İHD'den Suriye çağrısı: Sivil katliamları önleyecek mekanizma kurulsun 2025-01-21 15:16:46 ANKARA - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’deki gazeteci ve sivillere yönelik katliamların araştırılmasını talep eden İHD, özerk yönetimin Suriye’nin inşasında model olmasını sağlayacak adımlar atılmasını talep etti.  İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, Suriye’de yaşananlara ilişkin açıklama yaptı. “Suriye'de Siviller Katlediliyor, Ağır İnsan Hakları İhlalleri Yaşanıyor, İnsani Kriz Derinleşiyor” başlığıyla yapılan açıklamada, Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşın 14 yılın ardında Esad rejiminin devrilmesi ile sonuçlandığı ve bu süre zarfında ağır hak ihalelerinin yaşandığına dikkat çekildi.    Suriye’de 2011 yılında başlayan ve günümüze kadar yaşanan gelişmelere yer verilen açıklamada,  DAİŞ’in yenilgiye uğratılmasında Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan ve baskıcı Baas rejimine alternatif demokratik bir model ortaya koyan halkların rolüne vurgu yapıldı.    ‘TERÖR’ KAVRAMI      Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “27 Kasım 2024 tarihinde Türkiye destekli HTŞ ve SMO İdlib’ten Halep ve Şam’a yönelik harekât başlatmış ve 8 Aralık 2024 tarihinde Baas rejimi devrilmiştir. Türkiye dahil pek çok ülkenin ‘Terör örgütleri” listesinde yer alan HTŞ Suriye’de yönetimi devralmıştır. HTŞ halen  ‘Terör örgütleri’ listesindeki yerini korurken önce MİT başkanı ve ardından da Dışişleri Bakanı Şam’ı ziyaret etmiştir. Ziyaretler sonrası yapılan açıklamalarda HTŞ yönetiminin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimini dağıtması, gerekirse oralara Türkiye’nin de destek vereceği askerî harekât yapmasının telkin edildiği kamuoyuyla paylaşılan bilgilerden öğrenilmiştir. Benzer şekilde AB misyonları ve pek çok batılı devlet misyonları da kendi ülkelerinin “terör örgütleri” listesinde yer alan HTŞ yönetimini ziyaret etmekte sakınca görmemişlerdir. Bu durum; ‘Terör’ kavramının ne kadar göreceli ve çıkar odaklı kullanıldığını da gözler önüne sermiştir.    GAZETECİLERİN CENAZELERİ    Kuzey ve Doğu Suriye Özerk bölgesinde habercilik yapan Cihan Bilgin ve Nazım Daştan adlı Kürt gazeteciler Türkiye’ye ait olduğu iddia edilen İHA ve SİHA saldırısı sonucu 19 Aralık’ta 2024 günü hayatlarını kaybetmişlerdir. İnsancıl hukukun açık ihlali olan bu olayın aydınlığa kavuşturulmasını talep eden Barolara ve insan hakları örgütlerine jet hızıyla soruşturmalar açılırken; bu saate kadar bu olaya dair yetkililerden herhangi bir açıklama yapılmamıştır.  Gazetecilerin cenazeleri derneğimiz ve pek çok sivil toplum örgütünün başvuru ve çağrılarına rağmen ailelerine teslim edilmemiş, günlerce bekletilen cenazeler Suriye Kamışlo’da defin edilmek zorunda kalınmıştır.   TİŞRİN’DE SİVİLELERE SALDIRI    19 Ocak 2025 günü Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgesine yönelik saldırılar ve bölgede yaşayan milyonlarca insanın su ve elektrik ihtiyacını karşılayan Tişrin Barajı bölgesine saldırıların durması için çağrılar yaparak sivil nöbet eylemi yapan kitlenin bulunduğu alana Türkiye tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen saldırılarda,  aralarında Kürt tiyatro sanatçısı Bavê Teyar isimli Cuma Xelîl İbrahim ve spor antrenörü Kefo Osman’ın da bulunduğu 6 sivil hayatını kaybetmiş ve 20’den fazla da sivil yaralanmıştır.    SAVAŞ SUÇU    İnsancıl hukukun açık ihlali olan bu olaya ilişkin de yetkililerden herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Bölgeden gelen bilgilere göre, yapılan saldırılar sonucu Tişrin Baraj gövdesinin ciddi zarar gördüğü ve saldırılar devam ettiğinden onarım yapılamadığı için patlama riskinin bulunduğu, söz konusu durumun Halep ve diğer kentlerde yaşayan milyonlarca insanı da ciddi risk altında bıraktığı belirtilmiştir. Sadece bu durumun bile Türkiye’nin de tarafı olduğu Cenevre Sözleşmesi’ne göre savaş suçu oluşturduğu bilinmektedir. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgesine yapılan saldırılar ve insancıl hukuk ihlalleri kabul edilemezdir.   DEMOKRATİK KAMUOYUNA ÇAĞRI   Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözümü umudunun yeniden toplumda bir heyecan yarattığı bu dönemde, özellikle Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgesine yapılan ve sivillerin hayatlarını kaybetmesine yol açan saldırıların Türkiye’ye ait İHA, SİHA ve savaş uçaklarınca yapıldığı iddialarına karşın yetkililerden herhangi bir açıklamanın yapılmamış olması kaygı vericidir.  Bu durumun yürüyen barış sürecine de zarar verecek riskler içerdiğini belirtiyoruz ve derhal bu konuda yetkilileri açıklama yapmaya davet ediyoruz. Demokratik kamuoyunu duyarlı davranmaya çağırıyoruz.”   Açıklamada insan hakları savunucuları olarak; yetkililere, kamuoyuna ve uluslararası insan hakları mekanizmalarına yapılan şu çağrılara yer verildi:   *Suriye’de yönetimi devir alan HTŞ’nin Alevilere, Kürtlere, Ezidîlere, Dürzilere, Süryanilere ve Hıristiyan azınlıklara yönelik soykırıma varan saldırılarını ve inanç merkezlerinin tahrip edilmesini önlemek için harekete geçin.   *Suriye’de Baas rejimi ve HTŞ döneminde işlenen ağır insan hakları ihlalleri ve soykırım suçlarını araştıracak bağımsız hakikat ve adalet komisyonlarının kurulmasını sağlayın.   *Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetiminin kurumsallaştırdığı ve halkların bir arada, demokratik ve barışçıl şekilde yaşamasının kanıtlanmış deneyiminin yeni Suriye’nin inşasında model olmasını sağlayacak adımları atın.   *Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgesine yönelik artarak devam eden sivillere yönelik saldırılar ve insancıl hukukun ihlalini önleyecek adımlar atarak yaşanan sivil katliamlarını önleyecek mekanizmalar kurun.   *Gazeteciler Cihan Bilgin, Nazım Daştan ile 19 Ocak 2025 tarihinde yapılan saldırılarda hayatlarını kaybeden sivillerin faillerinin ortaya çıkarılması için etkin çalışmalar yürütün.”