Çocuğun ölümüne sebep olduğundan şüphelenilen polisin av tüfeği Efrin’e götürülmüş 2018-07-16 09:05:49   DİYARBAKIR - Bağlar’da 2015 yılında evinden çıkan 17 yaşındaki Ömer Koç’un av tüfeğiyle vurularak öldürüldüğü olayda kullanıldığından şüphelenilen av tüfeğinin Efrin’e giden özel harekat polislerine verildiği, silahın halen orada olduğu ortaya çıktı.     Diyarbakır Bağlar ilçesi 5 Nisan mahallesinde, 4 Ekim 2015'te kahvede maç izleyeceğini söyleyerek evden çıkan 17 yaşındaki Ömer Koç, gösteriye müdahale etmek için evinin iki sokak ötesindeki bekleyen “Ranger” tipi polis aracının yakınında av tüfeğiyle vurularak öldürüldü. Yerde yatan Koç’u hastaneye götürmeyen polis, olay yerine çağrılan ambulansın da güvenlik gerekçesiyle Koç’a müdahale etmesine izin vermedi. Koç’un cansız bedeni olay yerine gelen annesi ve babası tarafından alınarak 2 sokak ötede bekleyen ambulansa götürüldü. Ancak, hastaneye kaldırılan Koç, yaşamını yitirdi. Olayın yaşandığı saatlerde Huzurevleri mahallesi Salı Pazarı mevkiinde yine aynı marka araçtan açılan ateşle 20 yaşındaki Rezan Kaya da yaşamını yitirmişti.   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı.      POLİS OLAY YERİNDEN DEĞİL, EMNİYETTE TUTANAK TUTMUŞ    Polislerin, olay yeri “güvenli” olmadığı gerekçesiyle aynı gece, Terörle Mücadele Şube (TMŞ) Müdürlüğü’nde hazırladığı olay tutanağına göre, Doğan 4 ve Doğan 5 ekiplerinin Sento Caddesi ve Medine Bulvarı istikametinde devriye görevi yaptıkları sırada örgüt üyelerinin lastikler yakarak, çöp konteynırlarıyla yolu kapattığı ileri sürülerek, hareket halinde olan polis aracına ara sokaklarda bulunan 3 örgüt mensubu tarafından uzun namlulu silahlarla saldırı yapıldığı ileri sürüldü. Tutanakta, saldırıda bulunan kişileri etkisiz kılacak şekilde karşılık verilmesi sonucunda örgüt mensuplarının gecenin karanlığından faydalanarak olay yerinden uzaklaştığı savunuldu. Ancak tutanakta, saldırıya uğradığı belirtilen aracın isabet alıp almadığı ve maddi hasar olup olmadığına değinilmemesi dikkat çekti.     ELLERİNDE ATIŞ ARTIĞINA RASTLANMADI    Koç’un aynı gece hastanede yapılan otopsi sonucunda hazırlanan ölü muayene ve otopsi tutanağına göre; vücudunda 4 adet ateşli silah yarası tespit edildiği ve cenazesinde av tüfeğinden atılan bir adet iri saçma tanesi çıkarıldığı kaydedildi. Raporda, Koç’un ölümünün ateşli silah yaralanmasına bağlı kalp, akciğer yaralanması ve göğüs içinde kanama sonucunda meydana geldiği vurgulandı. Diyarbakır Polis Kriminal Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından  Koç’un vücudunda çıkarılan iri saçma tanesi üzerinden yaptığı balistik inceleme sonucunda hazırlanan raporda, saçmaların hangi av tüfeğinden atıldığının tespiti için herhangi bir karakteristik iz oluşmadığından, deforme olmuş av fişeği saçma tanesi üzerinde mukayeseli bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı belirtildi. Yine aynı laboratuvarın hazırladığı başka bir uzmanlık raporundaysa, Koç’tan alınan parmak izleri ve el svaplarda (avuç içi) patlayıcı madde kalıntısı ve artış artıkları rastlanmadığı, üzerinde bulunan gömleğin arka tarafındaki ateşli silah deliği üzerinde yapılan incelemede atış veya atışların uzaktan yapıldığı vurgulandı.    