'Maksut Tepeli'nin mezarı hangisi?' 2018-05-17 14:39:12   İSTANBUL - İHD İstanbul Şubesi, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası'nın ilk gününde 34 yıl önce kaybedilen Maksut Tepeli'nin mezar yerini sordu.   İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası eylemleri çerçevesinde Feriköy'de bulunan Helvacı Dede Mezarlığı'nda gözaltında kaybedilen Maksut Tepeli'nin mezarını sordu. "Maksut Tepeli'nin mezarı hangisi?" pankartının açıldığı eylemde, Tepeli'nin fotoğrafları taşındı. Eyleme, Tepeli'nin eşi Şehriban Tepeli, Cumartesi Anneleri ve İHD üyeleri katıldı. Açıklamayı komisyon üyesi Maside Ocak yaptı. Ocak, 34 yıldır aradıkları Maksut Tepeli'nin bu mezarlığa defnedildiği resmi makamlarca açıklanmasına rağmen halen mezar yerinin gösterilmediğini aktardı. Ocak, Tepeli'nin durumunu "Genç bir öğretmen olan Maksut Tepeli, 2 Şubat 1984 tarihinde İstanbul Küçükbakkalköy'deki arkadaşının evine gitti. Evde karakol kurmuş olan polislerin açtığı ateş sonucu yaralandı. Yoğun kan kaybetmesine rağmen bir battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube'ye götürüldü. 5 Şubat 1984 tarihinde Gayrettepe Siyasi Şube'de gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi'ne kaldırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı" diye hatırlattı.    'DEVLET GÖMÜLDÜĞÜNÜ SÖYLÜYOR MEZAR YERİNİ SÖYLEMİYOR'   Uzun yıllar sonra Tepeli'nin eşinin nüfus kâğıdını değiştirdiğinde "dul" kaydını gördüğünü belirten Ocak, "Bunun üzerine, olayın araştırılması için avukatları ile birlikte 2003 yılında Kadıköy Cumhuriyet Savcılığına başvurdu. Başlatılan soruşturma sonucunda, 22 yıl sonra Maksut'un ölümü ile ilgili düzenlenen resmi belgelere ulaşıldı. Ölü Muayene ve Zabıt Varakası'nda Maksut'un 6 Şubat 1984 tarihinde Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde öldüğü belirtiliyordu. Israrlı girişimler neticesinde ve ancak 3 yıl sonra Maksut'un hangi mezarlığa defnedildiği açıklandı. Maksut, Helvacıdede Mezarlığı'na defnedilmişti ancak mezar yeri bilinmiyordu. Resmi makamlar bize Maksut Tepeli'nin bu mezarlığa gömüldüğünü söylüyor ama onun mezar yeri bilgisini vermiyor" diye konuştu.   'MEZAR YERİ AÇIKLANSIN'   Tepeli'nin mezar yerinin açıklanmasını isteyen Ocak, "Gözaltında kaybetme insanlığa karşı işlenmiş ağır bir suçtur. Türkiye yıllardır imzalamaktan kaçındığı 'Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşmesi’ni imzalasın ve uygulasın. Toplu mezarların açılması usulüne ilişkin Minnesota Protokolünü kabul ederek uygulanmasını sağlasın. TBMM de, daimi ve geniş yetkilerle donatılmış 'Gözaltında Kayıpları Araştırma Komisyonu' kurulsun" diye belirtti.   'EŞİMİ İŞKENCEYLE KATLETTİNİZ'   Açıklamanın ardından söz alan Tepeli'nin eşi Şehriban Tepeli, “Eşim tam 34 yıl önce Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nde polisin işkencesiyle katledildi. Bunu polisimiz de halkımızda basın da bilsin. Bu, Gayrettepe'de çalışan tüm polislerin suçudur, tüm polisler de buna ortaktır. Burada bizi çekerek sözlerini cımbızlayarak yargılamaya kalkacaklar. Korkmuyorum bundan. Çünkü benim eşimi işkenceyle katlettiniz” dedi.    ‘KIZIM BABASININ MEZARIMI BİLMEK İSTİYOR’   Devletten sadece yakınlarının kemiklerinin yerini istediklerini dile getiren Tepeli, "Ne yazık ki siz o kemiklerden korkuyorsunuz. Çünkü o kemiklerin her bir parçası delildir. Nasıl öldürdükleri nasıl katlettiklerinin delilidir” dedi. Demokratik ülkelerde devletin gözaltında kayıplara izin vermeyeceğini vurgulayan Tepeli, “Benim devletim ülkesinin insanlarını katledip yerini göstermiyor. Benim çocuğuma babasının mezar yerini göstermem gerekiyor. Kızım, babasının mezarının yerini bilmek istiyor" diye konuştu.    'ÇOCUĞUM BABASINI TANIMIYOR'   Tepeli, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz şimdi kemiklerini istiyoruz, başka hiçbir şey istemiyoruz. Eğer devletin cesareti varsa gösterir mezar yerini. Neden? O kadar mı zor? Benim çocuğum babasını tanımıyor, torunlarım dedesini tanımıyor. Korkmaya devam edin. Bizler ölünceye kadar aramaya devam edeceğiz. Gayrettepe Polis Merkezindekiler kendi üzerindeki şaibeyi kaldırmak istiyorlarsa insanlık, namus adına, vicdan adına bunu yapmalı. Bize mezar yerlerini göstermeli.”