Yaşa: Öcalan İmralı'da tutulduğu sürece tecrit devam ediyor demektir 2025-10-08 09:06:37   AMED - Abdullah Öcalan'a yönelik komplo sürecinde cezaevinde olan ve 30 yılın ardından tahliye edilen Metin Yaşa, "Öcalan İmralı'da kaldığı sürece tecrit devam ediyor demektir. Komisyon öncelikle onu dinlemeli. Çare orada" dedi.    Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye'den çıkarılmasıyla başlayan ve 15 Şubat 1999'da Türkiye'ye getirilmesiyle devam eden uluslararası komplo sürecine en büyük tepki cezaevlerinde ortaya çıktı. Tutsaklar, komplo sürecinde “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemlerine başladı. Birçok tutsak bedenini ateşe verdi ve hayatını kaybetti.    Metin Yaşa, komplo sürecini cezaevinde karşılayan isimlerden biri. Yaşa, Amed’de 1991 yılında gözaltına alındıktan sonra tutuklandı ve Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yaşa, 30 yıllık tutsaklığın ardından 2021 yılında Amasya E Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildi.    KOMPLONUN HEDEFLERİ    Komplo sürecinde Trabzon'daki cezaevinde tutulduğunu aktaran Yaşa, ilk süreçte neler yaşandığına tam olarak anlam veremediklerini söyledi. Yaşa, komployla sadece bir kişinin değil bir halkın hedef alındığına işaret ederek, "Bir halkın önderine komplo düzenlendi. Komployla Önderliğin (Öcalan) fikir ve düşünceleri hedef alındı. Komplocu güçler, Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek istiyorlardı. Önderliğin halklar üzerindeki etkisi görüldü. Nereye ulaşsa orada insanlara etki ediyordu, bu komployu o yüzden gerçekleştirdiler. Başkanı ülkeden çıkarma sebepleri onu etkisiz hale getirmekti" diye konuştu.    GÜNEŞİMİZİ KARARTAMAZSINIZ EYLEMLERİ   "Bu komplonun bir örneği yoktu ama komploya karşı çıkışın da örneği yoktu" diyen Yaşa, Abdullah Öcalan’ın etrafında "ateşten çember" oluşturulduğunu söyledi. Tutsakların direnişin öncülüğünü yaptığını belirten Yaşa, “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemine katılan Yavuz Güzel’i yakından tanıdığını kaydetti. Yaşa, "Yavuz Güzel devrimci bir duruşa sahipti. O insanın yanındayken sanki etrafın birçok arkadaş vardı. Sabırlı bir iletişimi vardı, moralli ve olgundu. Yavuz Güzel’i anlatmaya sözler yetmez” diye kaydetti.    Yaşa, eylemlere öncülük eden Halit Oral’dan da söz ederek, "Başkanı iyi anladığından hep çok bahsediliyordu. Bütün şehadetler hep bu çerçevede oldu zaten. Amaç kendini yakmak, hayatına son vermek değil. Bu şehadetlerin esas anlamı Önder Apo’nun fikir düşüncelerini anlama, bu fikir ve düşüncelerin insana ve doğaya yaradığını anlamaydı. Halit Oral arkadaş da bunu anlayarak bedenini ateşe verdi. Zindan bu eyleme devam edecekti ama Başkan Apo durdurdu. ‘Başka şekilde de sahip çıkabilirsiniz’ dedi. Böylece cezaevindeki şahadetler sonlandı” şeklinde konuştu.    ‘MİLYONLAR ÖNDERLİĞİN YANINDAYDI’   Komplonun her yıl dönümünde tutsakların kimi eylem ve etkinlikler düzenlediğini ifade eden Yaşa, şunları söyledi: "Komplocular kınanıyordu. Görüşme günleri vardı. Önderlik ile görüşmeler olmadığı zaman, görüşlere çıkmama yönünde eylemler yapılıyordu. Önderlik etrafında ateşten çember olan eylemcilerin direnişi karşısında insan utanıyordu. Komplo gününde oruç tutuluyordu. Ama bunlar tek yetmiyor. O yüzden insan bunlara eylem diyemiyordu. Daha büyük, farklı yollarla bir şeyler yapabilirdik. 27 yıldan bahsediyoruz."   Her yetersizliğe rağmen milyonların Öcalan etrafında kenetlendiğini dile getiren Yaşa, "Başkan da ‘Ben tekim ama milyonlar benim yanımda' diyor. Milyonlar Önderliğin yanındaydı ama Önderlik de milyonların içindeydi. Bu görülmeseydi komplocular amacına ulaşırdı. Ateşten çember kimsenin etrafında oluşmadı. Herkesin bunu düşünmesi gerekiyor; demek ki Önderlik bu insanlar tarafından anlaşılmış" dedi.    Yaşa, "Başkana sahip çıkmak esasında kendine sahip çıkmadır. Sıradan bir sahiplenme olmaz. Önder Apo bir şahıs olarak görülüyor ama öyle değil. Bir tarihi temsil ediyor. Dünyada ne kadar güzellik, iyilik varsa hepsini kendinde toplamış. O yüzden elbette komplo ağır olacaktı. Sistem bu şekilde intikamını alıyordu" diye kaydetti.   'KOMPLO PARAMPARÇA OLDU'   Verilen direnişin sonuç aldığını ve "komplonun paramparça" olduğunu kaydeden Yaşa, "Başkanın fikir ve düşüncelerine sahip çıkmayan tek bir Kürt yok. O açıdan komplo paramparça oldu. Önderlik her zaman insanlığa hizmet edecek şekilde hareket ediyor. Kendini insanlığa bahşetti. İnsanlık ve Kürt halkı bunu iyi bilmeli. Eğer ahlaktan, vicdandan bahsediyorsak bunu iyi bilmemiz, unutmamamız gerekiyor. Önderlik her zaman demokrasi, barış ve özgürlük istedi” şeklinde konuştu.   Komplonun ilerleyen süreçlerde tecritle devam ettiğini söyleyen Yaşa, Meclis’te kurulan komisyonun halen Öcalan ile görüşmemesine değindi. Yaşa, "Konuşturmak istemiyorlar. Sen o kadar konuşuyorsun, neden onun da konuşmasını istemiyorsun? Çünkü insanlara etki ediyor. Doğru ortaya çıktığı zaman ister istemez etki eder. Başkandan korkuyorlar. Başkandan korktukları için tecrit sürüyor. Başkan İmralı kaldığı sürece bu tecrit devam ediyor demektir. Komisyonun kurulmasını isteyen kendisiydi, öncelikle onu dinlemeleri gerekiyordu. Çare orada. Başkan çarenin yolunu açıyor. Eğer barıştan, demokrasiden bahsediyorsak ona göre davranmamız gerekiyor” diye konuştu.    Yaşa, şöyle devam etti: "Onu savunmak suyu, toprağı ve havayı sahiplenmedir. Önder Apo’nun özgürlüğü doğanın, suyun, havanın ve toprağın özgürlüğüdür. İş ciddi; söz konusu olan Önderliğin özgürlüğüdür."    MA / Rukiye Payiz Adıgüzel