ANNE: GİTTİĞİMİZDE ÇOCUĞUM YERDE HAREKETSİZ YATIYORDU    Koç’un öldürülmesine ilişkin annesi Heremsi Koç’tan olaydan 5 ay sonra 12 Mart 2016’da şikayetçi olarak verdiği ifadesinde, “Benim oğlum Ömer eskicilik yapmaktaydı. Saat 19.30 sularında eve geldi ve yemek yiyerek evden çıktı. Evde oturduğumuz esnada silah sesleri duymaya başladım. Ömer’in kullandığı telefondan beni tam olarak hatırlamadığım ve tanımadığım bayan veya erkek şahıs arayarak bana ‘Gel çabuk oğlun yaralı’ dedi. Ben de o esnada bayıldım. Kendime geldiğimde eşimle birlikte, ben şu an tam olarak sokak numarasını hatırlamıyorum, sokağa gittiğimizde çocuğum yerde hareketsiz yatıyordu. Polis biz gittiğimiz esnada gazlı müdahalede bulunuyordu. Ambulans caddenin üzerinde beklemekteydi. Eşimle birlikte çocuğumuzu alarak ambulansa götürdük, orada gerekli müdahaleyi yaparak oradan ayrıldılar” dedi.    ‘ÖMER’İ POLİSLER ÖLDÜRMÜŞ DEDİ’   Baba Mehmet Koç ise ifadesinde oğlunun yemek yedikten sonra evinin yakınında bulunan kahveye maç izlemeye gideceğini ve evden ayrıldığını belirterek “Saat 20.30 sularında eşimi oğlum Ömer’in kullanmış olduğu telefonla arayan bir bayan arayarak, eşime hitaben ‘sen Ömer’in annesi mi sin?’ dedi.  ‘Ömer’i polisler öldürmüş’ dedi. Bu esnada eşim bayıldı ve telefonu alarak bayanla konuşmaya başladım. Bana oğlumun öldüğünü söyledi. Ben ve eşim vakit kaybetmeden olay yerine gittik. Ben olay yerine gittiğimde oğlum sokak ortasında yatıyordu. Bir adet siyah polis aracı (Ranger) 2 adet zırhlı araç,  1 adet te TOMA vardı. Halen olaylar devam etmekteydi. Polisler, gazla müdahale ediyorlardı. Ambulans da başka sokakta bekliyordu. Ben eşimle birlikte çocuğumu kucağıma alarak ambulansa götürdüm” diye kaydetti.    OLAY YERİNDE OLAN POLİSE AV TÜFEĞİ ZİMMETLENMİŞ    Soruşturmayı yürüten savcı, Koç’un polis tarafından öldürüldüğü yönünde babasının ifadesi, dosyada araştırma tutanaklarında bu yönlü iddialar olduğu gerekçesiyle, soruşturmanın iş bölümü gereği Memur Suçları Bürosu tarafından yürütülmesi gerektiğini belirterek, dosyayı Haziran 2016’da bu büroya gönderdi. Soruşturma savcısı, Şubat 2017’de Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü TMŞ Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıda, olay yerinde görevli Doğan 4 ve Doğan 5 kod numaralı ekipte görevli polislere toplumsal olaylara müdahale etmek için av tüfeği verilip verilmediği konusunda bilgi istedi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü gönderdiği yazıda, toplumsal gösteride müdahale etmek için olay yerine gönderilen ekipte yer alan özel hareket polisi F.K.’ye hücre tipi evlerde kapıları açma işlemlerinde kullanılmak üzere 17 Eylül 2015’te 12. Cal Mosberg pompalı av tüfeğinin teslim edildiği belirtildi.  Yazıda, olay günü av tüfeği fişeğinin kullanılmadığı ileri sürüldü. Yazıda, silahın teslim alındığı tarihten depoya teslim alındığı 1 Nisan 2016 tarihe kadar av tüfeğine ait mühimmatla ilgili herhangi bir fişek talebinde bulunulmadığı depo kayıtlarında tespit edildiği iddia edildi.    