Baskıların başlangıç noktası: İmralı 2020-10-17 09:01:18 İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve 6 aylık avukat yasağına tepki gösteren siyasetçiler, baskıların başlangıç noktasının İmralı’dan verildiğini belirterek, “birleşik cephenin” örülmesi gerektiğini vurguladı.   İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 21 yılı aşkın bir süredir devam eden tecrit her geçen gün daha da ağırlaştırılıyor. Öcalan, 2016 yılından bugüne kadar kardeşi Mehmet Öcalan’la bir, avukatlarıyla ise toplamda 5 kere görüştürüldü. Bu süreç içerisinde avukatlar ve aile tarafından yapılan onlarca görüşme başvurusuna olumlu ya da olumsuz herhangi bir cevap verilmedi. Son haftalarda yapılan başvurular ise, Bursa 2'nci İnfaz Hakimliği’nin 23 Eylül'de Öcalan ve İmralı’daki tutuklu diğer 3 isim hakkında verdiği 6 aylık avukat görüş yasağı gerekçesiyle reddediliyor. Öcalan’a dönük yıllardır devam ettirilen bu tecrit toplumun birçok kesimi tarafından da tepkiyle karşılanıyor.     Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, Öcalan üzerinde sürdürülen tecridi ve dışarıya yansımasını değerlendirdi.    BULUT: ÜLKE TECRİT EDİLMİŞ   HDP’li Bulut, Öcalan’a dönük her yönelimle demokrasi güçlerine dönük baskıların da arttığı dikkati çekti. En son verilen 6 aylık avukat yasağının zamanlamasına dikkati çeken Bulut, yasağın partilerine yönelik gözaltı operasyonundan hemen önce alındığını ve bunun da demokrasi güçlerine bir gözdağı anlamına geldiğine vurgu yaptı. Tecrit, yasak ve gözaltı operarasyonlarının birbirinden bağımsız ele alınamayacağını belirten Bulut, milyonlarca insanın “Benim liderim” dediği birinin 21 yılı aşkın bir süre tecritte tutulmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.    Bulut, “23 Eylül'de Sayın Öcalan hakkında görüş yasağı getiriliyor. Hemen ardından Kobanê direnişi gerekçe gösterilerek partimize dönük soykırım operasyonu başlatılıyor. AKP iktidarı ülkenin politik anlamda gidişatını değiştirebilecek olan her sözü kısıyor. Dolayısıyla Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit öyle sıradan bir tecrit kavramıyla açıklanamaz. Tüm ülkede tecrit edilmiş durumda. Bugün kadınlara, muhalefete, barolara, Kürtçe oynanacak bir oyuna bile tecrit uygulanıyor. Bunlar birbirinden bağımsız şeyler değil” değerlendirmesinde bulundu.    ‘KAPILAR ARALANDIĞINDA BASKILAR AZALIYOR’   Öcalan’ın İmralı’da bulunduğun süre boyunca sadece bir kere telefon hakkından yararlanabildiğine değinen Bulut, şunları söyledi: “İmralı’da Sayın Öcalan’a dönük her yönelim aynı zamanda demokrasi güçlerine dönük baskıların da arttığı anlamına geliyor. Ancak demokrasi güçlerinin verdiği mücadeleler sonucunda İmralı kapıları aralandığında bu baskılar azalıyor. Bugün Sayın Öcalan’a verilen avukat görüş ve telefon yasağı ile bir halk cezalandırılıyor. Hiçbir alanda tecridi kabul etmiyoruz. Bu anlamda Sayın Öcalan'ın belirlenen kanunlar çerçevesinde tüm haklarının kullandırılması gerekiyor.”   ‘TECRİT TÜM ÜLKEYE YAYILDI’   Tecridin tüm ülkeye sirayet ettiğini vurgulayan ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran ise, demokrasi güçlerine dönük artan gözaltı ve tutukluma furyasının Öcalan’a dönük 6 aylık avukat görüş ve telefon yasağından ayrı düşünülemeyeceğini belirtti. Kürt hareketi başta olmak üzere, sosyalistler ve tüm demokrasi cephesine dönük baskıların yeni olmadığını söyleyen Taşkıran, son 5 yılda uygulanan baskıların çok yoğunlaştığını ve bu baskılar sonucunda binlerce kişinin “sudan sebeplerle” cezaevine girdiğini dile getirdi.    ‘BASKILARIN BAŞLANGIÇ NOKTASI İMRALI’   Demokrasi güçlerine dönük baskının başlangıç noktasının İmralı olduğuna işaret eden Taşkıran, “22 yıldır Sayın Öcalan üzerinde süren tecrit bu gün tüm demokrasi güçlerine dönük uygulanıyor. Hak hukuk diyen emekçilere, kadın cinayetlerine karşı mücadele eden kadınlara, sağlık hakkı için mücadele eden sağlık emekçilerine, savunma hakkını savunan hukukçular tecrit altına alınarak susturulmak isteniyor. Bu uygulamaların kabul edilmesi mümkün değil. Bizler de bunu kabul etmediğimiz için baskı altına alınıyoruz” diye konuştu.    BİRLEŞİK MÜCADELE    Eşit ve bir arada yaşamı sağlamanın yollarından birinin tecrit politikalarına karşı çıkmaktan geçtiğini ifade eden Taşkıran, “Kürt sorunun çözümü için Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması gerekir. Herkesin buna karşı ses çıkarması gerek. AKP-MHP iktidarı kaybediyor, kaybettikçe de saldırıyor. Bu saldırılara karşı koyabilmek için birleşik bir cephenin örülmesi aciliyet gerektiriyor” ifadelerini kullandı.    MA / Erdoğan Alayumat