Kayyıma karşı direnişteler: İrademizden vazgeçmeyiz 2025-01-15 09:22:06 MERSİN - Akdeniz Belediyesi'ne kayyım atanmasına karşı direnenler, "Demokratikleşme isteniyorsa bu politikalara son verilmeli. İrademizden vazgeçmeyiz" diye kaydetti.  Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mersin'in Akdeniz Belediyesi’ne kayyım atanmasına ilişkin tepkiler sürüyor. Akdeniz Belediyesi önünde 6’ncı gününde sürdürülen nöbet eyleminde kayyım kararına tepki gösteren yurttaşlar, demokratikleşmenin sağlanması için kayyım uygulamasının sonlandırılması gerektiğini kaydetti.    Nöbete katılan isimlerden Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, "Seçimle gelen seçimle gitmeli" dedi. Kayyım kararını kabul etmediklerini ifade eden Sümbül, belediye eşbaşkanlarının ve meclis üyelerinin serbest bırakılması çağrısında bulundu. İrade gaspına direnenleri yalnız bırakmayacaklarını vurgulayan Sümbül, "Bir yandan yoksulluğun, zamların, işçi grevlerinin ertelenmesinin, bir yandan da kamu emekçilerinin alanlarda olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Şu anda sürdürülen bir diyalog süreci var ve bunun yanında otoriterliği daha da pekiştiren bir kayyım politikası var. Bunları bağdaştırmak mümkün değil, eğer gerçekten toplumsal bir barış ve Türkiye’nin demokratikleşmesi isteniyorsa kayyım politikalarına son verilmeli. Eşit yurttaşlık hakkı, tüm halkların birlikte kardeşçe yaşayacağı bir ortam, buna uygun bir anayasa başta olmak üzere barış sürecine güç verilmelidir. Biz kamu emekçilerinin çıkarı da barıştan yanadır. Ekmeğimizi, hakkımızı savunmamız ancak barış ortamında mümkün" ifadelerini kullandı.    'KÜRT HALKI İRADESİNE SAHİP ÇIKMALIDIR'   Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği'nin (Çukurova TUAY-DER) Eşbaşkanı Metin İnce, halkın iradesini bir kez daha gasp edildiğini söyleyerek, "İrademiz gasp edildi. Biz kayyım istemiyoruz. Belediye bizimdir, bu yapılan gasptır. Belediyemiz ablukaya alınmış durumda. Biz bunları istemiyoruz. Arkadaşlarımız, eşbaşkanlarımız, meclis üyelerimiz serbest bırakılana kadar buradayız. Burada kalacağız, ayrılmayacağız. Eylemimiz sürecek. Kürt halkı iradesine sahip çıkmalıdır. Önderliğimiz (Öcalan) ve cezaevlerinde tecrit sürüyor. Çözüm süreci konuşuluyor, barış konuşuluyor ama kayyım atanıyor. Bu durumu kabul etmiyoruz. Çözümde samimi değiller, doğru konuşmuyorlar. Kürt halkı hazırdır, ama onlar hazır değil" diye konuştu.     ‘KAYYIM DEMEK KADIN DÜŞMANLIĞI DEMEK’   Halkevleri Kadın Sekreteri Çiğdem Serin, kayyım politikaları ile kadın düşmanlığı arasındaki bağa işaret ederek, "Kadınlar açısından kayyım demek kadın düşmanlığı demektir" diye kaydetti.  Kayyımların ilk olarak kadın merkezlerini kapattığını belirten Çiğdem Serin, "Kadınları koruyan ne kadar mekanizma, ne kadar yasa varsa hepsi iktidar eliyle yok ediliyor. Kayyım politikaları da bunun bir örneğidir. Bizler açısından kayyım demek, kadın düşmanlığı demek, kadınları erkek şiddeti karşısında savunmasız bırakmak demek. Zaten daha önce gelen kayyım kadın eşbaşkanın odasına yerleşmişti. Bu iktidar kadınların temsiliyetine, varlığına da düşman. İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden bir iktidar tabii ki kadınların talebi olan toplumsal cinsiyet eşitliğini reddedecektir. Kadın birimlerinde, merkezlerinde bir nebze de olsa kadınların nefes alacağı aralıklar yaratılmaya çalışılıyordu. Eşitlik birimleri kurulmaya çalışılıyordu. Bu eşitlik birimleri, İstanbul Sözleşmesini reddeden iktidar tarafından direkt hedef alınıyor" şeklinde konuştu.    'SUÇLAMALAR YALANDIR'   Akdeniz ilçesinde esnaflık yapan Harun Encü ise, "Bugün yine belediyemize kayyım atandı, bu kayyımı kabul etmiyoruz. Eşbaşkanlarımıza yapılan suçlamalar hepsi yalandır. Direnmeye, eylemlerimize devam edeceğiz. Eylemlerimizi bırakmayacağız. Şerefli her Kürt burada olmalıdır, direnişi bırakmamalıdır. Akdeniz Belediyesi bizimdir. Direnişten vazgeçmeyeceğiz. Kürt gençleri iradelerine sahip çıkmalıdır. İradelerini, belediyelerini savunmaları gerekir" diye belirtti.