Türfent ve Ataman cezaevi koşullarını P24'e anlattı 2018-06-13 10:08:04 VAN - Tutuklu DİHA muhabirleri Nedim Türfent ve Ziya Ataman, Bağımsız Gazetecilik Platformu’na (P24) cezaevi koşullarını anlattı. 2 yıldan fazladır tutuklu bulunan Ataman, geçirdiği rahatsızlıktan dolayı aylarca uyuyamadığını ve savunma hakkının ihlal edildiğini belirtirken, Türfent ise 20 Temmuz’da cezaevinde 800 gününü dolduracağını hatırlattı.    Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24), Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan DİHA muhabirleri Nedim Türfent ve Ziya Ataman’ı ziyaret etti. Platform adına ziyaretleri gerçekleştiren Av. Melike Polat, iki gazetecinin cezaevi koşulları, sağlık durumları hakkında geniş bilgi alarak döndü.    2 yıldan fazladır tutuklu bulunan ve iddianamesinde birden fazla kişinin ölümüne neden olmakla suçlanan Ziya Ataman, tutukluğunun 20’nci ayında ilk kez hakim karşısına çıktığına dikkat çekti.    ‘PSİKOLOJİK BASKIYA UĞRUYORUZ’   Cezaevi koşullarını anlatan Ataman, 3 kişilik bir odada kaldığını ve çıkan yemeklerin çok kötü olduğunu belirtti. Ataman, “Verilen yemekler çok kötü oluyor. Geçen gün bulgurdan çıkan taştan dolayı dişim kırıldı. Bu cezaevine ilk getirildiğimizde yeni yapıldığı için her yer inşaat halindeydi ve 4 gün boyunca bize o inşaat malzemeleri çıkarılarak biz temizlik yaptık. Burada ‘iyi polis kötü polisi’ oynayan iki grup gardiyan var. Bir grup gardiyanın sürekli psikolojik baskısına uğruyoruz. Nedeni belli olmayan disiplin cezaları kesiyorlar. Mesela benim bir aylık spor cezam var. Arkadaşlarımın kırtasiye ihtiyaçları için bir kargo istemiştim. Ailem cezaevine kadar elektronik sistemden takip etti ama cezaevinde kayboldu. Bunu cezaevine idaresine söyler söylemez ise manidardır ertesi gün kargo yasaklandı” dedi.   DURUŞMASINA SADECE 1 KEZ SEGBİS’LE KATILDI   Ataman’ın üçüncü duruşması 7 Ağustos’ta görülecek. İki yıldan fazladır tutuklu olmasına rağmen, mahkeme heyeti ile yüz yüze getirilmediği için doğru düzgün savunma yapamadığını söyleyen Ataman, bu güne kadar mahkemeye sadece ilk duruşmada birkaç dakika süresince SEGBİS ile bağlanabildiğini, ikinci duruşmada ise ‘yoğunluk’ gerekçesiyle SEGBİS’le de duruşmasına çıkarılmadığını kaydetti.   ‘GERÇEK DIŞI SUÇLAMALARLA YARGILANIYORUM’   Ataman, hakkındaki suçlamalara dair ise şunları söyledi: “Çok büyük ve asla gerçek olmayan suçlamalarla yargılanıyorum. O gece yaşanan çatışmalarda ölenlerin içinde benim akrabalarım da vardı. Ben bunların ölümüne nasıl neden olmuş olabilirim? O gece çatışma sürdüğü saatte sabaha kadar ablam, eniştem ve çocuklarıyla kaldığımız evden çıkamadık. Hatta bir ara çatışmalar yoğunlaştığında mutfağa geçip, kendimizi korumak için orada kaldık. Gece çatışmalar sürürken amcamın evine havan topu düşmüştü. Sabah 11.00 gibi ancak evden çıkıp, onların evini görmeye gittik. Yine orada amcalarımın çocukları, akrabalarım herkes beni görmüştür. O gece evde ailemle birlikte olduğuma dair bir değil, birden fazla şahidim var.”    