Gümüştaş: Partimize yönelik saldırı tesadüf değil 2021-01-22 09:40:23 İZMİR - "Ev hapsi" kararıyla serbest bırakılan ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, partilerine yönelimin bileşeni oldukları HDP’nin kapatması gündeminden bağımsız olmadığını söyledi.   Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) yöneticisi ve üyelerine yönelik 14 Ocak günü İzmir merkezli 12 ilde yapılan operasyonda 47 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan ESP İstanbul İl Eşbaşkanı Ezgi Bahçeci, partinin İzmir eski İl Başkanı Kerim Altınmakas, Limter-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Deniz Bakır ve Gülşah Padak ile birlikte HDP Parti Meclisi üyesi olan Sıtkı Güngör tutuklanarak cezaevine konuldu. ESP Eş Genel Başkanı Avukat Özlem Gümüştaş ve Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Pınar Gayıp’ın da bulunduğu 42 kişi ise, ev hapsi gibi kararlarıyla serbest bırakıldı.    Hakkında verilen kararla ev hapsinde tutulan ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, partilerine yönelik operasyona dair Mezopotamya Ajansa (MA) konuştu.    HUKUKİ VE SİYASİ SALDIRGANLIK   Partilerine yönelik operasyonun bir itirafçının beyanlarına dayanılarak yapıldığını söyleyen ESP Eş Genel Başkanı Gümüştaş, gözaltında kaldıkları süre boyunca hukuki ve siyasi saldırganlıklarla karşı karşıya kaldıklarını anlattı. Operasyon sonucunda 5 arkadaşlarının tutuklandığını dile getiren Gümüştaş, iktidar ve kendisine bağlı kolluk güçlerinin siyasi kıyım ve katliamlarla partilerine baskı uyguladığını ifade etti.    Gümüştaş, “Her zaman şunu söylüyorlar; Kürt özgürlük mücadelesini ve sosyalistlerin mücadelesini bitireceğiz. Böyle bir siyasi konseptin içinde bizler var olmaya devam ediyoruz. Buna karşı duyulan bir öfke var. Örneğin parti binalarımızdaki, parti kurumlarımıza ait paralara el konuldu. Parti binalarımızda şehitlerimize ait fotoğraflar klozetlerin içine atıldı ya da üzerlerine basıldı. Bütün değerlerimiz bu biçimde çiğnenmeye çalışıldı. Ters kelepçe uygulaması ile adliyeye çıkarıldık. Ben bir Eş Genel Başkan olarak 10 saat boyunca adliyenin koridorunda tek başıma bekletildim. Su ve şeker gibi ihtiyaçlarımız uzun bir süre karşılanmadı. Bunların tek bir açıklaması var. Bize karşı duyulan öfke” dedi.     SİYASİ KOMPLO   Bu tür saldırıların baştan aşağı “siyasi komplo” olduğunu, nitekim soruşturmayı savcısının da bir istihbarat elemanı gibi çalıştığını dile getiren Gümüştaş, ileriki günlerde bu savcı hakkında suç duyurusunda bulunacağını paylaştı. Gümüştaş, şunları söyledi: "MİT’in hazırladığı, emniyetin fezlekesi ile birlikte tamamladığı ve gereken bütün kararları tıpkı bir istihbaratçı gibi ya da üçüncü sınıf bir emniyet amiri gibi hazırlayan bir savcıyla bütünleşen bir saldırıdan bahsedebiliriz. Savcı hakkında ilerleyen günlerde suç duyurusunda bulunacağım. Savcıya şunu sordum; Bir itirafçının benimle ilgili ifadesi olabilir ve siz bir savcı olarak bu konuda beni dinlemek isteyebilirsiniz. Birincisi, beni makamınıza çağırmayarak operasyonla evimden aldırma sebebiniz nedir? Bir partinin Eş Genel Başkanıyım, aynı zamanda avukatım. Adliyeye mutlaka gönüllülük temelinde de gelirim. Diğeri de beni bu biçimde hadi aldınız ESP Genel Merkezini, İrtibat bürosunu, İzmir il binasını ve Yamanlar ilçe örgütünü neden bastınız? Yani sizdeki şüphe uyandıran şey ne? Savcı dedi ki; 'Partinizi tanıyoruz. Biliyoruz bazen dosyalar vardır, bazen de örgütler vardır. Dosyalarda hukuku uygularsınız ama örgütler olunca tedbir alırsınız.'  