Pazarda emekçi, çevresinde alim ve sürgün bir siyasetçi: Emanetçinin güvenilirliğine bakın 2018-05-24 09:09:14 İZMİR – HDP’nin birbirinden renkli milletvekili adaylarından biri olan Ferzende Deniz, ekmeğini pazarda kazanan bir din alimi. Lice’den İzmir’e göçertilmiş Deniz, seçmene “Oy kullanırken ülke yönetimini teslim edeceğiniz emanetçinin güvenirliğine bakın” çağrısı yaptı.  Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İzmir 1’inci bölge milletvekili adaylarından biri olan Ferzende Deniz, pazarlarda tezgâhtarlık yapan bir emekçi. Aynı zamanda bir din âlimi olan Deniz, Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis Köyünde 1968 yılında dünyaya geldi. Medrese eğitimi alan ve Arapça bilen Deniz, 1993 yılında köy boşaltmaları ve baskılar sonucu ailesi ile birlikte İzmir’e göç etmek zorunda kaldı.    EMEKÇİ, ALİM VE SİYASETÇİ    Ağır ve uzun mesaisi olan pazarcılık işinin dışında din alimliğini sürdüren ve 1996 yılından bu yana Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) başta olmak üzere demokratik Kürt siyasetti geleneğinden gelen partilerin çeşitli kademelerinde görev aldı. Halen Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi olan Deniz, İzmir Din Alimleri Derneği’nin kurucuları arasında bulunuyor. Deniz, çatışmalarda yaşamını yitiren Kürt gençlerinin cenaze namazını kıldırdığı için hakkında iki kez açılan davalardan toplamda 7 ay 15 gün cezaevinde de kaldı.   ‘TÜRKİYE HDP’DE ŞEKİLLENİYOR’   Siyasi partilerin tüzük ve programlarını incelediğini ve farklı kültürleri, inançları, halkları barındıran tek partinin HDP olduğu için aday olduğunu belirten Deniz, “Diğer siyasi partilerin tüzük ve programına baktığımız zaman tekçilik üzerine kurulu bir durum görüyoruz. Halklar adına siyasi bir programları yok. Kültürel anlamda ve inançlar anlamında bir programları yok. Ama HDP’de tüm bunları bulabiliyorsunuz. Aynı zamanda kendini özgürce ifade edebileceğin bir yer. Bugün 21. Yüzyıla baktığımızda HDP’nin ortaya koymuş olduğu program ve tüzüğü sadece Türkiye’de değil gerçekten de Ortadoğu’nun şu anda çıkmazı olan kaos, gözyaşı ve diktatörlüklere alternatif olabilecek bir yönetim ve çözüm önerileri sunuyor. Benim gibi medrese kültüründen gelenlerin yanı sıra Ezidiler, Ermeniler, sol sosyalist demokrat kesimler var. Yani HDP Türkiye’nin kendisi. Türkiye HDP’de şekilleniyor onun için HDP” diye konuştu.    HDP’nin sınıfsal tutumuna da dikkat çeken Deniz, “Kuran’da Allah diyor ki; kendi emeği ile geçinenler benim dostlarımdır. Bu anlamda biz parlamentoya girebilirsek eğer Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan emek sorununu da diğer partilerle istişare ederek, demokratik teamüller çerçevesinde çözmeyi hedefliyoruz” dedi.    ‘DÜŞÜNÜP KARAR VERMEK GEREKİYOR’   Seçmenlere takım tutar gibi parti tutmamaları gerektiğini dile getiren Deniz, Kuran’dan ayet örnekleri vererek, seçmenlerin oylarını kullandıklarında ülke yönetimini birilerine emanet ettiklerinin farkında olmalarını istedi. Deniz, emanetçinin güvenilir olması gerektiğini vurgulayarak, “Bu nedenle seçmenler bu yönetimi emanet verirken partilerin programlarına, tüzüklerine, milletvekili profiline ve geleceğe baksınlar. Araştırsınlar, sorgulasınlar, düşünsünler ondan sonra kararını verip oylarını kullansınlar” diye belirtti.    ‘AKP DİNDE TAHRİBAT YARATTI’   AKP’nin 16 yıllık iktidarında dini çok fazla istismar ettiğinin ve dinin tahribata uğradığının altını çizen Deniz, sözlerini şöyle tamamladı: “AKP’den önce de din alanı çok fazla istismar edildi. Özellikle AKP döneminde siyasal İslam kimliği kullanılarak çok fazla zarar verildi. Ve bu süreçte İslam’ı sahiplenmede ve yaşatmada sınıfta kaldı. Aksine İslam’a aykırı işler yapıldı. En basit örneği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’lilerin kullandığı Rabia işaretindeki 4 parmaktan biri tek millet olarak sayılıyor. Kuran’a baktığınız da bu ters bir durum. Halbuki Allah kitabında ‘biz sizleri bir erkek bir dişi olarak yarattık. Ondan sonra kavimlere ayırdık ki birbirinizi tanıyasınız’ diyor. Yani tek millet diye bir şey yok. Yine adilane bir yaşamdan, eşit bir yaşamdan bahsediliyor. Devletin başında bulunan insanlardan sadece kendisine değil tüm insanlara aynı hakları eşit bir şekilde verilmesi isteniyor. Bugün Türkiye’de ve Ortadoğu’da Kuran dini diye bir şey bırakmadılar. Eğer Kuran dini diye bir şey olsaydı Ortadoğu bu kaosu yaşamazdı. Biz HDP olarak sadece Sünni inancı da değil, ülkede bulunan diğer inançlarla birlikte yaşamı savunuyoruz. Biz bu tahribata son vermek ve ortak, eşit bir yaşam için HDP diyoruz.”   MA / Ahmet Kanbal