'1915'e tarihçiler açıklama bulamıyor' 2018-04-21 19:03:08     İSTANBUL- DurDe ve Antikapitalistler Platformu'nun düzenlediği panelde konuşan tarihçi Ayşe Hür, Türkiye resmi tarihinin soykırıma vereceği bir cevabı olmadığını vurgulayarak, “24 Nisan 1915’e tarihçiler bir türlü açıklama bulamıyor" dedi.    DurDe ve Antikapitalistler Platformu,  İstanbul Cezayir Toplantı Salonu’nda “24 Nisan’dan Hrant’a bu acı hepimizin” başlığı ile panel düzenledi. Panele Tarihçi Ayşe Hür, AGOS yazarı Pakrat Estukyan, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) Eşsözcüsü Şenol Karakaş konuşmacı olarak katıldı.    Panelde ilk olarak söz alan DSİP Eşsözcüsü Şenol Karakaş, Ermeni Soykırımı sürekli kapalı kapılar ardına saklanmaya çalışıldığına dikkat çekti. Karakaş, “Söylemlerde Ermenilerin büyük isyan çıkardığı söyleniyor. Van dışında Ermenilerin isyan çıkardığı söz konusu değil. Ermenilerin sürülmesi planlı bir olaydır. Sürgüne gönderilen Ermenilerin hakları korunmadı. Sürgün ve katliam yok diyenlere, Talat Paşa’nın sürgünlerin yaşandığı bölgelerde valiliklere telgraflarda yaşananlar ile ilgili bilgi istediği notlarda o bölgede 921 bin kişinin yer aldığından bahsediliyor. Soykırım yok diyenlere net bir şekilde cevap olan sayılar söz konusu” diye konuştu.    '24 HAZRİNDA HESAP SORMALIYIZ’   Karakaş, konuşmasının sonunda “24 Nisan'la hesaplaşmadığımız sürece kökleşmiş sağcılıkla hesaplaşamayız. Yerli-milli koalisyon olan AKP-MHP’nin yapacağı 24 Haziran seçimlerinden bu ceberut havayı sonlandırmak ve rahat bir nefes almak için çalışmamız gerek. Bu seçimi aşabilirsek 24 Nisan’ın ve Hrat’ın istediği yaşamın hesabını sorabiliriz” ifadelerini kullandı.    ‘RESMİ OLARAK AÇIKLANAMIYOR’   Türkiye resmi tarihinin soykırıma vereceği bir cevabı olmadığını vurgulayan tarihçi Ayşe Hür de, “24 Nisan 1915’e tarihçiler bir türlü açıklama bulamıyor. Zorunlu olarak verilen cevaplarda Ermenilerin isyan çıkardıkları ve isyanın bastırılması için yapılan bir harekat olduğu söylemleri ile anlatmaya çalışırlar. Zuytun isyanı olarak tanımlanan ve soykırıma gerekçe olarak gösterilen olayda bile resmi kaynaklarda yaşananların isyan olmadığı açık ve net olarak yansımıştır” diye belirtti.    ‘SOYKIRIM ÖNCEDEN PLANLANDI’   Soykırımın 24 Nisan öncesinden planlandığını belirten Hür, “Yerlerinden edilen Ermeni halkının yerine muhacirler yerleştirilmiştir. Bu da bize bastırmanın daha önceden planlandığının göstergesidir. Van’da yaşanan direniş ise resmi tarihte yazılanın aksine dönemin valisinin kışkırtması ile fiilen bir girişimin ortamı hazırlanmıştır. Van’da yaşanan olay resmi olarak isyan kabul edilse bile bütün toplumu bundan kaynaklı suçlamak ve ceza kesilmesi soykırım yapıldığı anlamına gelir. Van’da işlenen bir suçtan dolayı İstanbul, İzmir, Antalya gibi ülkenin her yerinde yaşanan Ermeniler sürgün edilmiş ve cezalandırılmıştır. Bu cezalandırılma soykırımdır” dedi.   ‘ERMENİ HALKI SESSİZ VE DİLSİZ BIRAKILDI’   Tarihsel süreci değerlendiren Hür, şöyle devam etti: “25 Nisan 1915’de ne oldu sorusunun cevabı önemlidir. 25 Nisan öncesi İstanbul’da her şey normal seyrinde ilerliyordu. 24 Nisan gecesi Ermeni halkının beklemediği bir şekilde sivil görünümlü polisler, evlere tek tek giderek aydınlar, ileri gelenleri sessizce gözaltına alındı. Bütün gece devam operasyonda Ermeni partilerine üye olanlar, Ermeni aydınlar ve hatta İttihat Terakkici olan Ermeniler bile gözaltına alınmıştır. Toplumun en seçkin üyeleri alınarak Ermeni halkını sessiz ve dilsiz bırakmışlardır. Daha sonra İstanbul dışından gelen ne kadar Ermeni varsa trenler ile sürgüne gönderilmiştir. Sürgün edilenlerin yüzde 90’ı yollarda yapılan tuzaklar ile teker teker öldürülmüş, bir kısmı ise toplu olarak öldürülmüştür.”   Pakrat Estukyan ise, 24 Nisan’ın kendisi için özel bir anlamı olduğunu dile getirerek, “Ne zaman bu konuda konuşsam büyükannemi ve anneannemi yanı başımda hissediyorum. Erdoğan 1915 yılını anarken ‘Ecdatlarım’ diyor, ben de diyorum. O paşalarını anlatırken ben nenelerimi anlatıyorum. Bizim evimizde sürekli olarak o dönemde yaşananlar anlatılır ve bizde sürekli olarak dinlerdik. Bu hikayeler ile büyüdük. Her yıl bizim için yaşanan acıların yeniden koşulması anlamına geliyor” dedi.   ‘100 YIL ÖNCESİ İLE AYNI ŞEYİ YAŞIYORUZ’   Ermeni Soykırımının anlaşılması için bugünün de konuşulması gerektiğine dikkat çeken Estukyan, şöyle devam etti: “Bugünü konuşmak 100 yıl öncesini konuşmakla eşdeğer. Birkaç yıl sonra soykırımın yüzyılını tamamlamış olacağız ama bir şey yapamadık. Hasta olan Osmanlı’ya can suyu veren en örgütlü toplum Ermeni halkı olmuştur. Ermeni siyasetçileri hasta adama karşı kendi çıkarlarını düşünmüş olsaydı bugün belki de bunu yaşamazdık."   ‘VATANI OLMAYANIN TUFANI GEÇMEZ’   Yapılan soykırım ile Ermeni halkının vatansız bırakıldığını sözlerine ekleyen Estukyan, “Hrant ve ben bu ülkeyi vatan belledik. Bu topraklar Ermenilerin ana vatanıdır. Bu toplum, tarih sahnesine bu topraklarda çıktı. Romalıların, Moğolların istilası ve toplu katliamların hedefi oldu. Bu tufan geçti ama 1915 tufanı geçmiyor çünkü vatanımızdan edildik. Vatanı olmayanın tufanı geçmez” diye belirtti.    Panel katılımcıların söz almaları ve soru-cevap kısmı ile son buldu.