AYNI TANIK DAHA ÖNCE DE YALAN İFADE VERMİŞ   Ataman, hazırlanan iddianamesinde “tanık” olarak ifade veren kişinin daha önce de hakkında asılsız suçlamalarda bulunduğunu paylaştı.    Ataman, “Tanık olarak geçen şahıs daha öncede üzerimde yalan ifade vererek, bir evden çıkan silahlar için ‘Bunlar Ziya’nın’ demişti. Ama o dönem ben yine tutukluydum ve cezaevindeydim. Polis, bunun söyledikleri üzerine beni araştırınca, bakıyorlar ki cezaevindeyim. O dosyadan kurtulmamı cezaevinde oluşuma borçluyum. Şimdi aynı tanık, bu dosyada da üzerime ifade vermiş. Aslında çok basit yollarla, somut delillerle çürütülecek bir dosyayla karşı karşıyayım. Yine mahkemeye çıkmadan önce elimdeki sadece iddianameyle savunmamı tek başıma hazırladım. Ne kütüphane ne de bilgisayar hakkımdan faydalanamadım. Hazırladığım savunmayla birkaç dakikalık SEGBİS üzerinden ifade etmeye çalıştım. Ama bu kadar masum olduğum bir dosyada, bu kadar uzun süre tutuklu kalmak insanı üzüyor. Ama geç de olsa beraat edeceğimi biliyor ve inanıyorum” diye belirtti.   ‘4 AY BOYUNCA AĞRILARDAN UYUYAMADIM’    Cezaevinde mide ve bağırsak hastalıklarına yakalanan Ataman, kendisini ziyaret eden Av. Polat’a sağlık durumu hakkında da bilgi verdi.   Uzun süredir tedavi gördüğünü anlatan Ataman, “İlaçlarla idare edebiliyorum. İlaçları kestiğim anda ağrılar başlıyor. Doktor bağırsaklarımın iflas ettiğini söyledi. 4 ay boyunca bu ağrılarla yatıp kalkmaya çalıştım. Geceleri sabaha kadar yatamıyordum. Bu ağrılar bir saatten sonra bende unutkanlık da yapmaya başladı. Artık böyle bir sorunum da var. Bununla ilgili avukatım herhangi bir başvuru yapmış mı onu da bilmiyorum. Avlum 8 adımlık bir yer, sıcak suyu günde sadece iki saat alabiliyoruz. O saat yıkanmasan öbür güne kalır. Ailem ziyarete gelecekti beni bu halde görmesinler diye berbere gitmek için 3 ay dilekçe verdim ama götürmüyorlar” dedi.      Ataman, “Sadece birkaç ay muhabirlik yapmış olsam da, içimde yarım kalan bu isteği tamamlayacağım. Çok istiyordum iyi bir gazeteci olmayı ama ne yazık ki cezaevi yarım bıraktı” diyerek, üçüncü duruşması öncesi duyarlılık çağrısında bulundu.     TÜRFENT 20 TEMMUZ’DA 800 GÜNÜNÜ DOLDURUYOR   Aynı cezaevinde kalan Nedim Türfent ise, yöneltilen suçlamalar doğrultusunda yargılandığı davada kendisine verilen 8 yıl 9 ay hapis cezası için temyiz başvurusunun hızlandırılmaısnı istedi. Türfent, “Savunma yaparken birçok hakkımdan faydalanamadım. Ayları bulan yargılamada el yazısı ve elimdeki sözlükle hazırlandım. Ocak 2018’de gönderilen bir mektup, dün elime verildi. Ziya ile aynı ajansın, aynı mesleğin üyeleriyiz. Bunun için cezaevi yönetimine birlikte kalmak istediğimize dair defalarca dilekçe verdim ama bir sonuç yok. Cezaevi ısrarla iki gazeteciyi yan yana getirmiyor. 20 Temmuz’da cezaevinde 800’üncü günümü dolduruyorum. O gün dostlarımdan dayanışma bekliyorum. Belki bir gazetecinin dört duvar arasında geçirdiği 800 gün hatırlatılabilir” dedi.