Nusaybin Davası başladı: Özyönetim direnişi yarınlara ışık olacak 2018-04-16 16:25:10 MARDİN - Nusaybin yasağında tahliye edildikten sonra tutuklananların yargılandığı dava duruşması görülmeye başlandı. Efrin’e dönük saldırılara tepki gösterilen savunmalarda, “Siz Cizre, Sur ve Nusaybin'e tankla topla girerseniz halk kendini savunur. Özyönetim direnişi yarınlara ışık olacak” denildi.  Mardin'in Nusaybin ilçesinde, 14 Mart 2016'da ilan edilen “sokağa çıkma yasağı”nın devam ettiği 26 Mayıs 2016'da tahliye edildikten sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan 67 kişiden 50 kişinin yargılandığı davanın 2’nci duruşması, Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürlüğü binasının mahkeme salonuna çevrilen bölümde yapılan yargılama için Tokat, Elazığ, Mardin ve Siverek’teki cezaevlerinde bulunan tutuklular duruşma salonuna getirildi.    Yapılan kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada savunmalara geçildi.   ‘KÜRTLERİN KENDİ KADERLERİNİ TAYİN HAKKINA DESTEK VERDİM’   İlk olarak Elazığ T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan İsmail Yılmaz savunma yaptı. Marksist-Leninist Komünist Parti (MLKP) üyesi olduğunu belirten Yılmaz, parti tüzüklerinde bulunan “Ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı” maddesine vurgu yaptı. Kendi kaderlerini tayin etme haklarını elde etmeleri için Kürt halkına destek verdiğini belirten Yılmaz, Kürt halkı üzerinde uzun bir süredir ciddi baskıların olduğunu kaydetti.    Yine TSK ve bağlı ÖSO gurupları tarafından Efrin’e dönük saldırılarını kınayan Yılmaz, “Elbette Suriye’de ve dünyanın birçok yerinde ezilen halklar kendi yönetimlerini kurarak, kendi kendilerini yöneteceklerdir. DAİŞ tüm dünya halklarının başına bela oldu. Bunun bedelini en ağır şekilde ödeyen ise Türkiye halklarıdır” dedi.   ‘ÖZYÖNETİM DİRENİŞİ YARINLARA IŞIK OLACAKTIR’   Savunmasının devamında Türkiye’de yargının bağımsız olmadığını belirten Yılmaz, kimi eski davaların sonuçlarını hatırlattı. “Türkiye halkları faşizmin baskısı altında tutuluyor” diyen Yılmaz, şunları söyledi: “Özyönetim, belki bugün kazanmamıştır. Paris Komünü 70 gün sürmüştü. Biz özyönetim direnişi ışığını Paris Komünü’nden aldık. Bu günkü özyönetim direnişlerinin ışığı da yarınların ışığı olacaktır.”    ‘YARGILANMASI GEREKEN SİSTEMDİR’   Yılmaz, savunmasının devamında şunları söyledi: “Bu ülkenin Cumhurbaşkanı her gün kalkıyor birilerine hakaret ediyor. Tek tipleştirme ve faşizm uygulanıyor. Bugün yaşananlar ile Hitler’in yaptıkları arasında hiçbir fark yoktur. Burada yargılanması gereken sistemdir. Ancak bunu yargılayacak bir mahkeme var mı derseniz, yok. Kimsenin burada ‘biz adalet bekliyoruz’ diye bir beklentisi yoktur. Yargılanması gereken düzendir. Bunu yargılayacaklar da bu ülkenin halkları, işçileri ve emekçileridir.”    Savunmasını “Rojava kazanacak. İşgalciler gidecek, halklar kazanacak ve mutlaka bu güneşi göreceğiz” diyerek sonlandıran Yılmaz, salondaki tutuklular ve izleyiciler tarafından alkışlandı.    'DARBE MEKANİĞI FORMATLANMIŞ BİR ŞEKİLDE DEVREDE'   Duruşma MLKP'li Süleyman Göksel Yerdut'un savunmasıyla devam etti. Geçmişten günümüze kadar yapılan askeri darbelere değinen Yerdut, "Darbe mekaniği formatlanmış bir şekilde AKP’nin eliyle bugün devreye konulmuştur. AKP'nin sivil darbesi de tüm halklara karşıdır. Bu durum karşısında susmayacağımızı devrim şehitleri adına söz veriyoruz. Karanlığın en yoğun olduğu an şafağa en yakın olduğu andır" diye konuştu.    Parti tarihlerinin hazırlanan iddianameyi çürütecek bir düşünceyi ortaya koyduğunu ifade eden Yerdut, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine değinerek, “Türkiye haklarının bir evladı olarak, insani ve devrimci bir tavır olarak bu politikaları kınıyorum” dedi.    ‘AKP YAŞASIN İNSANLAR ÖLSÜN POLİTİKASI DEVREDE'   Çözüm sürecinin bitirilmesiyle birlikte PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin daha da ağırlaştırıldığına dikkat çeken Yerdut, şunları söyledi: “Siz Cizre, Sur ve Nusaybin'e tankla topla girerseniz, halk kendini savunur. AKP'nin Kürt politikası ülkeyi yıkıma götürüyor. AKP korku ve tedirginlik içindedir. AKP, Kürt düşmanlığında dolayı çıldırmış durumdadır. ‘AKP yaşasın insanlar ölsün’ politikası devreye konulmuştur.”    ‘TÜRKİYE’YE BARIŞ GETİREMEYENLER EFRİN’E BARIŞ GÖTÜREMEZ’   "Devlet öldürücü bir mekanizmadır" diyen Yerdut, Kürt basınına dönük baskılardan bahsetti. Yergut, "Efrin’de de barış içerisinde yaşayan halklar, çeteler tarafından havadan bombalanarak öldürülmüştür. Tüm bunlar soykırımdır. Terörizm budur işte.  Efrin'e barış götüreceğiz diyorlar. Türkiye’de barış var mı? Türkiye'ye barış getirmeyenler Efrin'e barış götüremez" sözleri ile Efrin’e dönük saldırılara tepki gösterdi.     Yapılan yargılamanın hukuki olmadığını söyleyen Yerdut, Cizre yasağında yaşamını yitirenleri anarak, "Bugün burada yargılandığım davada tarih karar verecektir. Cizre'de bodrumlarda katledilen o bedenlerimizi asla unutmayacağız. Ezilenler adına yargılandığım bu dava benim için gurur kaynağıdır" şeklinde konuştu.     İddianamede geçen “terör örgütü” ifadesine tepki gösteren Yerdut, “İddia makamı bir ‘terör örgütü’ arıyorsa, AKP'ye bakması yeterlidir" dedi. Mahkeme Başkanı’nın, "Sen savunma yapmadın sadece kendi düşüncelerini anlattın" demesi üzerine Yerdut, “Adil yargılama olmadığı için diyeceklerim bu kadardır” cevabını verdi.     Duruşmaya 10 dakikalık ara verildi.