sedat Aydın ile Mehmet Naci Yılmaz'ın ise tutuklu yargılanmalarına başlanmıştı. Cinayetlerle ilgili olarak evde bulunan şüpheli parmak izleri sanıklarınkiyle eşleşmemiş, polislerin öldürüldüğü evdeki kime ait olduğu bilinmeyen 10 parmak izinden dördü polis memuru Burak Kuru'ya ait olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak polis memuru Kuru verdiği ifadede “evde hiç bulunmadığını” ileri sürmüştü.   Davanın 1 Mart 2018 tarihinde görülen 13’üncü duruşmasında, mahkeme 4’ü tutuklu 9 kişi için cinayet suçlamasından beraat kararı verdi.   Tutuklu yargılanan Hasan Aydın, Hüseyin Aydın, Sedat Aydın ve Mehmet Naci Yılmaz, sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla 1 yıl 6’şar ay hapis cezası verilerek tahliye edilmişti.   MA / Arjin Dilek Öncel