Halide Türkoğlu: Kadınlar barış mücadelesinde ortaklaşıyor 2025-07-09 09:15:42   İSTANBUL- Kürt ve Türk kadınların barış mücadelesinde ortaklaştıklarını ifade eden DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Öcalan’ın çağrısının Ortadoğu’da kalıcı barış için model sunduğunu ifade etti.    Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”yla başlayan süreç kapsamında siyaset ve sivil toplum alanında çalışmalar devam ediyor.  Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) de sürecin toplumsallaşması kapsamında halk buluşmalarını sürdürüyor. DEM Parti Kadın Meclisi ise birçok kentte kadın örgütleriyle bir araya gelerek sürecin gereklilikleri üzerine toplantılar düzenledi.  Savaşların kadınların yaşamına etkisine değinen DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın halkların, kadınların, emekçilerin, gençlerin nasıl bir dünyada yaşamayı tahayyül ettiği gerçeğinden bağımsız ele alınamayacağını ifade etti.      Halide Türkoğlu, Türkiye ve Kürdistan kadın hareketlerinin barış mücadelesi zemininde ortak bir perspektife sahip olduğunu vurgulayarak, kadınların aynı zamanda eşitlik ve demokrasi için mücadele eden bir hatta sahip olduğunu dile getirdi.    KADINLARIN MÜCADELE DENEYİMİ    Devam eden 3’üncü Dünya Savaşı’nın aynı zamanda kadınlara yönelik bir savaş olduğunu belirten Halide Türkoğlu, “Birlikte mücadele etmenin örgütsel alanlarını çoğaltmak gerekli. Türkiye'de özellikle geçmiş deneyimlerden de yola çıktığımızda kadınlar cephesinde barış mücadelesi temel gündem. Daha önce Barış için Kadın Girişimi kurulmuştu. 2013-2015 sürecinde Kadın Özgürlük Meclisi özellikle müzakere sürecine dahil olma açısından önemli, kıymetli çalışmalardı. Bugün de Barışa İhtiyacım Var İnisiyatifi’yle bu meselelerin toplumsal anlamda kadınlar cephesinden de örülmesi ve bu barış sürecinde kadınların özünde olabilmesi, demokratik toplumun inşasında rol alabilmesinin yol ve yöntemlerini oluşturuyor” dedi.    DEM Parti Kadın Meclisi olarak bir demokratik siyaset kapsamında çağrının yapıldığı ilk andan itibaren siyasi partiler, kadın platformları, feministler, farklı inanç ve kimlikteki kadınlarla bir araya geldiklerini söyleyen Halide Türkoğlu, bu kapsamda çalışmalarını sürdüreceklerini ve bu yönlü planlamalarının olduğunu ifade etti.    Yaptıkları görüşmelerde kadınların sürece dair kaygılarını paylaştığını ve AKP iktidarına güvenmediğini aktaran Halide Türkoğlu, ama bu noktada asıl gücün toplumun örgütlü mücadelesi olduğunun altını çizerek asıl meselenin kadınların ve toplumun örgütlü mücadelesinden geçtiğini vurguladı.    Devlet ve iktidarların barışı getirmeyeceğine işaret eden Halide Türkoğlu, “iktidarlar bekaları üzerinden plan program oluştururlar, yeri geldiğinde algı operasyonları bir kaybetme ve zafer arasına kutuplaştıran bir erkek egemen siyaset söz konusu olur. Ama hakikat öyle değildir. Kadın mücadelesinin de Kürt özgürlük mücadelesinin de Ortadoğu’da farklı bir yaşam modelinin olabileceği mücadele de uzun zamandır bu çağrıyı yapıyor. Bugün toplumsal bir barış nasıl inşa edilecek, aynı zamanda demokratik toplum dediğimiz o örgütlenme alanlarında mücadeleyi nasıl büyüteceğimizi ve o ortak yaşamı birlikte nasıl öreceğimizi konuşmak gerekiyor. Bizim her bir buluşmamız bunun üzerinden gerçekleşiyor” ifadesinde bulundu.    ‘ÖRGÜTLENMELER ÇOĞALTILMALI’   Uzun yıllardır demokratik toplum inşasının örüldüğünü ifade eden Halide Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rojava bir model haline geldi. Bakur'da farklı yöntemlerle sistem halinde gelişti. Rojhılat’ta ‘Jin jiyan azadi’ ile hayat bulmaya başlıyor. Ortadoğu coğrafyasında, Afganistan’da, Kuzey Afrika’dan tutalım birçok alanda kadın mücadelesi eşit ve özgür yaşamın olanaklarını hayata geçirdi. Egemen kapitalist sistem, ulus devlet aklı savaşı körükledi, derinleştirdi. Ama kendisini de bu krizin içerisinde çökme noktasına getirdi. Bugün bu çöküşten bir kurtarıcı bekliyorsa kendi zihniyetleri olmayacak elbet. Bu dünyanın da, halkların da kadınların da kurtuluşu ortak mücadelen geçiyor. Bu süreci böyle okumak lazım. Sayın Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı Kürt sorununun demokratik çözümü açısından çok önemli bir çağrı ama onun çevresinde gelişen bu demokratik mücadelenin kendisi Ortadoğu'da kalıcı barış için bir model sunuyor. Tarihin bu akışında ne yapılması gerektiği çok net. Yan yana gelişler, örgütlenme çoğalmalı. Bekleyen, duran, kendi kendine gelişecek bir süreçten bahsetmiyoruz; toplumun bu işin öznesi olması lazım.”   MA / Yeşim Tükel