Bolu Cezaevi önünden seslendiler: Hukuksuzluğa son 2025-07-27 17:03:01 İSTANBUL- İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyelerin engellendiği Bolu Cezaevi önünde MA TUHAY-DER ve ÖHD öncülüğünde yapılan eylemde hukuksuzluğa son verilmesi çağrısı yapıldı.  Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MA-TUHAYDER) ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu öncülüğünde Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutsakların tahliyelerinin engellenmesine karşı cezaevi önünde açıklama yapıldı. Kitlesel şekilde cezaevi önüne yürünen eylemde "Bolu Hapishanesi'nde hukuksuzluklara son. Siyasi tutsaklara özgürlük" pankartı açılırken "Biji berxwedana zindanan", "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük" sloganları atıldı.   Eylemde basın metnini MA-TUHAYDER üyesi Özgül Baydoğan okudu. Türkiye hapishanelerinde yaşanan insan hakları ihlallerinin sistematik hale geldiğini ifade eden Özgül Baydoğan, “İşkence ve kötü muamele, keyfi disiplin cezaları, mahpusların ailelerinden uzak cezaevlerine sürgün edilmesi, tahliyesi yaklaşan mahpusların soyut gerekçelerle infazlarının uzatılması, iletişim ve sosyal hakların engellenmesi, sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlanması ve özellikle ağır hasta mahpusların tedavisiz bırakılarak ölüme terk edilmesi, artık istisnai uygulamalar olmaktan çıkmış; hapishane pratiğinin bir parçası haline gelmiştir. Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde 32 hükümlünün tahliyesi, İdare ve Gözlem Kurulu’nun keyfi kararlarıyla ertelenmiştir. Bu mahpuslardan 31’i 30 yılı aşkın süredir hapishanede bulunan mahpuslardır” dedi.    ‘PİŞMANLIK DAYATMASI KALDIRILSIN’   İdare ve Gözlem Kurulları’nın birçok bahane ve çelişkili kararlarla tutsakların tahliyesini engellediğine dikkat çeken Özgül Baydoğan, “Türkiye'de barışçıl çözüm yollarının önünü açmak, toplumun tüm kesimlerinin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını sağlamak ve hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmek için, başta hapishaneler olmak üzere tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalıdır. Hapishanelerde uygulanan ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir. Hasta mahpusların tedaviye erişimi güvence altına alınmalı; kelepçeli muayene, jandarma gözetiminde sağlık hizmeti gibi uygulamalara son verilmeli , ‘Pişmanlık’ dayatması kaldırılmalı; hukuka, insan haklarına ve insan onuruna saygılı bir infaz rejimi tesis edilmelidir” ifadelerini kullandı.   ‘BU ZULMÜ KABUL ETMİYORUZ’   Basın metninin ardından tahliyesi 8 kez ertelenen Nedim Yılmaz’ın kardeşi Muhullah Yılmaz, tutsakların özgürlüğünün engellendiğini belirterek, “Sağlık sorunları da vardır ve düzenli bir şekilde tedavi olamıyor. Başka bir cezaevine sevk istedi bu da kabul edilmesi. Bu bir zulümdür, bunu kabul etmiyoruz etmeyeceğiz. Yüzlerce Nedim Yılmaz benzeri tutsak var. Bu Kürt halkının kaderi değil, bu zulmü kabul etmiyoruz” dedi.   ÖHD İstanbul Şube Yöneticisi Avukat Şükrü Alpsoy ise, “Barış sürecinden, demokratikleşme sürecinden söz ediyoruz barış ve demokratikleşmenim aynası hapishanelerdir. Burada tahliyesi engellenen 32 siyasi mahpus var ve neredeyse tamamı yaşlı ve hasta tutsaklar. Bunların keyfi olduğu açıktır. İdare gözlem kurulları hukuksuzdur. Bu keyfi, ideolojik, hukuk dışı duruma son verilmeli” diye konuştu.   ‘HAPİSHANELER İŞKENCE MEKANI’   DEM Parti Milletvekili Newroz Uysal Aslan ise şunları söyledi: “Türkiye’deki hapishaneler tarihi aynı zamanda bir demokrasi, insan hakları, hukuk ve hukuk dışılığın tarihidir. 90’lardan Amed zindanına, Sayın Öcalan için İmralı’da kurulan tecrit koşullarına şu an F, S, Y tipleri ile sürdürülen tecrit sistemine bir bütün hapishaneler düşüncelerinden, inkara karşı mücadele edilmesinden, Kürt halkının özgürlüğünü, ezilenlerin sesini, toprağını, doğasını, dilini koruyan herkes için cezalandırma, işkence mekanı olarak kurgulandı. Bugün Bolu Hapishanesi Türkiye’deki birçok hapishanenin özetidir.”   Konuşmaların ardından eylem sloganlarla sona erdi.