Tülay Hatimoğulları: Mücadele haktır 2025-03-23 16:30:00   ADANA - Adana Newrozu'nda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, baskılara karşı mücadelenin hak olduğunu vurgulayarak, "Bizlerin yolu barışın ve çözümün yoludur" dedi.    Adana’da on binlerin katılımıyla Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu’nda gerçekleştirilen Newroz kutlaması, Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın konuşmasıyla devam etti. Halkın Newroz’unu kutlayarak konuşmasına başlayan Tülay Hatimoğulları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına tepki gösterdi. İktidarın muhaliflere dönük baskı politikalarına dikkati çeken Tülay Hatimoğulları, "İstanbul Barosu için günlerdir devam eden yargı operasyonu yine kendilerince sonuçlandırıldı ve İbrahim Kaboğlu hocamızı İstanbul Barosu başkanlığından aldılar. İbrahim Kaboğlu, hukuk anlamında bu toplumun vicdanıdır” dedi.     ‘TARİHİ ÇAĞRI HERKESE’   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’taki tarihi çağrısına değinen Tülay Hatimoğulları, konuşmasına şöyle devam etti: “27 Şubat'ta İmralı'ya gittik ve Sayın Abdullah Öcalan ile görüştük. Sayın Öcalan, Türkiye’nin demokratikleşmesi için ‘Barış ve demokratik toplum çağrısı’ yaptı. Kürt sorununun çatışmadan uzak demokratik, siyasi ve hukuki bir zeminde çözülmesi için çağrısını gerçekleştirmiştir. Bu çağrı, Kürdistan ve Türkiye’nin dört bir yanında olumlu karşılandı. Evet bizler bu çağrının arkasındayız. Sayın Abdullah Öcalan İmralı'da bize net olarak ‘Bu çağrı sadece Kürt halkı için değil, sadece Kürt sorununun çözümü için değil. Bu çağrı, Türkiye ve Ortadoğu'da barışı tesis etme çağrısıdır. Bu çağrı, demokratik toplum çağrısıdır. Bu çağrı, Türkiye'de yaşayan kadınların özgürlük mücadelesi ve yaşam hakkı mücadelesinin çağrısıdır. Bu çağrı, Türkiye'deki işçilerin, emekçilerin, yoksulların, örgütlenme çağrısıdır’ dedi. Bu çağrı sevgili gençler, lütfen buraya biraz daha kulak verin. Çünkü bu kısmı sizi ilgilendiriyor. Sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısı, uyuşturucu çeteleriyle ele geçirilen gençliğin buna karşı mücadele etme, kendi örgütlülüğünü sağlama çağrısıdır. Bu çağrı Türk-Kürt ittifakının tarihsel anlamını güncelleme çağrısıdır. Bu çağrı, işçilerin el ele vererek ve alınteri mücadelesinin çağrısıdır. Bu çağrı farklı halklardan ve inançlardan her kesimin kendi öz örgütlenmesini yapma çağrısıdır.    DEVLET NEDEN SUSUYOR?   Herkesin kabul ettiği bu çağrıda devlet neden konuşmuyor? İktidar bu çağrı için gerekli zemini neden oluşturmuyor? Buradan bir kez daha şunu ifade ediyoruz. Ortadoğu adeta kaynar kazan. Her gün katliamlar, her gün cinayetler oluyor. Yakın zamanda Lazkiye'de, Hama'da, Humus'ta, Banyas'ta, Alevi kardeşlerimiz katledildi ve katliam hala devam ediyor. Sayın Öcalan özellikle Suriye için her halkın ve inancın temsil edilmesi gerektiğini vurgulamış ve demokratik bir Suriye'nin inşa edilmesi mesajını çok güçlü bir şekilde vermiştir. Bizler bu çağrıdan sonra demokratikleşme beklerken, ne yazık ki mevcut iktidar ve devlet anlayışı, topluma dönük baskılarını arttırmıştır. Çukurova'dan bir kez daha ifade ediyoruz; ey iktidar kendine gel. Ey iktidar; siz ne yapıyorsunuz? Bizler bedeli ne olursa olsun barış, demokratik toplum demeye devam edeceğiz.   MÜCADELE HAKTIR   Yaşar Kemal'in Toroslar'dan süzülen İnce Mehmet'i der ki; mücadele haktır. Evet mücadele haktır. Ekmek, alınteri, insan hakları için, anadil, Alevi'nin, Hristiyan'ın inancı için mücadele kesinlikle haktır. Gücümüzü, mücadelemizin haklılığından almaktayız. Bizlerin yolu, barışın, çözümün yoludur. Bizlerin yolu demokrasiden geçer. Bizlerin hedefi demokratik bir Türkiye'de ortak yaşamaktır. Bunun için mücadele haktır."   Kutlama, sanatçılar Nuray Balık ve Diljen Roni'nin söylediği şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla sona erdi.