‘Aç da susuz da kalsak Dımdım Kalesi gibi asla Efrin’i terk etmeyiz’ 2018-03-14 11:29:14 EFRİN - Kuşatma altında açlık ve susuzlukla teslim alınmak istendiklerini söyleyen Efrinliler, tıpkı 1400 yıl önce Dımdım Kalesi’nde yaşandığı gibi "Aç da kalsak, susuzda kalsak topraklarımızı terk etmeyeceğiz" diyor. Efrin’e yönelik saldırılar 54'üncü gününe girerken, Türk Silahlı Kuvvetleri(TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı altında toplanan gruplar ile Demokratik Suriye Güçleri (QSD) arasındaki şiddetli çatışmalar devam ediyor. TSK ve ÖSO, Kürtlerin 17'nci yüzyıldaki Dımdım Kalesi’ne benzer bir direnişle karşılaştı. "3 gün, bir haftada zafer" nidalarıyla başlayan saldırılarda iki aydır istediği sonucu alamayan Türkiye, Dımdım Kalesi’nde yaşandığı gibi halkı dört taraftan kuşatıp aç, susuz, ilaçsız bırakarak sonuç almak istiyor. Bu kapsamda hem havadan hem de karadan yapılan yoğun bombardımanda sivil yaşam yerleri hedef alınırken, yüzbinlerce kişinin yaşadığı kantonun içme suyu şebekesi bombardımanla yok edildi. Siviller gıda ve ilaç sıkıntısı yaşarken, Efrinliler, Dımdım Kalesi sakinlerinin yaptığı gibi aç ve susuz bırakılırlarsa bile Efrin'i terk etmeyeceklerini kaydetti.    KOMÜN VE MECLİSLER HAREKETE GEÇTİ   Efrin'de özerk yönetime bağlı bulunan komünler ve meclisler tarafından kısıtlı koşullara rağmen halkın ihtiyaçları karşılanıyor. Her mahalle ve komünde halka kuyulardan su temin edilirken, yine gaz ve benzin depoları da açılarak halkın ihtiyaçları karşılanıyor. Efrin'in 7 mahallesinde de komün ve meclis çalışanları hizmet verirken, kuyuların olmadığı yerlere de traktörlerle su taşınıyor.    İNSANLIK SUÇU   Susuz ve aç bırakma politikalarına karşı ayakta olduklarını söyleyen İsmail Berekat, insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıya olduklarının altını çizdi. Efrin’in suyunun kesildiğini aktaran Berekat, meclisler ve komünler aracılığıyla kısıtlı da olsa su ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirtirken, şöyle devam etti: "Bu durum hiçbir hukukta yer almıyor. Bütün uluslararası güçler ve sorumlular bunu görmelidir. Burada sivil insanlar yaşıyor. Türk devleti sularımızı kesti. Bu bir insanlık suçudur. "   AÇ DA SUSUZ DA KALSAK...   Tank, top ve savaş uçağı başta olmak üzere her türlü silahın kendilerine karşı kullanıldığını dile getiren Berekat, "Efrin halkını yerlerinden yurtlarından etmeye çalışıyorlar. Biz de ısrar ediyoruz, burada yaşayacağız. Kimsenin toprağı değil, bizim atalarımızın toprağıdır. Biz aç kalsak da, susuz kalsak da burada yaşayacağız. Topraklarımızı bırakmayacağız" dedi.   ‘UNUTMAYACAĞIZ’    Efrinli Êzidîlerden olan Evdo Bekar, Şera ilçesine bağlı Sinka köyünden. Bekar, Kürtlerin daha önce de bu tür durumlar yaşadığını, direnişleri kırılamayınca bu tür teslim alma politikalarına maruz kaldıklarını ifade etti. Bekar, şunları söyledi: "Efrinli insanları aç ve susuz bırakarak, terbiye etmeye çalışıyorlar. Biz bütün kısıtlamalara rağmen halen topraklarımızdayız. Efrin'i bırakmamak için buradayız. Efrin'de siviller katlediliyor. Bizi öldürerek bitiremeyecekler. Suları kesiyorlar. Bunu unutmayacağız."   ‘EFRİN DİRENİYOR’   Efrin Araplarından 30 yaşındaki Telat Şeban ise, kentte insanlığa dair ne varsa yok edilmeye çalışıldığını vurguladı. Türkiye’nin Meydankê Barajı ve çevresine girdiğini, oradan kantona gelen suları kestiğini söyleyen Şeban, "Bunlarla bölgeyi insanlaştırmak istiyorlar. Daha sonra buralarla ilgisi olmayan kişileri getirip yerleştirmenin derdindeler. Topraklarımızın demografik yapısıyla oynuyorlar. Bugün bize DAİŞ ve El Nusra gibi gruplar saldırtılıyor. Bunlar onların uygulamalarıydı. Herkes bunu çok iyi bilir. Bugün ise Türk devleti yapıyor. Savaş uçaklarıyla Efrin halkına bomba yağdırıyorlar. Efrin bu insanlık dışı uygulamalara karşı direniyor" diye konuştu.    MA / Nazım Daştan