TÜFEĞİN YANINDA OLMADIĞINI İDDİA ETTİ     Olay günü üzerine zimmetli av tüfeği bulunduğu ortaya çıkan ve olaydan sonra emekli olan Doğan 4 ekibinin şefi özel hareket polisi F.K. (53) şüpheli olarak 19 Aralık 2017’de “Ateşli silahla ölüme sebebiyet verme” suçlamasıyla verdiği ifadesinde, sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Sur ve Silvan’daki operasyonlara timiyle birlikte katıldığını söyledi. F.K., 2015 yılında Diyarbakır’da yapılan hendek açma ve barikat açan örgüt üyeleri için “Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü yok etmeye çalışmışlardır” iddiasında bulundu. Kendisine zimmetli av tüfeğinin Sur ve Silvan’daki yönelik operasyonlar tamamlandıktan sonra depoya teslim ettiğini ifade eden şüpheli F.K., olay günü üzerinde şehir merkezinde kullanılmaya müsait MP5 marka silahın yanında olduğunu, yanlarında pompalı av tüfeği bulunmadığını savundu. F.K., olayda ne kendisinin ne de yanındaki polislerin pompalı av tüfeği kullanmadığını, olay yerinde uzaklaştıklarında vurulan herhangi bir kimseyi görmediklerini, Ömer Koç’un polislerce vurulmadığını, kim tarafından ve nasıl vurulduğunu bilmediğini iddia etti.    POLİS, AV TÜFEĞİNİ EFRİN’E GÖTÜRMÜŞ!   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu savcısı, Koç’un vücudundan çıkarılan iri saçma tanesinin polis F.K.’ye zimmetlenen 12 CAL. Mosberg marka av tüfeğinin balistik incelemesinin yapılması için Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne 8 Mart 2018’de yazı yazarak silahın kriminal laboratuvara gönderilmesini istedi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü TMŞ Müdürü imzasıyla 13 Nisan’da soruşturmayı yürüten savcıya gönderdiği yazıda şu ifadelere yer verildi: “İlgi (a) sayılı yazı ile 04/10/2015 günü saat 23.30 sıralarında Diyarbakır Merkez Bağlar İlçesi Medine Bulvarı üzerinde meydana gelen terör olayları  sırasında Ömer ( TC No: 2276….)  adlı şahsın ateşli silahlı yaralanması sonucu vefat etmesi olayıyla ilgili olarak, yürütülen soruşturma kapsamında  polis memurlarının aracında bulunan 12 CAL. Mosberg marka pompalı av tüfeğinin kriminal raporlarla ilinti kurulmak suretiyle incelenmesi yapılarak, söz konusu mermilerin bu silahlardan atılıp atılmadığının yani olayda kullanılıp kullanılmadığının tespitine yönelik çalışma yapılması talep edilmiştir. İlgi (b) sayılı yazı ile 12 Cal Mosberg J 28 1753 seri numaralı pompalı av tüfeği Zeytin Dalı operasyonuna katılmak üzere görevlendirilen Özel Harekât Şube Müdürlüğü personeline zimmetli bir şekilde teslim edildiği bildirildiğinden bahse konu tüfek üzerinde çalışma yaptırılamamıştır.”   İHD: KEŞİF VE DELİLLER TOPLANMADI   Davanın en önemli delilleri arasında yer alan av tüfeğinin balistik incelemesi yapılmadığı dosyada ilerleme yaşanmazken, delillerin karartılma tehlikesi ortaya çıktı. Koç ailesinin başvurusu üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu davayı takip ediyor.    İHD, soruşturmanın genişletilmesi için savcılığa gönderdiği dilekçede, olayın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen, savcılığın olay yerinde keşif, delillerin toplanması, görgü ve diğer tanıkların ifadelerinin savcılıkta alınması konusunda işlem yapıldığının anlaşıldığı belirtildi.  Dilekçede, olayda görevli polislerin açığa alınarak, silahlarının adli emanete alınarak kriminal inceleme yapılması, olaya müdahale eden Doğan 4 ve Doğan 5 ekip araçlarının güvenlik kamera kayıtlarına istenilerek bilirkişiye gönderilmesi, olay günü polis telsiz kayıtları ve 12 acil servis kayıtlarına el konulması,  atış mesafesinin ölçülmesi için gerekli incelemelerin yapılması, tüm görgü tanıklarının ifadesinin savcılık tarafından alınması istendi.    Savcılığın bu taleplere ne cevap vereceği önümüzdeki günlerde belli olacak.    MA / Deniz Tekin