Tahmaz: Garê Kürt sorununun çözümsüzlüğünün sınırını gösterdi 2021-03-01 09:07:38 İSTANBUL - Garê operasyonunun Kürt sorununda çözümsüzlüğün sınırını gösterdiğini belirten Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, "Garê operasyonunun siyasetin dengelerini ciddi anlamda sarstığı görülüyor. Taşlar yerinden oynadı" dedi.  Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi topraklarında bulunan Garê’ye yönelik düzenlediği ve 13 esir ile 3 rütbeli askerin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan operasyona ilişkin tartışmalar her geçen gün büyüyor. PKK tarafından çatışmaların sonuçlarına ilişkin yapılan açıklamada, esirlerin bir kısmının bombardımanda bir kısmının da sonradan devlet güçleri tarafından öldürüldükleri ifade edilirken, devlet yetkilileri ise esirleri PKK’nin öldürdüğünü iddia ediyor. Oluşan şüpheler üzerine PKK, inceleme yapmak üzere bölgeye bağımsız heyetlerin bölgeye gelmesi çağrısında bulundu. Can kayıplarına ilişkin şüphelerin artması üzerine pek çok farklı kesimden de bağımsız heyetlerin inceleme yapması çağrıları geldi.   Öte yandan esirlerin neden barışçıl yollarla kurtarılmaya çalışılmadığı ve bu yönlü girişimlerde bulunulmadığı konusu ise gündemin en çok tartışılan konularından biri oldu. Operasyon sonrası sorumluluk üstlenmeyen AKP, suçlayıcı ifadelerle başta Halkların Demokratik Partisi (HDP) olmak üzere muhalif partileri hedef aldı.   İNCELEME MÜMKÜN MÜ?   Operasyonu ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendiren Garê’de yaşananların araştırılmasını istemenin siyaseten bir anlamı olduğunu ancak Türkiye’de bunun gerçekleşebilir bir öneri olmadığını dile getiren Tahmaz, çatışma ve savaş koşullarında bu tür girişimlerin sonuç verebilmesi ve işlevli olabilmesi için heyetin çatışan veya savaşan taraflarca tanınması ve onaylanması gerektiğine işaret etti. Tahmaz, böyle olmaması halinde girişimlerin heyetler için bizzat can güvenli sorununa yol açma riski taşıdığını söyledi.   Bağımsız heyetlerin inceleme yapma önerisinin gerçekleşebileceğini düşünmediğini ifade eden Tahmaz, şöyle devam etti: “Bugün Türkiye’nin esas sorunu, iktidarın bu türden girişimler kapalı, rıza vermesi mümkün olmayan bir yaklaşım içinde olması ve Türkiye’nin siyasi, toplumsal atmosferinin elverişsizliğidir. AKP ve MHP ittifakının siyasal gündeminde sorun çözmekten daha çok sorun üretmek var. Siyasal geleceklerini buna bağlamış olmalarının yarattığı sorunlu koşullarda bunun bir sonuç vermesi mümkün gözükmüyor.”   Tahmaz, söz konusu koşullar nedeniyle operasyonu bütün boyutlarıyla değerlendirmek için zamana ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bu görevi üstlenecek uluslararası alanda, geniş çevrelerde kabul görebilecek, ya da en azında baştan mahkûm edilmesi zor güçlü bir heyetin veya uluslararası tanınırlığı olan kurumların harekete geçmesi sağlanabilir” diye belirtti.     ÇÖZÜMSÜZLÜK GİRDABI   Devlet yetkilileri tarafından esirlerin kurtarılması için gerçekleştirildiği ifade edilen operasyonun barışçıl yöntemlerle, hiçbir cana mal olmadan da gerçekleştirilebileceğine dikkat çeken Tahmaz, 1990’lı yıllardan kamuoyunda “çözüm süreci” olarak bilinen PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet arasında yürütülen görüşmelerin devam ettiği 2015 yılına kadar tarafların onayı ile İnsan Hakları Derneği (İHD) ve farklı kişiler aracılığıyla kimsenin yaşamının riske atılmadan 368 askerin kurtarıldığını hatırlattı.   