Taziyelere engel, mezarlıklara saldırı: Ailelerin yanında yer almalıyız 2025-09-11 09:21:19 MERSİN - MEBYA-DER Mersin Şube Eşbaşkanı Bahattin Bektaş, taziye engelleri ve mezarlık tahribatlarına karşı ailelerin yanında yer alınması gerektiğini vurgulayarak, "Antidemokratik uygulamalar sonlanmalı" dedi.    Farklı tarihlerde yaşamını yitirdikleri açıklanan HPG ve YJA-Star üyelerinin taziyelerine dönük saldırılar sürüyor. Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne rağmen birçok kentte ailelerin taziye kurması engelleniyor. Şirnex'te HPG'li Adem Gök için kurulan taziye evi polis baskınıyla engellendi. Cizîr'de (Cizre) HPG'li Ferhat Tünç'ün cenazesinde yürüyen halka polis saldırırken, Mersin'de YJA Star'lı Şirin Işık için kurulmak istenen taziye evi zırhlı araçlarla abluka altına alınarak engellendi.    Taziye engellemelerinin yanında mezarlıklar da tahrip ediliyor. Amed'de mezarlık ziyaretlerinde genel bilgi taraması yapıldı, bazı mezar taşları kırıldı. Mêrdîn'de HPG'li İdris Turan'ın mezar taşı ikinci kez tahrip edilerek betonla kapatıldı. Amed'in Licê (Lice) ilçesinde Azize Önkol ve Rojhat Önkol kardeşlerin mezar taşları jandarma baskısıyla kaldırtıldı.    Yaşananları değerlendiren Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) Mersin Şube Eşbaşkanı Bahattin Bektaş, bu politikanın birlikte yaşam iradesini zedelediğini söyledi. Bektaş, bu uygulamaların ailelerin acısını ikiye katladığını belirterek, "Yas hakkını engellemek toplum vicdanında ciddi sorunlara neden oluyor. Bir aile evladını veriyor, candan bir parçasını yitiriyor ve bu acıyı yaşamasına izin verilmiyorsa bu antidemokratik bir uygulamadır. Vicdan sahibi, ahlak sahibi olan hiçbir toplumda yeri olmayan bir yaklaşımdır. Biz bunları kurum olarak kabul edebileceğimiz yaklaşımlar olarak görmüyoruz, reddediyoruz. İnsanlar ölüye saygı diye bir kavrama sahiptir. İnsan yaşamını yitirdiğinde melekler bile elini ondan çeker. Ölü bir insandan ne istenebilir? Bu yaklaşımlar antidemokratiktir, biz kabul etmiyoruz ve karşısında da duracağız. Taziyelerimizi kurmakta ısrarcıyız, kuracağız ve kabul etmeyeceğiz. Vicdan sahibiyim diyen herkesin ölüye saygı çerçevesinde bu ailelerimizin yanında yer alması gerekmektedir" diye konuştu.    '50 YILDIR SONUÇ ALINMADI'   Söz konusu uygulamaların uzun yıllara yayılan bir devlet politikası olduğunun altını çizen Bektaş, "50 yılı aşkındır bu yaklaşımlar sergilenmektedir, ama sonuç alındı mı? Gerçekten alınmadı. Bu politikalara derhal son vermek gerekiyor. Bu durum yeni devreye giren bir politika değildir. Karşısında muazzam direnen bir halk gerçeği var. Onun için bunlar çürümüş politikalardır. Bizim kültürümüzde kitlesel taziyelere sahip çıkmak, insanların acısını paylaşmak vardır. Bu kültür yıllara dayanan bir kültürdür. Taziyeleri engellemek hiçbir dinde, mezhepte bulunmaz. Tarihlere bakalım, dünya tarihine bakalım, hiçbir yerde, hiçbir tarihte taziyeler engellenmemiştir. Bunun için bu yaklaşım acı vericidir ve toplum açısından vicdanı yaralayan bir durumdur. Bu antidemokratik bir yaklaşımdır, hiçbir toplumun kabul edebileceği bir şey değildir. İnsanların acısını paylaşmak, onlarla dayanışma içerisinde olmak insani ve vicdani bir durumdur" ifadelerini kullandı.   DAYANIŞMA ÇAĞRISI   Bektaş, taziye engellemelerinin Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne de zarar verdiğini, barış ve demokrasi arayışına gölge düşürdüğünü ifade etti. Devletin bu politikalardan vazgeçmesi gerektiğini dile getiren Bektaş, "Bir süreçten bahsedilecekse, insanların taziyesini kurdurmamak, ailesinin kapısına panzer ve kolluk güçlerini yığmak ahlaka da vicdana da sığmaz. Bu uygulamalar süreci baltalayan bir durumdur, samimiyetsizliktir, ciddiyetsizliktir. Bizim devlete çağrımız; bu politikalardan vazgeçmeleridir. Bu antidemokratik uygulamaları sonlandırmaları gerekiyor. Topluma da şöyle bir çağrımız var: Herkes yaşamını yitirenlere sahip çıkmalıdır. Toplumun bu aileleri sahiplenmesini istiyoruz ve bütün kesimleri dayanışmaya çağırıyoruz" şeklinde konuştu.    MA / Abdülkadir Ayten