Sine-Sen: Sanat ve emeğin tekkelleşmesine karşı birlikte set kuralım 2025-01-16 17:26:14   İSTANBUL - Sine-Sen, sanat ve emeğin tekkelleşmesine karşı gerçekleştirilen basın toplantısında birlikte mücadele çağrısı yaparak taleplerinin karşılanmasını istedi.     Sinema Emekçileri Sendikası (Sine-Sen) “Sanat ve emeğimiz tekelleşmesi sömürü kıskacında, birlikte mücadeleye davet” başlığıyla Beyoğlu’nda bulunan Sine-Sen Genel Merkezi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. “Tekelleşmeye, emek sömürüsüne, çürümeye karşı set kuralım” pankatının asıldığı basın toplantısna oyuncu Nebil Sayın,  oyuncu Necmettin Çobanoğlu, Sine-Sen eski yoneticisi sanat yönetmeni Sinan Güngör, Yönetmen Hakan Gürtop, Sine-Sen kurucularından Kadir Çil katıldı. Basın metnini Sine-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Yeliz Vurgun okudu.    Rekabet Kurulu'nun bazı yapım şirketleri ve cast ajanslarının tekel oluşturması hakkında başlattığı soruşturma sonrası birçok iddianın ortaya atıldığını belirten Yeliz Vurgun, " Dizi sektörünün, dünya çapında önemli bir yere sahip olmasına rağmen, özellikle çalışma bakanlığının yeterince denetim yapmaması sebebiyle, hak ihlallerinin en sık yaşandığı alan haline geldi.  Dünya dizi ihracatında 3. sırada olan ülkemizin, 2025 yılında ihraç gelirinin 1 milyar dolar olması beklenmektedir. Bu büyük gelirden pay alma yarışı içinde olan ve bugün birbirini suçlayan tekelleşmiş yapıların sadece bir konuda ortak olduklarını söyleyebiliriz” ddiye konuştu.    'FİLM EMEKÇİLERİNİN TEKELCİ YAPILARLA KARŞI KARŞIYA'   Film emekçilerinin tekelci yapılarla karşı karşıya bırakıldığını ifade eden Yeliz Vurgun, “Bu büyük zenginlik ve başarı hikayesinde film emekçilerinin hakları vardır. Hak ihlalleri vardır. Verilmeyen telifler, fazla mesailer ve ödenmeyen sigorta primleri vardır. Sendikamız bugüne kadar hak ihlallerinin önlenmesi konusunda Çalışma Bakanlığı’na birçok ihbar ve şikayette bulunmuş ve kamuoyunu bilgilendirmiştir. Bugün tekelleşme olarak gündeme yansıyan olaylar aslında denetimsizlik nedeniyle ortaya çıkan ve film emekçilerini mağdur eden sürecin bir yansımasıdır” dedi.      Talepler şu şekilde sıralandı:    " * İş yeri ve çalışma süresi bakımından işverene bağlı olan emekçiler sigortalı çalıştırılmak zorundadır. Makbuz kesmeye zorlanması kabul edilemez.   *Asıl işin, alt işverene taşere edilmesi yasalara aykırıdır. Sigorta primi gerçek ücretten yatırılmalıdır ve vergi kaçağına son verilmelidir.   * Ücretler haftalık ödenmelidir. Film emekçilerine bölüm başı ücret ödenmesi kanunlara uygun değildir.   * Bir işçiye, günde 11 saatten fazla çalışma yaptırılması yasaktır. Neredeyse tüm setler bu yasayı ihlal etmektedir.   * Haftada 45 saatin üzerindeki çalışmalar için işçilerin rızası alınmalı ve fazla mesaisi ödenmelidir.    * işçilerin emekli olabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.   * Mobbing, taciz, ayrımcılık, cinsiyetçilik, çocuk emeği istismarına son verilmelidir.   * Emekçilerin sömürülmesinin engellenmesi için gerekli olan grev ve toplu sözleşme hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır. 20 bin kişi olduğu tahmin edilen güzel sanatlar işkolu, 4 milyon işçinin bulunduğu 10. işkoluna bağlandığı için, film alanında faaliyet gösteren bir sendikanın %1'lik barajı aşması mümkün değildir.    * Özellikle yapım ve cast şirketleri hakkındaki ihbarlar dikkate alınmalı en az yılda 1 kere denetlenmelidir. Tekelleşmelerine müsaade edilmemelidir.    * Dizi ihracatından elde edilen büyük gelirin yine film sektörü için kullanılması ve özellikle emekçilerin lehine kullanılması sağlanmalıdır.   * Telif hakları devredilemez olmalı ve ödemeler denetlenmelidir.   * Yaratıcılığı ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan tüm sansür uygulamaları kaldırılmalıdır. Türkiye sinemasının özgünlüğü sağlanmalıdır.   * Dizi süreleri en fazla 60 dakika olarak sınırlandırılmalıdır. RTÜK kuralları bu çerçevede revize edilmelidir.”