Çocuk Bakanlığı talepli kanun teklifi Meclis’e sunuldu 2025-04-24 17:46:04   ANKARA - DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş, Çocuk Bakanlığı kurulması için Meclis'e kanun teklifi sundu.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş, Çocuk Bakanlığı kurulması için Meclis'e kanun teklifi sundu.   Kanun teklifinin gerekçesinde çocukların, ekonomik siyasal ve sosyal krizleri derinden yaşayan toplumsal grupların başında geldiği belirtildi. Gerekçede, “Temel besinlere dahi erişmekte güçlük çeken çocuklar bugün derin yoksullukla; evlilik adı altında çoklu istismarla; Milli Eğitim Merkezi'lerinde (MESEM), mevsimlik tarım ve daha türlü yöntemlerin sonucunda işçileştirilmeyle, iş cinayetleriyle; evde, okulda, sokakta istismarla, şiddetle; anadilinde eğitime erişememekle, ayrımcılıkla ve daha birçok sorunla karşı karşıyadır.    ‘İŞÇİLEŞTİRİLEN ÇOCUK SAYISI 4 MİLYON’   Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2024 Çocuk verilerine göre; Türkiye nüfusu 85 milyon 664 bin 944 kişi iken bunun 21 milyon 817 bin 61'ini çocuklardan oluşturmaktadır. Güvenilirliğine dair toplumda son derece büyük şüpheler olan TÜİK’in verilerine göre dahi 15-17 yaş grubundaki çocukların 'işgücüne katılma oranı' yüzde 24,9 iken bu oran oğlan çocuklarda yüzde 35,6; kız çocuklarda ise yüzde 13,7’dir. 2024 verilerine göre 15-17 yaş grubundaki 3 milyon 894 bin çocuktan 970 bini 'kayıtlı işçi' olarak çalıştırılmaktadır. Bu oranlara MESEM’ler kapsamında işçileştirilen 504 binden fazla çocuğu da eklediğimizde; kayıtlı şekilde işçileştirilen çocuk sayısının bir buçuk milyona yaklaştığını görebiliriz. Kayıt dışı şekilde işçileştirilen çocuklarla beraber bu sayının, birçok sivil toplum kuruluşunun çalışmasına göre, eğitim-öğretim dönemlerinde 2 milyonu geçtiği bilinirken yaz aylarında 4 milyonu bulmaktadır. Bu verilere göre 15-17 yaş grubundaki her dört çocuktan birisinin işçileştirilmiş olmasının temel sebepleri neoliberal ekonomi politikaları, mevcut emek rejimi ve bunların doğal ve varoluşsal sonucu olarak derinleşen yoksulluk, astronomik düzeylerdeki işsizlik, göç ve mülteciliktir” bilgilerine yer verildi.    ‘CEZASIZLIK POLİTİKASI’   Çocukların maruz bırakıldığı bir diğer sorunun istismar olduğu vurgulanan teklifin gerekçesinde, “Faillere uygulanan 'cezasızlık politikası' ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren politikaların neticesinde hemen her gün yeni bir çocuk istismarı vakası toplumun gündemine gelmektedir. Bağımsız kurumlarca yapılan istatistiklere göre Türkiye’de özellikle son on yılda çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar vakalarının üç kat arttığı belirtilmektedir. Ceza mahkemelerindeki çocuğa yönelik cinsel istismar suçu dosya sayılarının, Adalet Bakanlığı’nın buna dair düzenli veri paylaşımı yapmamasına rağmen, on binleri aştığı belirtilmektedir. Yalnızca 2023 yılında, çocuğa yönelik cinsel istismar suçundan 7 bin 88 kişinin hapishaneye girmiş ve 7 bin 108 kişinin ise beraat etmiş olduğu bilgisiyle dahi günümüz Türkiye’sinde çocuk istismarının alarm verici seviyelerde olduğunu ziyadesiyle açıktır” ifadeleri yer aldı.    ‘ANADİLDE EĞİTİM VERİLMİYOR’   Gerekçenin devamında şunlar yer aldı: “Erken cumhuriyet döneminden beri süregelen eğitim politikaları da çocukları birçok sorunla yüz yüze getirmektedir. Kürt çocuklar başta olmak üzere anadili Türkçe olmayan çocuklar, en temel haklardan olan ancak aynı zamanda Türkiye’nin Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki temel çekincelerinden olan, anadilinde eğitim hakkından yararlanamamaktadır. Karma eğitimin tartışmaya açılmasıyla çok daha görünür bir hal alan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren eğitim politikaları sonucunda, kız çocukların eğitimden uzaklaşması ve okul terki oranları artmakta; bu da dolaylı bir sonuç olarak evlilik adı altında cinsel istismar oranlarını artırmaktadır. Aleviler başta olmak üzere Sünni İslam inancına mensup olmayan çocuklar ise seçmeli adı altında zorunlu din derslerinin artırılması ve ÇEDES benzeri uygulamaların yaygınlaştırılması sonucunda ayrımcılıkla karşı karşıya kalmaktadır.”   ‘ÇOCUK BAKANLIĞI KURULMALI’   Teklifte, “Çocukların maruz bırakıldıkları sorunların ve mağduriyetlerin sebeplerinin sistemik, çok boyutlu ve yapısal olması hasebiyle çözümün de palyatif adımların atılmasıyla mümkün olmayacağı açıktır. Sorunların yapısal şekilde çözüme kavuşması, toplumsal öznelliklerinin kabul edilmesi, katılım haklarının güvence altına alınmasının temel yollarından biri Çocuk Bakanlığı’nın kurulmasıdır. Demokrasinin tecelli edeceği yer olması beklenen Meclisin önünde duran en temel ve en acil görevlerden biridir” denildi.