Newroz’da yaşamını yitiren Zengin için başvurulan AYM’den cevap yok 2018-03-20 09:01:04 İSTANBUL - İstanbul’da kutlanmak istenen 2012 Newrozu’nda polisin müdahalesi sonucu yaşamını yitiren Hacı Zengin’in dosyasında 6 yıldır bir ilerleme sağlanamadı. Avukat kızı Eylem Zengin Ayata, AYM’de henüz sonuç alamadıklarını belirterek, AİHM’ye başvuracaklarını söyledi.  Ortadoğu halklarının direniş günü olarak gördüğü Newroz, Türkiye ve bölgede çoğu kez yasaklanmasına rağmen ateşi her yeri ısıtmaya devam etti. Yasağı tanımayan halk, her yeri Newroz alanına çevirdi ve  bunun sonucunda da canlarına pahasına bedeller verdi. Bunlardan biri de 2012 yılında İstanbul’da yasaklanan Newroz’da yaşamını yitiren Hacı Zengin’di.    İstanbul'da 18 Mart 2012 tarihinde gerçekleştirilmek istenen Newroz, İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklandı. Yasağa rağmen Zeytinburnu’nda bulunan Kazlıçeşme Meydanı’na akın eden binlerce kişiye polis müdahale etti. Yüzlerce kişinin yaralandığı müdahalede, polisin kullandığı gaz bombasından etkilenen Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Arnavutköy İlçe Yöneticisi Hacı Zengin (57) hastaneye kaldırıldığı sırada yolda yaşamını yitirdi. Zengin’in ölümünden 11 ay sonra otopsi raporu çıktı. Çıkan raporda da Zengin'in vücudunda darp iziyle morluk olduğu ve biber gazının ölümü tetiklediği belirtildi.    Babasını kaybettiğinde 20 yaşında olan kızı Eylem Zengin Ayata, Newroz alanında olacaklarını söyledi.    ‘KÜRT HAREKETİYLE GENÇ YAŞTA TANIŞTI’   Babasının henüz 6-7 yaşındayken hayat mücadelesi veremeye başladığını belirten Ayata, Kürt siyasi hareketiyle çok genç yaşta tanıştığını ve aktif olarak çalışmalara katıldığını söyledi. Ayata, babasının insanların ırk temelli yaklaşımları bir kenara bırakıp emek mücadelesi içerisinde yer almaları gerektiğini düşündüğünü dile getirdi.    ‘HEP MÜCADELE ETTİ’   Ekonomik şartlardan dolayı Diyarbakır’dan göç etmek zorunda kaldıkları İstanbul’a göç etmek zorunda kaldıklarını dile getiren Ayata, “Tabi İstanbul’da da uzun yıllar maddi sıkıntılar yaşadık. Babam astım hastası olmasına rağmen mobilya cilasında çalışıyordu. Bu nedenle hastalığı hep vardı. Ancak hiçbir zaman pes etmedi hep mücadele etti bizim için” diye konuştu.    ‘BABAMIN DESTEĞİ HEP VARDI’   Babasını kaybettiğinde Kıbrıs’ta Hukuk Fakültesi okuyan Ayata, “Babam kaybettiğim zaman evet psikolojik olarak yıkıldım. Fakat ailemin ve arkadaşlarımın desteği, babamın benim istediğim yolda yürüyebilmem için verdiği mücadele pes etmemi engelledi. Ve o sene Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne geçiş yaptım. Babamın çocukları için belli bir meslek isteği yoktu. Bizim istediğimiz işi yapmamız için çabalardı. Ben de hukuk okumayı çok istiyordum. O da bu isteğimi gerçekleştirmem için elinden geleni yaptı” dedi.    ‘KIBRIS’TA OLDUĞUM İÇİN BABAMLA GİDEMEDİM’   Her sene babasıyla birlikte Newroz’a gittiklerini; ancak 2012 yılında Kıbrıs’ta olduğundan gidemediğini dile getiren Ayata, “Babam da her sene olduğu gibi o sene de Newroz’a katılmış. Ancak o sene İçişleri Bakanlığı, Newroz’un, 21 Mart dışında kutlanmasına izin verilmemesine dair bir genelge göndermiş. Akabinde birçok şehirde Newroz’u kutlamak isteyen halk, polis müdahalesiyle karşılaşmıştı. Fakat malumdur ki ülkemizde polis müdahalesi durumun gerekliliğinden ziyade siyasi atmosfere göre şekillenmekte ve şiddetlenmektedir” diye konuştu.    ‘TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ’    Babasının Newroz alanına giderken, polis müdahalesiyle karşılaştığını belirten Ayata, “Topkapı minibüs durağında biber gazına maruz kalmış ve polisler tarafında darp edilmiş. Alana giremeyince arkadaşları ve yeğeniyle geri eve dönmüş; ancak evde fenalaşmış, hastaneye gidene kadar yolda hayatını kaybetmiş” ifadelerini kullandı.   Adli Tıp Kurumu’nun babası için verdiği rapora da dikkat çeken Ayata, “Raporun gelmesi 11 ayı buldu. Raporunda ‘biber gazına maruz kalındıktan sonra açık havaya çıkıldığı takdirde kısa bir süre sonra biber gazının etken maddesinin vücutta tespit edilemeyeceği, ancak aldığı darbeler biber gazına maruz kalışı ve astım hastası olmasının göz önünde bulundurulduğunda ölüm sebebinin biber gazı olabileceği belirtilmiştir’ denildi. Ancak buna rağmen savcılık ‘kimseye atfedilecek bir suç bulunamadığı’ gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi” dedi.    ‘AİHM’E BAŞVURMA DIŞINDA SEÇENEK KALMADI’   Babasının davasının şu an kendisinin takip ettiğini söyleyen Ayata, hukuki süreci şöyle anlattı: “Hukuki süreç içerisinde henüz öğrenci olduğum için bizzat dahil olamamıştım. Ancak, artık ben takip ediyorum. Takipsizlik kararına itiraz ettiğimizde itirazımız reddedildi. Red kararını tebliğ edebilmemiz 2 yıl sürdü. Geçen sene Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduk. Ancak henüz bir sonuç çıkmış değil. Bu gidişle çıkacak gibi de değil. AİHM’e başvurmak dışında bir seçeneğimiz de kalmıyor. Ülkemizde yıllardır bir çığ gibi büyüyen yıkım maalesef hukuk alanını da içine almış durumdadır. Her geçen gün artan hak ihlalleri, ölümler, nefret söylemleri artık devletin her kademesini ve toplumun büyük bir kesimini etkisi altına almış durumda. Hakim ve savcılar; vakaları kanunlara ve vicdanlarına göre değil, mevcut siyasi iktidarın isteklerine göre değerlendirir hale gelmiştir.”    ‘EN GÜZEL RENKLERİMİZLE NEWROZ'A'   Bu yılki Newroz’a çağrı yapan Ayata, “Newroz’u bir halk için acıyı simgeler hale getirmeye çalışanlar göreceklerdir ki bu sığ zihniyetlerinin ömrü uzun olmayacaktır. Newroz, hiçbir zaman acı ve gözyaşları içerisinde karşılanmayacaktır. Nasıl ki yüzyıllardır doğa her Newroz’da en güzel renklerini açmaya devam ediyorsa, bizler de en güzel renklerimizi giyip halay çekmeye devam edeceğiz ve her gün erkek vahşetinin yaşandığı, çocuk istismarı haberlerinin sıradanlaştığı bu coğrafyaya dair umuduz her Newroz’da tekrardan tazelenecektir” diye konuştu.    MA / Sadiye Eser