Savcının söylemi o kadar net bir açıklama ki. Nihayetinde tutuklama kararı ile sevk etti.”    "Örgüt üyeliği" iddiasıyla gözaltına alınsa da söz konusu savcının ‘örgüt yöneticiliği’ iddiasıyla hakkında tutuklama talep ettiğini belirten Gümüştaş, “İddiasını bir kalem daha artırmış oldu. Sorgu sürecinde ise sorgu hakimleri ile avukatlarımız gerçek hukuk mücadelesi yürüttü. Ben karşımdaki sorgu hakimine şunu söyledim; Basınç altında olduğunuzu görüyoruz. Dosyanın boş olduğuna inanıyorsunuz. Ama birileri size diyor ki ‘bunlar tutuklanacak’. Dolayısıyla bu bıçak sırtı ortamda karar vermek çok zor. Üstelik memleketin tek adamı her gün HDP’nin kapatılmasıyla yatıyor kalkıyor. Politik bir iklim içinde zor bir karar. Mahkemeler üzerinde ciddi baskılar var. Bunlara da hukuku öğretmek bizim görevimiz" ifadelerini kullandı.   REHİN ALMA POLİTİKASI   Gümüştaş, bir partinin Eş Genel Başkanı olarak hakkında ev hapsi kararı verilmesinin ise “rehin alma” politikası olduğunu vurguladı. Tutuklanan arkadaşlarının bir an önce serbest kalması için mücadele edeceklerini dile getiren Gümüştaş, şunları ekledi: "Ev hapsini, zindan duvarlarını kendine sınır belirlemeyen birçok tutsak gibi, bir partinin eş başkanı olarak ben de bu hapsetme biçimini aşarak siyaset üretmenin bir yolunu bularak yoluma devam edeceğim. Sayın Selahattin Demirtaş'tan, sayın Figen Yüksekdağ'dan, partimizin önceki dönem uzun süre tutsak kalan ve eş başkanlığını sürdüren Çiçek Otlu’dan ve şuan Elazığ Cezaevinde bulunan Leyla Güven'den öğrendiğim siyasi mücadele geleneğini kuşanarak bu koşullar altında eş başkanlık faaliyetini sürdüreceğim."    SALDIRILAR TESADÜF DEĞİL!   Gümüştaş, parti olarak maruz kaldıkları saldırının AKP iktidarı ve ittifak ortağı MHP’nin son günlerde büyük bir basınçla dillendirdiği HDP'nin kapatılması, bütün siyaset zeminin tırpanlanması söylemleri içerisinde tesadüf olmadığını da dile getirdi. Gümüştaş, “AKP ve MHP faşist bloğu, her geçen gün daha fazla içine sürüklendiği krizle debelenirken, onların iktidarını sarsacak bizim gibi bütün politik öznelere saldırılarını daha fazla yoğunlaştırdı. Hatta öyle istiyorlar ki bu saldırılar karşısında en büyük barikat olan politik özgürlük mücadelesinin en temel odağı ve gücü olan HDP’yi kapatsınlar. Bunun için bize saldırılar yapıyorlar” diyerek, faşizme karşı mücadelenin daha fazla yükseltilmesi gerektiğini vurguladı.   TOPYEKÛN MÜCADELE   Önümüzdeki günlerde partilerinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK)  toplantısını toplayarak bir çalışma programı hazırlayacaklarını paylaşan Gümüştaş, "İktidar hakikaten gün sayıyor. Gün saydıkça bize karşı zulmünü ve baskısını artırıyor. Bizim bu tür saldırılar karşısında daha güçlü bir özgürlük mücadelesi ve birleşik mücadeleyi yürütmeye ihtiyacımız var. Bunu bir süredir tartışıyoruz. HDP ve HDK ile tartışıyoruz. Kadın örgütlerine saldırıyı kadın örgütleriyle ayrıca tartışıyoruz. Bütün politik öznelerin siyasi parti ve örgütlerin topyekün bir mücadeleye, faşizme karşı özgürlük mücadelesine girmesi gerekiyor. Bunun için bazı birleşik kanallar da yaratmaya çalışıyoruz. Aslında eylemimizi ve sözümüzü ‘faşizmi yıkalım, politik özgürlüğümüzü kazanalım’ temel şiyarında buluşturmaya çalışıyoruz" dedi.   MA / Esra Solin Dal