Tahmaz, çözüm süreci sonrası Kürt sorununun almış olduğu muhtevanın böylesi girişimlere engel olduğunu vurgulayarak, “İktidarın Kürt siyasal hareketini veya herhangi bir bileşenini partisinin ihtiyaçları dışında doğrudan veya dolaylı muhatap almama, aksine yok etme politikası eski yöntemlerin hayata geçmesini engelledi. Nitekim İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, ailelerle birlikte bazı alıkonulanları teslim almak için gidildiğinde örgüt yetkililerin devletin doğrudan veya dolaylı diyalog kurulmasının şart koştuğunu ve bu nedenle teslim alamadıklarını 16 Şubat 2021 gazeteci Kemal Göktaş’a verdiği röportajda açıkladı. Kısacası tarafların siyasal ajandaları veya gündemleri soruna yaklaşımda belirleyici olduğu için insan yaşamının risk edilmemesi veya yaşamın kendisi esas mesele edilmediği için bugünkü sonuçlarla karşı karşıyayız” diye konuştu.   SİYASET DENGELERİ SARSILDI   Türkiye’nin ciddi bir siyasal kriz yaşadığını, bütün siyasal ve toplumsal kesimleri ciddi bir şekilde etki altına aldığını altını çizen Tahmaz, “Garê operasyonunun siyasetin dengelerini ciddi anlamda sarstığı görülüyor. Taşlar yerinden oynadı. Nasıl yerlerini bulacak çok net değil. Bu süreçte belirleyici olacak olan Millet İttifakı partilerinin izleyecekleri politika ve parlamento dışı demokratik muhalefet hareketi bileşenleri olacak. CHP yaptığı gibi devleti kuran parti olarak devleti zaafa uğratmama ve çözüm süreçlerini mahkûm etmek güdüsüyle operasyonlara muhalefet ediyor gibi görünüyor. İYİ Parti’nin Türk milliyetçiliği eksenli operasyon muhalifliği, Kürt sorunu ve iktidarın güvenlikçi politikalarını ağırlaştırmanın yanı sıra İktidarı daha ayakta kalmasını, hedeflerine ulaşmasını sağlamaktan başka bir işe yaramıyor” diye konuştu.   OPERASYONUN FARKLI BOYUTLARI    Tahmaz, operasyonun amacının 13 esirin kurtarılmasının çok ötesinde farklı boyutları olduğuna değinerek, “Türkiye askeri operasyon alanını genişletmiştir. Artık Irak Kürt Bölgesel Yönetim sınırları içinde çok sık askeri ve güvenlik eksenli operasyon yapacaktır. Bu konuda bir süredir Rojava’da olduğu gibi, içerden ya da dışarıdan herhangi ciddi tepkiyle karşılaşmayacağını test etmiş oldu. İçerde muhalefet başarısız oldu diye eleştiriyor ama operasyonun kendisiyle ilgilenmiyor. Millici politika gereği Kürt savaşının derinleşmesi sorun edilmiyor” ifadelerini kullandı.   KARAYILAN YAKALANMAK İSTENDİ   Operasyonun PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanmasına benzer bir başarı elde edilme amacıyla yapıldığının çok açık olduğunu savunan Tahmaz, devamında şunları söyledi: “İçişleri Bakanı hedefte Murat Karayılan’ın olduğunu ima yoluyla da olsa ifade etti. Bunun başarılamamış olması, operasyonun başarısız olarak tanımlamak, yanlışa sürüklenmeye yol açabilir. İlk kez sınırda 30 kilometre içerde bir operasyon yapılmış olmasının sonuçları ve muhtemel olacaklar gözardı edilemez. Son yıllarda Kürt sorunun bölgesel olarak aldığı yeni hal ve savaşın ulaştığı boyut kavranmış olsaydı, hiçbir koşulda çatışma dışında yakalanmış olanların 5-6 yıl gibi uzun bir süre alıkonulmaz, serbest bırakılmalarının bir yolu bulunurdu.”   OPERASYONUN ARDINDAN   Garê operasyonunun Kürt meselesine dair çözümsüzlüğün sınırını gösterdiğini 5belirten Tahmaz, artık hiçbir şeyin dönemdeki gibi ele alınamayacağını vurguladı. İktidarın, yıpranmış görüntüsünü aşmak için temel stratejisine uygun yeni taktiklerle Kürt siyasal hareketine bütün gücüyle doğrudan ve dolaylı olarak her türlü yöntem ile yükleneceğini söyleyen Tahmaz, “Operasyon aynı zamanda iktidar için zorlukları, sınırları ve sorunları da gösterdi. Bu noktada iktidar karşısında konumlananlar bütünlüklü ve demokratik zeminde bir arada durmayı, birlikte karşı koymayı başardıkları ölçüde başarıya yaklaşacaklar.  Bunun için muhalefet cephesinde Garê operasyonu sonrasında gereğinden fazla estirilen iyimser havanın yanıltıcı boyutunun görülmesi gerekiyor. Bir de halen PKK elinde olduğu ifade edilen insanların serbest bırakılması için herkesin harekete geçmesi sağlanmalı ve yeni bir yol bulunmalı”  diye konuştu.    MA / İdris Sayılğan